Danıştay Kararı 4. Daire 2004/209 E. 2005/1440 K. 13.07.2005 T.

4. Daire         2004/209 E.  ,  2005/1440 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/209
Karar No: 2005/1440

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Maliye Bakanlığı ANKARA
İstemin Özeti : Davacı şirket tarafından 1999 yılı yatırım indirimi üzerinden yapılan gelir vergisi stopajına ilişkin olarak verilen muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ile fon payının kaldırılması istemiyle Maliye Bakanlığı’na yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının beyannamesini verdiği tarihte yatırım indirimi tutarının gelir (stopaj) vergisine tabi olmadığına dair Kanunda açık bir hüküm bulunmadığı gibi, Bakanlar Kurulunca kanunla verilen yetkiye dayanılarak istisna kazançlara uygulanacak stopaj oranının belirlenmesine ilişkin düzenleme de yürürlükte olduğundan,olayın,213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun vergilendirme hatası ile ilgili 118 inci maddesi dışında kaldığı ve hukuki bir ihtilaf şeklinde ortağı çıktığı, hukuki ihtilafların ise, düzeltme hükümlerine göre çözümünün mümkün bulunmadığı, bu durumda, şikayet başvurusunun reddine dair işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, yürütme organının vergi salma yetkisi bulunmadığını dolayısıyla yok.hükmünde olan bu düzenlemeye dayanılarak yapılan tahakkukun vergi hatası kapsamında olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, 1999 yılında yararlanılan yatırım indirimi tutarından yapılan gelir vergisi tevkifatı nedeniyle verilen muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden ve dava konusu edilmeksizin ödenen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının kaldırılması istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun Maliye Bakanlığınca reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116 ncı maddesinde vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması vergi hatası olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 117 inci maddesinde matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması “hesap hataları” olarak, 118 nci maddesinde ise, mükelleflerin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme ve muafiyet döneminde hatalar vergilendirme hataları olarak sayılmıştır.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 4369 sayılı Kanunla değişik, 1.1.1999 günü yürürlüğe giren 6 ıncı fıkrasının b bendi ii alt bendinde, dağıtılsın dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8 inci maddesinin 1 numaralı bendi dışında kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlarından tevkifat yapılacağı, Bakanlar Kurulunun bu maddede yer alan tevkifat nispetini her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkili olduğu belirtilmiştir. Anılan bu yetki uyarınca çıkarılan 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu kararının eki kararın 2 inci maddesinin b bendi ii alt bendinde tevkifat oranı % 15 olarak belirlenmiş ve parantez içinde”yatırım indirimi “dahil ibaresi eklenmiştir. Bu düzenleme ile anılan 94 üncü maddenin 6 ıncı fıkrasını b bendi ii alt bendi hükmü uyarınca yatırım indiriminden faydalanılan tutarın tevkifata tabi tutulması sonucu doğmuştur. 25.8.1999 günlü ve 23797 sayılı Resmi Gazetenin mükerrer sayısında yayımlanan 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın 2 inci maddesinin b bendi ii alt bendinde parantez içinde yer alan ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasının b-ii alt bendine eklenen”yatırım indirimi” dahil ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Dördüncü Dairesi 3.5.2000 gün ve E:1999/5648, K:2000/1914 sayılı kararıyla”yatırım indirimi dahil” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.
T.C.Anayasa’sının 73 üncü maddesinde “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” denilmektedir. Kurumlar Vergisi Kanununun mükerrer 45 inci maddesinde de kurumlar vergisine ilişkin istisna, muafiyet ve kurum kazancının tespitinde indirimleri düzenleyen hükümlerin, ancak bu Kanun, Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununa hüküm eklenmek veya bu Kanunlarda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği belirtilmiştir.
Bu hükümlerin birlikte incelenmesinden Bakanlar Kurulunun vergi koyma, değiştirme veya kaldırma yetkisinin olmadığı, sadece Anayasa ve Kanunlarla tanınmış bulunan yetki çerçevesinde oranları belirleme yetkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Diğer taraftan idare, kanun hükmünün uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek sorun ve uyuşmazlıkları önlemek amacıyla bir düzenleme yapma yetkisine sahip ise de, bu yetkisini vergi kanunlarında belirlenen sınırları aşmadan kullanmak zorundadır. Bu nedenle Bakanlar Kurulunca vergi kanunlarında yer alan bir hükmün değiştirilmesi, kaldırılması veya vergi konusunda yeni bir hüküm konulması,Anayasa,ya ve vergi mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda, Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında yatırım indiriminin tevkifata tabi olacağı yolunda açık bir hüküm bulunmamasına karşın Anayasa ve Kanunlarla tanınmış yetki çerçevesinde sadece oranları belirleme yetkisi bulunan Bakanlar Kurulunca vergiden istisna edilmiş bir kazanç ve irat olmayan yatırım indiriminden faydalanılan tutarın, tevkifata tabi tutulması yolundaki düzenleme açıkca hukuka aykırı olup, davacı tarafından yapılan düzeltme talebinin vergi hatası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından,uyuşmazlığın Vergi Usul Kanununun vergilendirme hatası ile ilgili 118 inci maddesi kapsamında incelenemeyeceği gerekçesiyle davayı reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 13.7.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden istemin reddi gerektiği görüşü ile karara karşıyız.