Danıştay Kararı 4. Daire 2004/622 E. 2004/2031 K. 20.10.2004 T.

4. Daire         2004/622 E.  ,  2004/2031 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/622
Karar No: 2004/2031

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü ANKARA
İstemin Özeti : Davacı kurum adına 2000 yılı için takdir komisyonu kararına dayanılarak re’sen kurumlar vergisi salınıp, fon payı hesaplanmış, vergi ziyaı cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu ihbarnamelerin 10.4.2003 tarihinde tebliğ edildiği, aynı tarihte bu borçların 4811 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinden yararlanarak ödenmesi için başvurulduğu,taksitlendirme yapılarak tebliğ edildiği, ancak söz konusu tarhiyatlar için 9.5.2003 tarihinde dava açıldığı, yükümlü şirketin anılan Kanunmaddesinden yararlanarak, dava açmayacağını taahhüt etmek suretiyle idareye başvurduğu, daha sonra bu iradeden vazgeçmesine neden olabilecek yasal bir neden bulunmamakta iken tarhiyatın dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Davacı kurum,dava açma hakkının engellenemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : 4811 sayılı Vergi Barış Kanunu’nun 3 üncü maddesinde öngörülen dava açmama şartı, vergi borcundan yararlanmanın bir şartı olup, kanun maddesinde dava açılmasını engelleyecek özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle açılan davanın esastan incelenmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden, davaya konu olan ihbarnamelerin yükümlü şirkete tebliğ edilmesinden sonra aynı tarihte vergi dairesine verilen dilekçe ile kesinleşmemiş vergi borcunun 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’nun 2 ve 3. maddesinden yararlanarak öngörülen süre ve şekilde ödenmek istendiği ve bu borçlarla ilgili olarak dava açılmayacağının idareye bildirilmesi üzerine taksitlendirme yapılarak 14.4.2003 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, yükümlü şirketin Vergi Barışı Kanunundan yararlanılan tarhiyatların kaldırılması istemiyle dava açma süresi içerisinde vergi mahkemesi nezdinde başvuruda bulunduğu, bakılan davada Vergi Mahkemesince, davacı şirketin Vergi Barışı Kanunundan yararlanma isteği ile vergi dairesine başvurduğu ve taksitlendirmenin yapıldığı, iradesinden vazgeçmesine neden olabilecek yasal bir neden bulunmazken tarhiyatların dava konusu yapılmasının mümkün olmadığından dava esasının incelenmesine olanak bulunmadığına karar verildiği, yapılan temyiz başvurusu üzerine dosya Danıştaya intikal ettiği anlaşılmaktadır.
4811 sayılı Kanunun 3/1. maddesi ile kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan kamu alacaklarının taksitle ödenmesine imkan sağlandığı, ödeme koşullarına uyulması, dava açılmaması veya açılmış bulunan davalardan vazgeçilmesi şartıyla vergilerin % 50 sinin, gecikme zammı, gecikme faizi ile vergi cezaları ve bunlara uygulanan gecikme zamlarının tahsil edilmemesini kurala bağlanmıştır.
Olayda, yükümlü şirket 10.4.2003 tarihinde dava açılmayacağını belirterek Vergi Barışı Kanunundan faydalanma isteminde bulunmuşsa da; dava açma süresi geçirilmeden verilen dilekçe ile mahkemede tarhiyata karşı dava açtığı dolayısıyla Vergi Barışı Kanunundan faydalanma isteminden vazgeçtiği, iradesini değiştirdiği görülmektedir.
Vergi Mahkemesince, davacının Vergi Barışı Kanunundan yararlandırılmaması, süresi içerisinde tarhiyata karşı açılan dava esasının incelenmesi gerekirken incelenmeksizin reddi yolunda hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yükümlü şirket temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, ihbarnamenin tebilği üzerine 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’ndan yararlanmak isteyen davacının, süresinde açtığı davanın esasının incelenip, incelenmeyeceğine ilişkindir.
4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla vergi mahkemeleri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen,re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatlarda, belli miktarlarda ödeme yapılması, dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla vergilerin % 50 sinin, diğer feri alacakların tamamının tahsilinden vazgeçileceği belirtilmiştir.
Dava açma hakkı Anayasal bir hak olup, bu hakkın kısıtlanması ancak açık bir Kanun hükmüne bağlıdır. Vergi Barışı Kanununda belirtilen dava açılmaması şartı, Kanunda öngörülen indirimli ödemelerden yararlanma şartı olup, dava açma hakkını kısıtlayıcı bir hüküm değildir. Dava açılması halinde Kanun hükümlerinden yararlanılması mümkün değildir.
Olayda, davacı kurum kendisine 10.4.2003 günü tebliğ edilen ihbarnamelerdeki vergi ve cezalar için, aynı gün 4811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinden yararlanmak üzere başvurmuş ise de, dava açma süresi içinde de tarhiyata karşı dava açmıştır. Vergi mahkemesince de dava incelenmeksizin reddedilmiştir. Ancak anılan kanunda dava açma hakkını engelleyici bir hüküm bulunmamakta, sadece kanun hükümlerinden yararlanılması dava açılmaması koşuluna bağlanmış olduğundan, mahkemece davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın incelenmeksizin reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Bu nedenle, … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının davanın esası incelenerek bir karar verilmek üzere bozulmasına, 20.10.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden,temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.