Danıştay Kararı 4. Daire 2005/361 E. 2005/1694 K. 06.10.2005 T.

4. Daire         2005/361 E.  ,  2005/1694 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2005/361
Karar No: 2005/1694

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Rami Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
İstemin Özeti : … Limited Şirketi adına 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin muhtelif vergi borçlarıyla ilgili olarak düzenlenen ihbarnamelere karşı dava açılmıştır. …Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının c/bendinde dava dilekçelerinin “ehliyet” yönünden inceleneceği ve 15 inci maddenin 1 nci fıkrasının b/bendinde ise ehliyetsiz kişinin davayı açması halinde davanın reddedileceğinin öngörüldüğü, Türk Ticaret Kanununun 540 ıncı maddesinde, limited şirketlerde aksi kararlaştırılmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirketi temsil edeceklerinin öngörüldüğü, … Limited Şirketi’nin ortağı iken 16.10.2001 tarihinde hisselerini devrederek şirketle ilişkisini kesen davacıya, şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin tebliğ edilmesi üzerine dava açıldığı, ihbarnamelerin şirket adına düzenlendiği, şirketteki hisselerini 16.10.2001 tarihinde devreden davacının şirket adına düzenlenen ihbarnamelere dava açamayacağı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir. Davacı ,ihbarnamelerin tebliğ alındılarının üzerine kendi adının yazıldığını, ehliyetli kişinin dava açması için dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Dava konusu ihbarnameler, … Limited Şirketi’nin 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin vergi ve ceza borçlarıyla ilgili olarak şirket tüzel kişiliği adına düzenlenmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94 üncü maddesinde, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcisine vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 377 nci maddesinde ise mükelleflerle kendilerine vergi cezası kesilenlerin tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabileceği öngörülmüştür.
… Limited Şirketi adına salınan vergi ve kesilen cezalara ilişkin ihbarnamelere, şirket adresinin yazıldığı, fakat bu ihbarnamelerin kanunen yetkili şirket temsilcilerine veya yöneticisine tebliğ edilmeyip, eski şirket temsilcisi olan davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin davacıya tebliğ edilmiş olması bu ihbarnamelerin şirkete tebliğ edilmiş sayılmasını gerektirmeyeceği gibi bu ihbarnamelerde yer alan şirket adına salınmış vergi ve kesilen cezadan davacının şahsen sorumlu tutulması sonucunu da doğurmaz. Sözü edilen ihbarnameleree dayanarak davacının vergi ve cezadan sorumlu tutulması ve takip edilmesi mümkün bulunmadığından, tebligatın şahsına yapılmış olmasının davacının menfaatini haleldar ettiği kabul edilemez.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine, 6.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.