Danıştay Kararı 4. Daire 2005/1267 E. 2006/537 K. 21.03.2006 T.

4. Daire         2005/1267 E.  ,  2006/537 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2005/1267
Karar No: 2006/537

Temyiz Eden (Taraflar) : 1-Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı/İSTANBUL
2-…
Vekili : …
İstemin Özeti : 1999 yılı işlemleri incelenen davacı adına yurtdışı harcamalarına ilişkin olarak gider kaydettiği üç adet faturanın gerçek dışı olduğu belirtilerek salınan kurumlar vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen vergi ziyaı cezasına karşı dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 4811 sayılı Kanunun 7 nci maddesine göre matrah artırımında bulunan davacı hakkında aynı Kanunun 14 üncü maddesinin 2 numaralı bendinde yazılı koşulların mevcudiyeti nedeniyle inceleme başlatılıp, tarhiyat yapılmasında Kanuna aykırılık bulunmadığı, davacı adına yurtdışında katıldığı fuar nedeniyle yaptığı harcamalara ilişkin olarak gider kaydettiği üç adet faturanın gerçek dışı olduğu belirtilerek tarhiyat yapıldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden, … adlı firmadan alınan faturanın usulüne uygun olmadığı, içeriği itibarıyla yanıltıcı nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından bu faturanın ve davacının defterlerine gider olarak kaydettiği ancak inceleme elemanına ve Mahkemelerine ibraz etmediği faturanın indirim olarak kabul edilmemesi nedeniyle bulunan matrah farkının yerinde olduğu, ancak Yurtdışında Düzenlenen Fuar ve Sergilere Milli Düzeyde veya Bireysel Katılımın Desteklenmesine İlişkin 1995/06 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında destekten yararlanmak için … Birliklerine ibraz edilen harcama tablosunda yer almaması nedeniyle gider olarak kabul edilmeyen faturanın içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu yolunda herhangi bir tespit bulunmadığından bu fatura nedeniyle hesaplanan matrah farkının yasal olmadığı gerekçesiyle matrahın azaltılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan işlemlerin yasal olduğunu, davacı, bulunan matrah farkı dayanaktan yoksun olduğu gibi 4811 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımında bulunulması nedeniyle bu döneme ilişkin işlemlerinin incelenemeyeceğini, incelenmesi durumunda ise arttırılan matrah kısmının dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Vergi Dairesi Müdürlüğünce davacı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : 4811 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesindeki koşulların varlığı nedeniyle davacının işlemlerinin incelenmesinde ve re’sen tarh yoluna gidilmesinde Kanuna aykırılık bulunmamakta ise de, 4811 sayılı Kanunun 10/4 üncü maddesi gereği tarhiyat yapılırken artırılan matrah dikkate alınmadığından, bu konuda yapılacak inceleme sonucu yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması, davalı idare temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacı temyiz istemine gelince;
4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’nun “Gelir ve kurumlar vergisinde matrah artırımı” başlıklı 7 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasında, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Şubat 2003 ayı sonuna kadar, 1998 takvim yılı için %30, 1999 takvim yılı için % 25, 2000 takvim yılı için % 20, 2001 takvim yılı için %15 nispetlerinden az olmamak üzere artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılamayacağı, 14 üncü maddenin 2 numaralı bendinde ise, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasının (1) numaralı bendindeki, “Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar, veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”, (2) numaralı bendindeki “belgeleri sahte olarak basanlar” hakkında (1) numaralı fıkra hükümlerinin uygulanmacağı ve bahsi geçenlerin bu Kanunun 7,8 ve 9 uncu madde hükümlerinden yararlanamacağı belirtilmiştir. Anılan Kanunun 10 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında, İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla, inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkının, bu Kanunun 7 ve 8 inci madde hükümleri ile birlikte değerlendirileceği hükmüne yer verilmiştir.
8.3.2003 günlü ve 25042 (m) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 seri No’lu Vergi Barışı Kanunu Genel Tebliğinin Matrah/Vergi Artırımına İlişkin Hükümler başlıklı VI. bölümünün F/2-(ba) kısmında, “mükellef, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunmuş ise, inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı ile mükelleflerin bu Kanunun 7,8 ve 9 uncu maddeleri hükümlerine göre artırdıkları matrahlar birlikte değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu mükellefin ilgili yıllarda artırılan matrah tutarlarının, vergi incelemeleri veya takdir komisyonu kararlarına göre o yıl için belirlenen matrah farkından fazla veya bu tutar kadar olması durumunda mükellef hakkında ayrıca vergi incelemeleri ve takdir komisyonu kararlarına göre vergi tarhiyatı yapılmaz ve ceza uygulanmaz,” denilmiş olup, (bb) kısmında da, vergi incelemeleri ve takdir sonucu belirlenen tarhiyata konu matrah farkının mükellefin ilgili yıl için artırdığı matrah tutarından fazla olması halinde, aradaki fark tutar kadar matrah farkı üzerinden mükellef hakkında gerekli vergi tarhiyatı yapılacağı ve ceza uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, 4811 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında da Kanunda belirtilen koşulların varlığı halinde vergi incelemesi yapılması ve matrah farkı tespit edilmesi halinde re’sen tarh yoluna gidilmesi mümkün olmakla birlikte yapılacak hesaplamalarda mükellefler tarafından artırılan matrahların da dikkate alınması gerekmektedir.
Davacı kurumun 1999 yılı işlemleri yurtdışında katıldığı fuara ilişkin olarak gider kaydettiği üç adet fatura ile sınırlı şekilde incelenmiş ve 12.5.2003 günlü vergi inceleme raporu ile bu faturaların gerçek bir mal ve hizmet alımına ilişkin olmadığının tespit edildiği belirtilerek re’sen tarhiyat yapılmıştır.
4811 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 2 numaralı bendi kapsamında davacının işlemlerinin sınırlı olarak incelenip, tarhiyat önerilmesinde yasaya aykırılık görülmemiştir. Ancak, davacının, vergi inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal etmeden önce 4811 Kanunun 7 nci maddesi uyarınca matrah artırımında bulunduğu ihtilafsız olduğundan anılan Kanunun 10 uncu maddesinin 4 numaralı fıkrasında belirtilen hüküm uyarınca, bulunan matrah farkının artırılan matrah dikkate alınarak birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, Mahkeme tarafından, davacı adına tarh edilen vergi ve kesilen cezalara yönelik uyuşmazlığın esası incelenerek matrah tespit edilmesi yerinde olmakla birlikte ilgili yıl için artırılan matrah dikkate alınmadan karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının artırılan matrah dikkate alınarak yeniden karar verilmek üzere bozulmasına, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz isteminin reddine, 21.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.