Danıştay Kararı 4. Daire 2002/3862 E. 2004/616 K. 30.03.2004 T.

4. Daire         2002/3862 E.  ,  2004/616 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2002/3862
Karar No: 2004/616

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : 2001/1-12 nci dönem geçici vergi beyannamesini yeniden değerlemeyle ilgili haklarının saklı kalması ihtirazi kaydıyla veren davacı tarafından tahakkuk işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesinde imtiyazlı şirketler hariç, bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bilançolarına dahil amortismana tabi iktisadi kıymetleri ve bu kıymetler üzerinden ayrılmış olup, bilançoların pasifinde gösterilen amortismanları her hesap dönemi sonu itibarıyla yeniden değerleyebileceklerinin belirtildiği, davacı kurumun Ulaştırma Bakanlığı ile 27.4.1998 tarihinde imzaladığı “… Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi ile ilgili lisans verilmesine ilişkin İmtiyaz Sözleşmesi”nin 47 nci maddesinde sözleşme uzatılmadığı takdirde lisans süresinin bitiminde kendiliğinden sona ereceği ve bazı kıymetlerin Bakanlığa veya göstereceği kuruluşa devredileceğinin belirtildiği, yeniden değerlemenin enflasyonist dönemlerde işletmelerin sahip oldukları kıymetlerin kayıtlarda yer alan değerlerinin, gerçek değerlere yaklaştırmasını amaçladığı, imtiyaz sözleşmesi kapsamı dışında kalan ve kuruluş sözleşmelerinde yazılı işleri yapma olanağına sahip şirketlerin devri sözkonusu olmayan duran varlıklarını yeniden değerlemeye tabi tutmamaları halinde, firmaların mali tablolarının sağlıksız hale geleceği, bilanço kalemlerinin gerçek değerleri ile sabit kalan muhasebe değerleri arasında büyük farklar doğmasına neden olacağı, bu hususun halka açık şirketlerde büyük önem taşıdığı, 25 yıllığına imzalanan imtiyaz sözleşmesinin süre sonunda ömrünü tamamlayacağı ve diğer faaliyetlerin sürdürüleceği, imtiyaz sözleşmesi dışında kalan ve devri yapılmayacak olan iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi tutulması yolundaki talebin, Anayasa’nın vergide eşitlik ilkesi gereği kabulünün gerektiği, konu ile ilgili olarak adli yargı yerlerinde yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu, devri yapılacak iktisadi kıymetlerin 99.633.098.494.932 Lira olduğu, devredilmeyecek iktisadi kıymetlerin ise 2.163.267.739.764.670 Lira olduğu, bu durumda sözkonusu miktarın yeniden değerlemeye tabi tutulması gerektiği gerekçesiyle tahakkuk işleminin iptaline karar vermiştir. Vergi Dairesi Başkanlığı, imtiyazlı şirketlerin yeniden değerleme yapamayacaklarını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesinde imtiyazlı şirketlerin yeniden değerleme imkanından yararlanamayacakları belirtildiğinden, davacı imtiyazlı şirketin bu olanaktan ne şekilde olursa olsun yararlanması mümkün olmadığından, aksi gerekçeyle verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, imtiyazlı şirket konumunda olan davacı kurumun yeniden değerleme yapıp yapmayacağına ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 5024 sayılı kanunla değişmeden önceki mükerrer 298 inci maddesinde “Bilanço esasına göre defter tutarı gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (imtiyazlı şirketler hariç, kollektif, adi komandit ve adı şirketler dahil) bilançolarına dahil amortismana tabi iktisadi kıymetleri ile bu kıymetler üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları, her hesap dönemi sonu itibarıyla aşağıdaki şartlarla yeniden değerleyebilirler” denilmektedir. Maddenin parantez içi hükmü ile imtiyazlı şirketler yeniden değerleme kapsamından ayrık tutulmuşlardır. 151 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde de, imtiyazlı şirketlerin yeniden değerleme kapsamı dışında tutuldukları belirtildikten sonra, imtiyazlı şirketler, “meydana getirdikleri tesisatı, imtiyaz süresinden sonra bedelsiz olarak devlete veya devletçe tensip olunacak bir teşebbüse veya belediyeye intikal ettirmesi imtiyazname ile kararlaştırılmış bulunan şirketlerdir.” olarak tanımlanmıştır.
Davacı kurum ile Ulaştırma Bakanlığı arasındaki 27.4.1998 tarihinde imzalanan “… Avrupa Mobil Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi ile ilgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi” uyarınca, Devlete ödenen 500 milyon ABD Doları tutarındaki lisans bedeli sonucunda davacı kuruma GSM Mobil telefon sisteminin kurulması ve işletilmesi ile ilgili olarak lisans sözleşmesi yapılmış ve bu sözleşmenin 47 nci maddesinde, sözleşmenin uzatılmadığı takdirde lisans süresinin bitiminde kendiliğinden sona ereceği, bu durumda işletmecinin bazı sistem ve teçhizatı bakanlığa veya Bakanlığın göstereceği kuruluşa bedelsiz olarak devredeceği belirtilmiştir.
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin parantez içi hükmüne göre, imtiyazlı şirketler yeniden değerleme kapsamı dışındadır. Davacı kurumun da imtiyazlı bir şirket olduğu tartışmasızdır. Maddenin ilk halinde imtiyazlı şirketlerle beraber dar mükellef kurumlarda kapsam dışında iken, 3824 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle dar mükellefler kapsama alınmış, ancak imtiyazlı şirketlerin durumu korunmuştur.
İmtiyazlı şirket konumunda olan davacı kurumun Kanun hükmüne göre yeniden değerleme yapması mümkün olmadığından, vergi mahkemesince bu hususa hiç değinilmeden, adli yargı yerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlar esas alınarak imtiyaz sözleşmesi süresi sonunda Devlete devredilmeyecek malların da bulunduğu, bu mallar için yeniden değerleme yapılabileceği gerekçesiyle, Kanunda yer almayan bir uygulama ile davanın kabulüne karar verilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 30.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.