Danıştay Kararı 4. Daire 2002/3910 E. 2003/2593 K. 28.10.2003 T.

4. Daire         2002/3910 E.  ,  2003/2593 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2002/3910
Karar No: 2003/2593

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Ulus Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
İstemin Özeti : Davacı tarafından … Limited Şirketi adına düzenlenen 1997, 1998 ve 2001 yıllarına ait muhtelif vergileri içeren ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93 üncü maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzelkişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 94 üncü maddesinde ise, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı öngörülmüş olup, anılan Kanunun 377 inci maddesinde ise mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabileceklerinin belirtildiği,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının c bendinde ise dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği, 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasının b bendinde de bu hususta kanuna aykırılık görülürse davanın reddedileceğinin ifade edildiği, olayda sözkonusu limited şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilmesi üzerine bu ödeme emirlerinin iptali istemiyle davacının kendi adına bu davayı açtığı anlaşılmakta ise de; bu durumda anılan şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilmesinin davacı yönünden hukuki bir sonuç doğurmasının mümkün olmadığı ve davacının uyuşmazlık konusu ödeme emirlerine karşı dava açma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir. Davacı, söz konusu şirketin kanuni temsilcisi olması nedeniyle ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada ehliyetli olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden … Limited Şirketinin 1997, 1998 ve 2001 yıllarına ait muhtelif vergi borçlarını içeren ödeme emirleri şirketin adresinde yoklama memuru tarafından davacıya tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından anılan ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada davacının dava açma yetkisinin bulunmadığı belirtilerek davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlık konusu ödeme emirlerinin söz konusu şirketin kanuni temsilci sıfatıyla davacıya tebliğ edilmesi, davacının da anılan şirketin kanuni temsilcisi olduğunun açık olması ve ayrıca dava dilekçesinden dilekçede ileri sürülen iddiaların davacının kişisel sorumluluğuyla ilgili olmayıp şirket hakkında olduğunun anlaşılması karşısında açılan davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından dosyanın esası incelenerek yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93 üncü maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzelkişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 94 üncü maddesinde ise, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı öngörülmüş olup, anılan Kanununu 377 nci maddesinde, mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin,tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açılabilecekleri belirtilmiştir.
Olayda … Limited Şirketinin 1997, 1998 ve 2001 yıllarına ait muhtelif vergi borçlarını içeren ödeme emirleri şirketin adresinde yoklama memuru tarafından davacıya tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından anılan ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada, davacının dava açma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle mahkemece davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak dosya içeriğinden, uyuşmazlık konusu ödeme emirlerinin söz konusu şirketin kanuni temsilci sıfatıyla davacıya tebliğ edilmesi, davacının da anılan şirketin kanuni temsilcisi olduğunun açık olması ve ayrıca dava dilekçesinden dilekçede ileri sürülen iddiaların davacının kişisel sorumluluğuyla ilgili olmayıp şirket hakkında olduğu anlaşıldığından davanın şirket adına açıldığı sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece davacı tarafından şirket adına açılan davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K:… sayılı kararının dosyanın esası incelenerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 28.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.