Danıştay Kararı 4. Daire 2002/4036 E. 2003/2246 K. 07.10.2003 T.

4. Daire         2002/4036 E.  ,  2003/2246 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2002/4036
Karar No: 2003/2246

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Vize Malmüdürlüğü/Vize-KIRKLARELİ
istemin Özeti : 9.5.2002 günlü tutanakla; davacının 1.3.2002 tarihinden itibaren serbest meslek faaliyetiyle uğraştığının tespit edilmesi üzerine adına tesis edilen gerçek usulde vergi mükellefiyetine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme Başlıklı 14 üncü maddesinin 3 üncü bendinde, dilekçelerin bentte sayılan yönlerinden sırasıyla inceleneceği, anılan Kanunun 15 inci maddesinin 1/b bendinde ise; 14 üncü maddenin 3/d bendinde belirtilen idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken işlem olmaması durumunda davanın reddedileceğinin öngörüldüğü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377/1 inci maddesinde mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergileme ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri ifade edilmiş olup, 378 inci maddesinde de vergi mahkemesine dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonu kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiğinin hükme bağlandığı, olayda davacı nezdinde düzenlenen 9.5.2002 günlü yoklama fişiyle 1.3.2002 tarihinden itibaren ilçe ve köylerde yapılan özel eğlence ve düğünlerde klavye ile çalgı çaldığı ve şarkı söylediğinin tespit edilmesi üzerine 1.3.2002 tarihinden itibaren serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet tesis edildiğinin ve vergilendirilmesinin buna göre yapılacağının davacıya bildirilmesi neticesi bu işlemin düzeltilmesi istemiyle … Defterdarlığına yaptığı başvurunun reddi üzerine dava açtığı anlaşılmakta ise de; mükellefiyet tesisine ilişkin işlem vergi yargısı açısından ön işlem niteliğinde olup vergi uyuşmazlığına konu olabilmesi için sonuç doğuran bir işlemle tamamlanması gerektiğinden kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmaması nedeniyle tek başına davaya konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Davacı, gerçek usulde mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin işlem hukuksal durumunu etkilemesi nedeniyle kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinde olduğundan mahkeme kararının bozulması gerektiğini ileri sürmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Olayda, 9.5.2002 günlü tutanakla 1.3.2002 gününden itibaren serbest meslek faaliyetinde bulunduğunun tespit edildiği ileri sürülerek davacı adına gerçek usulde vergi mükelefiyetinin tesis edildiğini bildiren davalı İdarenin yazısının dava konusu edildiği ve vergi mahkemesi tarafından, söz konusu yazının kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem sayılamayacağı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddedildiği anlaşılmakta ise de, mükellefiyet tesis edilmesine ve vergilendirilmesinin buna göre yapılacağına ilişkin söz konusu yazı uyarınca yükümlünün beyanname vermesi ve gerçek usulde gelir vergisini ödemesi gerekeceğinden, dava konusu edilen yazının, yürütülmesi zorunda bir idari işilemin yükümlüye bildirilmesi olarak kabulü zorunlu olup, bu işlemin doğuracağı sonuçlar ancak, anılan yazının dava konusu edilmesi ile önlenebileceğinden, vergi mahkemesince davanın incelenmeksizin reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının davanın esası incelenerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Uyuşmazlıkta, ilçe ve köylerde yapılan özel eğlence ve düğün ve benzeri toplantılarda klavye ile çalgı çaldığı ve şarkı söylediğinin yoklama fişi ile tespit edilmesi üzerine 1.3.2002 tarihinden itibaren serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin … Valiliği Vize Malmüdürlüğünün 18.6.2002 tarih ve … sayılı işleminin düzeltilmesi istemiyle yapılan başvuruyu reddeden … Defterdarlığı işleminin iptali istemiyle açılan davayı; mükellefiyet tesisine ilişkin işlemin vergi yargısı açısından ön işlem niteliğinde olup idari davaya konu olabilecek yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmaması nedeniyle incelenmeksizin reddeden … Vergi Mahkemesi kararının yükümlü tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İdari işlemin hukuka uygunluğunun denetimi, iptal davalarının konusunu oluşturmaktadır. Bir işlemin iptal davasına konu olabilmesi için ilgililerin menfaatini etkileyen hukuki sonuçlar yaratmış olması ve kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelik taşıması gerekir.
Gerçek usulde mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin iptali istenilen işlem, yetkili idari merci tarafından idare hukuku ilkelerine göre yapılmış tek yanlı bir irade açıklaması olup, davacıya vergi mükellefi durumuna getirecek hukuksal durumunu etkilemesi ve yükümlülüğün gerektirdiği ödev ve sorumluluklar altına alması nedeniyle idari davaya konu yapılabilecek işlemlerin tüm niteliklerini taşımaktadır.
Bu nedenle, mükellefiyet tesis işlemine karşı açılan dava esasınının incelenmesi gerekirken incelenmeksizin reddine ilişkin Mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesi kararının, davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, 9.5.2002 günlü yoklama tutanağıyla serbest meslek faaliyetinde bulunduğunun tespit edildiği ileri sürülerek davacı adına gerçek usulde vergi mükellefiyetinin tesis edildiğini bildiren yazıya karşı açtığı davanın, söz konusu işlemin idari davaya konu edilemeyeceğinden söz edilerek incelenmeksizin reddedilmesine ilişkin mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı, menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği öngörülmüştür. Bu hükme göre, idare tarafından kamu hukuku alanında tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlere karşı iptal davası açılabileceği kuşkusuzdur.
Vergi Dairelerinin idari işlevleriyle ilgili olarak vergi hukuku alanında tesis ettikleri, doğrudan uygulanabilir nitelikte, yükümlünün hukukunu doğrudan etkileyen ve onların hukuki statülerinde hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamalarına karşı açılan davaların görülüp çözümlenmesi görevi 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin (a) bendi hükmü gereği vergi mahkemelerine aittir. Bu hükme dayanılarak idarenin tarh, tahakkuk ve tahsil dışında kalan ancak idari işlem niteliğinde olduğundan kuşku duyulmayacak işlemlerin davaya konu edilemeyeceklerinin kabulü mümkün değildir.
Olayda,1.3.2002 tarihinden itibaren ilçe ve köyler de yapılan özel eğlence ve düğünlerde klavye ile çalgı çaldığının ve şarkı söylediğinin 9.5.2002 günlü yoklama fişi ile tespit edilmesi nedeniyle bu faaliyetten elde ettiği kazancın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesi uyarınca serbest meslek kazancı olduğu, dolayısıyla 1.3.2002 gününde başlanılan faaliyetle ilgili olarak serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet tesis edilmiş olup vergilendirilmesi buna göre yapılacağı yolundaki davalı İdarenin yazısının, davacıya defter tasdik ettirip tutmak, fatura bastırmak ve kullanmak gibi kanunda gerçek usulde vergilendirilen mükellefler için öngörülmüş ve aksine hareketin ceza ile müeyyidelendirilmiş görev ve sorumluluklar yüklediğinden kuşku duyulamaz. Bu haliyle söz konusu yazının, davacının hukukunu olumsuz yönde etkileyen, idarenin tek yanlı ve kesin işlemi olarak nitelemek ve iptal davasına konu edilebileceğini kabul etmek gerekir. Bu itibarla davacı adına mükellefiyet tesis edildiğini ve vergilendirilmesinin buna göre yapılacağını bildiren davalı mal müdürlüğünün işleminin dava konusu edilemeyeceğinden söz edilerek, davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, k:… sayılı kararının, davanın esası incelenerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 7.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.