Danıştay Kararı 4. Daire 2004/1881 E. 2005/307 K. 08.03.2005 T.

4. Daire         2004/1881 E.  ,  2005/307 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2004/1881
Karar No: 2005/307

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Beşiktaş Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
İstemin Özeti : 1999 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu davacı adına gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, vergi ziyaı cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu ihbarnamelerin 2.4.2003 tarihinde tebliği üzerine davacının 18.4.2003 günlü dilekçe ile 4811 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinden yararlanmak üzere başvurduğu, idarece taksitlendirme yapılarak ödeme tablosunun tebliğ edildiği, ancak söz konusu tarhiyatlar için süresinde dava açıldığı, yükümlü şirketin anılan Kanun maddesinden yararlanarak, dava açmayacağını taahhüt etmek suretiyle idareye başvurduğu, daha sonra bu iradeden vazgeçmesine neden olabilecek yasal bir sebep bulunmamakta iken tarhiyatın dava konusu yapılması mümkün olmadığından; davanın esastan incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davacı, dava açma hakkının engellenemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : 4811 sayılı Vergi Barış Kanunu’nun 5 inci maddesinde öngörülen dava açmama şartı, vergi borcundan yararlanmanın bir şartı olup, kanun maddesinde dava açılmasını engelleyecek özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle açılan davanın esastan incelenmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, ihbarnamenin tebliği üzerine 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’ndan yararlanmak isteyen davacının, süresinde açtığı davanın esasının incelenip, incelenmeyeceğine ilişkindir.
4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, bu kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanıldığı halde, bu tarihe kadar tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edileceği, 2 inci fıkrasında da bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin % 50 sinin, bu vergilere uygulanan gecikme faizinin ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden, vergi aslına bağlı olmayan cezaların kesilmesinden vazgeçileceği, 4 üncü fıkrasında ise mükelleflerin bu madde hükümlerinden yararlanabilmeleri için (2) numaralı fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödeme yapmaları ve dava açmamalarının şart olduğu belirtilmiştir.
Dava açma hakkı Anayasal bir hak olup, bu hakkın kısıtlanması ancak açık bir Kanun hükmüne bağlıdır. Vergi Barışı Kanununda belirtilen dava açılmaması şartı, Kanunda öngörülen indirimli ödemelerden yararlanma şartı olup, dava açma hakkını kısıtlayıcı bir hüküm değildir. Dava açılması halinde Kanun hükümlerinden yararlanılması mümkün değildir.
Olayda, davacı kendisine 2.4.2003 günü tebliğ edilen ihbarnamelerdeki vergi ve cezalar için, 18.4.2003 günlü dilekçe ile 4811 sayılı Kanunun 5 inci maddesinden yararlanmak üzere başvurmuş ise de, dava açma süresi içinde tarhiyata karşıda dava açmıştır. Vergi Mahkemesince dava incelenmeksizin reddedilmiştir. Ancak anılan kanunda dava açma hakkını engelleyici bir hüküm bulunmayıp, kanun hükümlerinden yararlanılması dava açılmaması koşuluna bağlanmış olduğundan, mahkemece davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın incelenmeksizin reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının davanın esası incelenerek bir karar verilmek üzere bozulmasına 8.3.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

A Z L I K O Y U

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyım.