Danıştay Kararı 4. Daire 2005/1150 E. 2006/356 K. 28.02.2006 T.

4. Daire         2005/1150 E.  ,  2006/356 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2005/1150
Karar No: 2006/356

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Kavaklıdere Vergi Dairesi Başkanlığı/ANKARA
İstemin Özeti : 2001 yılı işlemleri incelenen davacı şirketin örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizleri gider kaydettiği ve örtülü kazanç dağıttığı ileri sürülerek 2002 yılına devreden zararı azaltılmış, adına özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; zararın azaltılmasına ilişkin işlem idari davaya konu edilebileceğinden davalı İdarenin iddiası yerinde görülmeyerek işin esasının incelendiği, olayda, davacı şirketin … Anonim Şirketi ile imzaladığı sözleşme ile Karayolları Genel Müdürlüğünden olan alacağını tahsil etmesine karşın temlik ettiği, kullanılan kredinin vadesinin sürekli uzatılarak, hesaplanan faizler için … Anonim Şirketi tarafından düzenlenen faturaların gider kaydedildiği dolayısıyla ödenen bu faizler örtülü sermaye niteliğinde olduğundan kanunen kabul edilmeyen gider olarak matraha eklenmesi suretiyle sonraki yıla devreden zararın azaltılması işleminin ve ortaklara verilen finansman hizmeti karşılığı fatura düzenlenmediğinden Vergi Usul Kanunu’nun 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, 2001 yılı için matrah artırımında bulunulduğundan 4811 sayılı Kanun uyarınca bu yıl için tarhiyat yapılamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’nun “Gelir ve Kurumlar vergisinde matrah artırımı” başlıklı 7 nci maddesinin 1 nci fıkrasında, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Şubat 2003 ayı sonuna kadar belli edilen oranlardan az olmamak üzere artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılamayacağı, 13 üncü fıkrasında ise, matrah artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin, mahsup ya da nakten iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkının saklı olduğu belirtilmiştir.
Belirtilen hükümlere göre, matrah artırımında bulunan mükelleflerin ancak matrah artırımında bulundukları yıllar için daha önce tevkif yoluyla ödedikleri vergilerle ilgili olarak mahsup veya nakden iade talebinde bulunmaları durumunda bu talepleriyle sınırlı olmak üzere inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin 27.3.2003 günlü dilekçeyle 2001 yılı için 4811 sayılı Kanundan yararlanmak suretiyle matrah artırımında bulunduğu, 2001 yılı işlemlerinin 6.9.2002 günlü inceleme yazısı ile sınırlı incelenmesi sonucu düzenlenen raporun sonuç bölümünde, şirketin, 2001 takvim yılında indirim yoluyla gideremediği iade talebinden, iade edilmeyen kısmının iadesinin uygun olduğunun belirtilmesine karşın, örtülü sermaye ve örtülü kazanç dağıtımı yönünden yapılan inceleme sonucu sonraki döneme devreden cari yıl zararı azaltılarak adına özel usulsüzlük cezası kesildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2001 yılı için matrah artırımında bulunan davacı hakkında daha önce tevkif yoluyla ödediği vergilerin mahsup ve nakden iadesi talebinde bulunulması durumunda ancak bu hususla sınırlı olmak üzere inceleme ve tarhiyat yapılabilmesi nedeniyle davacı hakkında yapılan sınırlı incelemenin hangi nedenle yapıldığı ve vergi inceleme raporunda belirtilen nakten iade talebinin ilişkin olduğu vergilerin ve dönemlerinin araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden davayı reddeden Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 28.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.