Danıştay Kararı 4. Daire 2005/562 E. 2005/1437 K. 13.07.2005 T.

4. Daire         2005/562 E.  ,  2005/1437 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2005/562
Karar No: 2005/1437

Temyiz Eden : Yıldırım Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1998 yılında elde ettiği menkul sermaye iradıyla ilgili beyanname vermeyen davacı adına re’sen yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamenin ilanen tebliğ edilip, kesinleştiğinden söz edilerek hesaplanan gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip,tebliğ edilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun bilinen adres tanımına uygun olarak davacı tarafından vergi dairesine verilmiş bir adresin mevcut olmadığının açık olduğu ancak, idarece, ilanen tebligat yapılabilmesi için adresin hiç bilinmediğine dair gerekli adres araştırmalarının yapılmadığının anlaşıldığı, bu durumda, Almanya’nın Berlin Vatandaşlık İşleri Dairesinin Türkçe tercümesi yapılmış 15.3.2004 günlü yazısına göre, 1972 tarihinden itibaren yurtdışında mukim olduğu anlaşılan davacı hakkında yeterli adres araştırması yapılmadan ilanen tebliğe gidilmesi yasal olmadığından kesinleşmiş bir amme alacağından söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar vermiştir. Davalı İdare, bilinen adreslerde, ihbarnamenin tebliğ edilememesi nedeniyle ilanen tebliğ edilen amme alacağının kesinleştiğini,dolayısıyla ödeme emri düzenlenmesinin yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacı, 1972 yılından itibaren yurt dışında mukim olduğundan elde ettiği faiz gelirleri nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca beyanname verme zorunluluğu bulunmadığı, dolayısıyla ödeme emrine karşı açılan davanın borcum yoktur kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden mahkeme kararının sonucu itibarıyla yerinde olduğu düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Olay tarihinde yürürlükte olan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Beyanname verilmeyen haller”başlıklı, 1998 yılı gelirlerine uygulanmak üzere 29.7.1998 tarihinde yürürlüğe giren 86 ıncı maddesinin 2 nci bendinde, dar mükellefiyette vergiye tabi gelir sadece,tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile kurumlardan elde edilen kar paylarından ibaret ise beyanname verilmeyeceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında 1998 yılı içinde elde ettiği menkul sermaye iradı ile ilgili olarak yapılan inceleme sonucu, davacının yıl içinde elde ettiği menkul sermaye iradı için beyanname vermediği ileri sürülerek adına yapılan re’sen tarhiyata ilişkin ihbarnamenin bilinen adresinde tebliğ edilememesi üzerine ilanen tebliğ edildiği, kesinleştiğinden söz edilerek de davacı adına ödeme emri düzenlendiği, anlaşılmaktadır. Ancak, davacı tarafından 1972 yılından itibaren yurt dışında ikamet ettiği iddia edilmekte ve … İlçesi Vatandaşlık İşleri Dairesi Nüfus Dairesinden alınan bir belgeyle bu husus ispat edilmektedir. Bu durumda, dar mükellef olduğu açık olan davacının tevkif suretiyle vergilendirilmiş menkul sermaye iradı ile ilgili olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun 86 ıncı maddesi uyarınca beyanname verme zorunluluğu bulunmadığı gibi, Türkiye’de vergilendirilecek bir geliri olmayan davacının vergi dairesine adres bildirme yükümlülüğü de olmadığından mahkeme kararı sonucu itibarıyla yerinde görülmüştür.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine, 13.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.