Danıştay Kararı 4. Daire 2004/561 E. 2004/1944 K. 12.10.2004 T.

4. Daire         2004/561 E.  ,  2004/1944 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/561
Karar No: 2004/1944

Temyiz Eden : Maliye Bakanlığı/ANKARA
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin yapımını üstlendiği … Sulama ve Derivasyon inşaatı işinden dolayı istihkaklarından kesilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının 4325 sayılı Kanunda belirtilen indirim oranına isabet eden kısmının ret ve iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 21.7.2003 tarihli ve 03/778 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 23.11.1998 tarih ve 4325 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinde; maddenin yürürlüğe girdiği 1.1.1998 tarihi ile 31.12.2000 tarihi arasında, belirlenen illerde yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için bu illerdeki işyerlerinde fiilen ve sürekli olarak 10 ve daha fazla işçi çalıştırmaları şartıyla işe başlama tarihinden itibaren yatırım dönemi dahil beş vergilendirme dönemi gelir ve kurumlar vergisi istisnası getirildiği, bu kazançlar hakkında, kurumlar vergisi mükellefleri açısından, kurumlar vergisi ile birlikte, 4325 sayılı Kanunun kabulü sırasında yürürlükte bulunan asgari kurumlar vergisi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/6-b maddesinde öngörülen stopaj konusu verginin de alınmayacağı, Maliye Bakanlığınca yayımlanan 1 seri No’lu Genel Tebliğde de yeni işe başlamaktan maksadın, gelir ve kurumlar vergisi açısından ilk defa mükellefiyet tesisi veya kapsama dahil illerde yeni bir işyerinin kurulması olduğu, buna göre vergi istisnasından faydalanmak için, kanun kapsamındaki illerde yeni işyeri açmak ve bu işyerinde fiilen 10 veya daha fazla işçi çalıştırmak gerektiği, olayda faaliyetin sürdürüldüğü Adıyaman’ın istisnadan yararlanacak iller arasında olduğu, ara kararına verilen cevaptan 10 işçiden fazla işçi çalıştırıldığı, bu durumda davacı şirketin 4325 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (a) fıkrasındaki istisnadan yararlanmaya engel bir halinin bulunmadığı, vergiden istisna edilen bir iş nedeniyle istihkaklardan yapılan kesintilerin mahsup imkanı olmadığından iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Davalı İdare, Vergi Usul Kanununun 116 ve devamı maddeleri kapsamında bir vergi hatası bulunmadığını, davacının istihkaklarından yapılacak kesintinin indirimli olmasının mümkün bulunmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Mevcut düzenlemeler uyarınca ilgililerin düzeltme şikayet yoluna müracaat edebilmeleri için Vergi Usul Kanununun 116 ve devamı maddelerinde belirtilen hesap ve vergilendirme hatalarına ilişkin bir uyuşmazlığın bulunması gereklidir. 4325 sayılı Kanuna göre Olağanüstü Hal Bölgesi Kapsamında sayılan illerde taahhüt işi yapan davacının bu Kanunda öngörülen indirim hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağı yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemi hesap ve vergilendirme hataları kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Davacının başvurusu üzerine yapılacak işlem, davacının 4325 sayılı Kanunda öngörülen şartları taşıyıp taşımadığının tespitine yönelik olup, Vergi Usul Kanununun 116 ncı maddesi uyarınca bir vergi hatasından söz edilemez. Bu durumda davacının başvurusunu 4325 sayılı Kanunun istisna hükümleri kapsamında değerlendiren ve uyuşmazlığı düzeltme şikayet başvurusu içinde incelemeden karar veren mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116 ncı maddesinde “Vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması” vergi hatası olarak tarif edilmiş, 117 ve 118 inci maddelerde hesap hataları ve vergilendirme hataları belirtilmiştir. Mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesine ilişkin olarak vergi dairesine yapacakları taleplerinin reddi üzerine şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına başvurmaları mümkündür.
4325 sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yerlerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 3 üncü maddesinin b fıkrasının 3 üncü bendinde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihden önce, kanun kapsamına dahil illerde işyeri bulunan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 31.10.1997 tarihinden önce vermiş oldukları en son 4 aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilave olarak yeni işe aldıkları ve bu işyerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçi sayısının 10 ve daha yukarı olması halinde, 1.1.1998 – 31.12.2007 tarihleri arasında bu işyerinden elde ettikleri kazançları üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar vergisine bu fıkrada belirtilen indirim oranlarının uygulanacağı belirtilmiş olup, davacı şirket de 11.12.2002 tarihinde, istihkaklarından yapılan gelir (stopaj) vergisi ve fon payına % 40 oranında indirim uygulanması gerektiğini ileri sürerek Maliye Bakanlığı’na başvurmuştur.
Mevcut düzenlemeler uyarınca ilgililerin düzeltme şikayet yoluna başvurabilmeleri için Vergi Usul Kanununun 116 ve devamı maddelerinde belirtilen hesap ve vergilendirme hatalarına ilişkin bir uyuşmazlığın bulunması ve bu hataların tamamen açık, hiç bir yorum ve tartışmaya gerek olmayan türden yanlışlıklar olması gerekmektedir. Ancak bu nitelikteki yanlışlıklar idari yoldan çözümlenebilir. 4325 sayılı Kanun kapsamında bulunan illerde inşaat taahhüt işi yapan davacının, indirim hükümlerinden yararlanması gerektiği yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemi, hesap ve vergilendirme hataları kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Davacının başvurusu üzerine yapılacak işlem, davacının 4325 sayılı Kanunda öngörülen şartları taşıyıp taşımadığının tespitine yönelik olacak ve bu amaçla yargı yerince gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak bir karar verilecektir. Dolayısıyla davacının istihkaklarından yapılan kesintiye indirim uygulanmaması hususu 213 sayılı Kanunun 116 ncı maddesinde öngörülen anlamda bir vergi hatası niteliği taşımamaktadır. Bu durumda davanın, uyuşmazlığın düzeltme ve şikayet yolu kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle reddi gerekirken mahkemece işin esasının incelenerek dava konusu işlemin iptal edilmesinde yasaya uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 12.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.