Danıştay Kararı 4. Daire 2003/503 E. 2003/2611 K. 30.10.2003 T.

4. Daire         2003/503 E.  ,  2003/2611 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2003/503
Karar No: 2003/2611

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Dikimevi Vergi Dairesi Müdürlüğü-ANKARA
İstemin Özeti : … Anonim Şirketi ile … Limidet Şirketi’nin vergi borçlarından dolayı … İhtisas Gümrük Müdürlüğü nezdinde bulunan solvent türü kimyasal maddelere haciz konulduğunun 15.11.2001 tarihli yazıyla, bu maddenin yurda getirilmesini sağlayan davacı şirkete bildirilmesi üzerine davacı şirket 22.11.2001 tarihli dilekçeyle vergi dairesine başvurarak istihkak iddiasında bulunmuş, vergi dairesinin istihkak talebini reddetmesine ilişkin 24.1.2001 tarihli yazının tebliği üzerine haciz işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. …Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … Anonim Şirketi ile … Limited Şirketi’nin davalı idareye borçlu oldukları, uyuşmazlığın çözümünün Gebze İhtisas Gümrük Müdürlüğü depolarında bulunan kimyevi maddelerin hangi şirkete ait olduğunun anlaşılmasına bağlı olduğu, dosyada bulunan 1.12.2000 tarih ve … sayılı inceleme raporu ile 27.11.2000 tarih ve … sayılı Petrokimya Ürünleri İhtisas Gümrük Müdürlüğü yazısından söz konusu emtianın borçlu şirketlere ait olduğunun anlaşıldığı, davacı şirket tarafından istihkak iddiası ile emtianın kendilerine ait bulunduğu ve bu konuda adliye mahkemesinde dava açıldığı iddia edilse de istihkak davasında davanın kabulüne karar verilip bu karar kesinleşmeden haczin kaldırılması ve malların üçüncü kişi olan davacı kuruma tesliminin mümkün olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı şirket, hacze konu emtia ile ilgili olarak istihkak davası açıldığını, bu dava sonunda haczedilen malın kime ait olduğunun açıklığa kavuşacağını, bu nedenle dava sonucunun beklenilmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerektiğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla 30.10.2003 gününde karar verildi.

A Z L I K O Y U
Dosyanın incelenmesinden İthalat işlemlerinin … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi firmaları adına yapıldığı, faturaların bu firmalara kesildiği, ancak bedelin aracı firma tarafından ödendiği, ithal edilen malların İzmit Rafine Dolum Tesislerinde depolandığı, mal bedellerinin aracı firmaya ödenmemesi üzerine davacı firma tarafından yeni bir firma ile anlaşılarak yurt dışındaki firmadan faturaların yeni firma adına değiştirilmesinin istendiği, ancak bu arada adlarına ithalat yapılan şirketlerin borçlarından dolayı vergi dairesince depolanılan mallara haciz uygulandığı anlaşılmaktadır.
Davacı firmanın, ithal izni olan firmalar adına sipariş vererek malları ithal etmek ve aralarındaki anlaşma gereği bedellerini ödemek dışında, bu malların mülkiyeti ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Mallar antrepoda borçlu şirketler adına tutulduğundan, davacı şirketin haciz uygulaması sırasında istihkak iddiasında bulunması da hukuken mümkün değildir. Nitekim davacı şirkete haciz uygulaması sırasında bu nedenle herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Bu malların bedelini ödemek, ithal izni olmayan, faturaları kendi adına kestirmeyen, sonuç olarak malların mülkiyetine sahip olmayan şirkete, uygulanan haczi kaldırmak için her hangi bir hak sağlayamaz, firmalar arasında bir alacak borç ilişkisi var ise, bu ancak adli yargıda açılacak davalarla çözüme kavuşturulabilir.
Bu durumda, davacının kendisine ait olmayan depolanmış mallar üzerindeki haczin iptali için dava açması hukuken olanak bulunmadığından mahkemece verilen davanın reddi yolundaki karar sonucu itibarıyla yerindedir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddi gerekir.