Danıştay Kararı 4. Daire 2005/1332 E. 2006/244 K. 22.02.2006 T.

4. Daire         2005/1332 E.  ,  2006/244 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2005/1332
Karar No: 2006/244

Temyiz Eden : Çapa Vergi Dairesi Müdürlüğü/ İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yeminli Mali Müşavir olan davacının, … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi’nin gerçeğe uygun olmayan belge düzenleme fiillerine iştirak ettiği ileri sürülerek 1999 yılı için vergi ziyaı cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, vergi dairesinin, mükellefi tespit, vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eden daire olduğu, 2 nci fıkrasında ise, mükelleflerin vergi uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 43 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında da, katma değer vergisinin, mükellefin işyerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunacağının öngörüldüğü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim ve harçlardan kaynaklanan Devlete ait kamu alacakları hakkında tahsil işlemleri ile bu alacakların güvence altına alınması için gerekli diğer işlemlerin yapılmasına mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olduğu, yetki kuralının takip edilmesi gereken kişiye değil, takibin konusu olan verginin mükellefine göre belirlendiği, davacının kurumlar vergisi tasdik raporu düzenleyerek suça iştirak ettiği gerekçesiyle sorumlu tutulduğu kamu alacağının mükelleflerinin … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi olduğu, bu şirketlerin bağlı olduğu Yenibosna Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün davacı adına ceza kesmeye yetkili bulunduğu, yeminli mali müşavir olarak tasdik raporu düzenleyen davacının bağlı olduğu Çapa Vergi Dairesi Müdürlüğünce ceza kesilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, davacının ilgili firmaların gerçekte mal alım satımı yapıp yapmadığını tespit etmek amacıyla gerekli denetimi yapmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına 22.2.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y (X)

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında vergi dairesinin mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden daire olduğu, ikinci fıkrasında ise mükelleflerin vergi uygulaması bakımından hangi Vergi Dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği öngörülmüştür. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 106 ncı maddesinde ise gelir vergisinin, mükellefin ikametgahının bulunduğu mahal vergi dairesince tarh edileceği, Vergi Usul Kanununun 365 nci maddesinde de vergi cezalarının olayların ilgili bulunduğu vergi bakımından mükellefin bağlı olduğu vergi dairesince kesileceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda yeminli mali müşavir olan davacının, iki ayrı şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiillerine iştirak ettiği ileri sürülerek adına vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Davacı gelir vergisi mükellefi olup Çapa Vergi Dairesi Müdürlüğüne bağlıdır. Kaçakçılığa iştirakden dolayı mükellefi olduğu vergi dairesince ceza kesilmesi yukarıda sözü edilen mevcut düzenlemelere uygun bulunmaktadır. Bu itibarla aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.