Danıştay Kararı 4. Daire 2003/1680 E. 2004/1270 K. 27.05.2004 T.

4. Daire         2003/1680 E.  ,  2004/1270 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2003/1680
Karar No: 2004/1270

Temyiz Eden : Silivri Vergi Dairesi Müdürlüğü/SİLİVRİ
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacı adına mevduat faizleri ile repo gelirleri üzerinden tevkif yoluyla ödenen fon payının diğer vergi borçlarına mahsubunun mümkün olmadığı haksız yere iade edildiği söz edilerek düzenlenen inceleme raporuna göre istenilen fon payına karşı dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 3824 sayılı Yasa’nın 19 uncu maddesine göre, hernekadar beyannameye dahil kazanç ve iratlar üzerinden daha önce tevkif suretiyle alınan fon paylarının beyanname üzerinden hesaplanan fon paylarına mahsubunun yapılacağı, kurala bağlanmış ise de, olayda 1999 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinde dönem karı beyan edilmesine karşın yatırım indirimi nedeniyle kurumlar vergisi ve fon payının tahakkuk etmediği gözönüne alındığında aynı yıl içinde kesinti yoluyla ödediği vergi ve fonların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 121 nci maddesinin 2 nci fıkrası çerçevesinde davacıya iadesi gerektiği açık olup, dolayısıyla fon payı iade alacağı ile yatırım indiriminden tevkif edilen ancak mahkeme kararı ile davacıya iadesi gereken gelir (stopaj) vergisinin yanısıra iadesi gereken fon payı tutarının mevcut olduğunun çekişmesiz bulunduğu ve fon payı hasılatlarının Maliye Bakanlığı Saymanlığı eliyle Merkez Bankası hesaplarına aktarılarak, idarenin uhdesinde bırakıldığı açık olduğundan, bir kısmının nakten bir kısmınında Ekim 2000 dönemi katma değer vergisi borcuna mahsuben iadesi yapılan fon payı tutarları yönünden haksız iadeye sebebiyet verilmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle hesaplanan fon payının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, stopaj yoluyla ödenen fon payının mahsubunun mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : 3824 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi uyarınca, yıl içinde vadeli mevduatlardan elde edilen faiz gelirleri ve repo gelirleri üzerinden tevkif suretiyle alınan fon payı ancak beyanname üzerinden hesaplanan fon payına mahsup edilebileceğinden olayda, İdarece diğer vergi borçlarına mahsup edilen ancak yapılan inceleme sonucu geri istenen fon payında yasaya aykırılık bulunmadığından mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, yıl içinde elde edilen repo gelirleri ile vadeli mevduatlardan kesinti yoluyla ödenen fon payının, ilgili yıl kurumlar vergisi beyannamesinde kurumlar vergisi ve fon payı doğmaması nedeniyle mahsup edilememesi durumunda diğer vergi borçlarına mahsup edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
3824 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında; Yıllık, münferit ve özel beyanname veren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, beyannamelerinde hesaplayacakları, fon payını, ilgili gelir veya kurumlar vergilerinin ödeme süreleri içinde ödeyecekleri, ancak beyannameye dahil kazanç ve iratlar üzerinden daha önce tevkif suretiyle alınan fon payının, beyanname üzerinden hesaplanan fon payına mahsup edileceği, 4 üncü fıkrada, mükellef ve sorumlularca ödenen fon payının gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider yazılamayacağı, gelir ve kurumlar vergilerine mahsup edilemeyeceği belirtilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Mahsuplar” başlıklı ikinci bölümünün “Vergi tevkifatının mahsubu” başlıklı 121 nci maddesinde ise, yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu Kanuna göre kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edileceği, ikinci fıkrada, mahsubu yapılan miktarın Gelir Vergisinden fazla olduğu takdirde aradaki farkın vergi dairesince mükellefe bildirileceği ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracatı üzerine kendisine ret ve iade olunacağı düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden,davacının 1999 yılı işlemlerinin vadeli mevduattan elde edilen faiz gelirleri ve repo gelirleri üzerinden tevkif suretiyle alınan gelir (stopaj) vergisi ile fon payı ile ilgili olarak sınırlı incelenmesi sonucu, süresinde verilen kurumlar vergisi beyannamesi ile kar beyan ettiği ancak ilgili yılda yararlanılan yatırım indirimi nedeniyle ödenecek kurumlar vergisi doğmadığı,yıl içinde vadeli mevduat ve repo gelirleri üzerinden kesinti yoluyla ödenen gelir (stopaj) vergileri ile fon payı kesintilerinin defterlere işlendiği ancak … Bankası Fındıklı Şubesinden alınan faize isabet eden vergi ve fon payının mükerrer kaydedildiği tespit edilip, davacının 22.5.2000 günlü dilekçesi ile faiz gelirlerinden kesilen gelir (stopaj) vergisi ile fon payının bir kısmının 1999 yılı için ihtirazi kayıtla verilen muhtasar beyanname üzerinden tahakuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ile fon payına, 22.11.2000 günlü dilekçe ile de bir kısmının 2000/Ekim dönemine ait Katma Değer Vergisi borcuna mahsubunu talep ettiği düzeltme fişiyle mahsubun yapıldığı ancak, yatırım indirimi üzerinden yapılan tahakkuka karşı açılan dava sonucu mahkemece tahakkukun kaldırılmasına karar verilmesi üzerine bu kez 6.7.2001 günlü dilekçe ile ödenen kısmın iadesinin istendiği ve İdarece, iade işleminin yapıldığı belirtildikten sonra yıl içinde kesinti yoluyla ödenen fon paylarının beyanname üzerinde mahsubunun yapılamaması durumunda başka vergi borçlarına mahsup edilemeyeceği ileri sürülerek davacıya geri ödenen kısım ile mükerrer kayıt dikkate alınarak re’sen davacı adına fon payı hesaplandığı anlaşılmıştır.
3824 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinde belirtildiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesi uyarınca, mevduat faizleri ile repo gelirleri üzerinden kesinti yoluyla ödenen fon payının sadece, beyanname üzerinden hesaplanan fon payına mahsubu mümkün olup, gelir ve kurumlar vergilerine mahsup edilemeyeceği gibi, matrah tespitinde giderde yazılamayacağından davacı tarafından diğer vergi borçlarına mahsup talebi üzerine yapılan mahsup işlemleri yasaya uygun değildir. Bu nedenle, tevkif suretiyle ödenen ve vergi borcuna mahsup edilen fon payının iadesi gerektiğinden yapılan tarhiyat yasal olup, aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 27.5.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

A Z L I K O Y U

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.