Danıştay Kararı 4. Daire 2002/1204 E. 2004/74 K. 21.01.2004 T.

4. Daire         2002/1204 E.  ,  2004/74 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2002/1204
Karar No: 2004/74

Temyiz Eden : Galata Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Sermaye Piyasası Kurulu tarafından faaliyeti geçici olarak durdurulan davacı şirketin 414 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğine göre vergi borçlarının taksitlendirilmesi yolundaki başvurusu üzerine taksitlendirilen vergi borçları için hesaplanan gecikme zammının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51 inci maddesinde, amme alacağının müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren gecikme zammı tatbik olunacağının, 52 nci maddesinde, gecikme zammının tatbik müddetinin amme alacağının tecilinde tecilin yapıldığı, iflas halinde iflasın açıldığı, aciz halinde bu durumun sabit olduğu güne kadar olan müddet olduğunun, 75 inci maddesinde ise, yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlunun aciz halinde sayılacağının belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, Sermaye Piyasası Kurulunca faaliyetleri 28.4.1999 tarihinden itibaren geçici olarak durdurulan davacının; mal varlığı üzerinde de Kurulun tasarrufta bulunduğunu ve bu nedenle aciz halinde olduğunun kabul edilerek gecikme zammı hesaplanmaması talebiyle 414 seri nolu Tahsilat Genel Tebliğine göre taksitlendirme için başvurduğu, ancak idarece vergi borcunun gecikme zamlı olarak hesaplanıp, taksitlendirildiğinin anlaşıldığı, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46 ncı maddesinin 4487 sayılı Kanunla eklenen 2 nci fıkrasında, yetkileri sürekli olarak kaldırılan sermaye piyasası kurumlarının mal varlıklarının, yetkinin kaldırılmasına ilişkin kurul kararının alındığı tarihten itibaren…Yatırımcıları Koruma Fonu ve Kurul tarafından yapılacak işlemler hariç, üçüncü kişilere devredilemeyeceği,…teminat gösterilemeyeceği, haczedilemeyeceği, başlamış olan tüm icra takiplerinin de kendiliğinden duracağı, madde devamında ise faaliyetleri geçici olarak durdurulan sermaye piyasası kurumlarının mal varlığı hakkında da, kurulca geçici durdurma kararı verildiği tarihten tekrar faaliyete geçme izni verilmesi tarihine kadar 2 nci fıkra hükmünün uygulanacağının belirtildiği, ara kararına cevaben Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, aracı kurumun müşterilerine olan yükümlülükleri tam olarak karşılanmadan vergi dairesi alacağının tahsil edilebilmesi amacıyla aracı kurumun mal varlığından ödeme yapılması imkanının bulunmadığının bildirildiği, Maliye Bakanlığından alınan bilginin de bu yönde olduğu, bu durumda davacının faaliyetinin durdurulduğu ve mal varlığının Sermaye Piyasası Kurulunun tasarrufuna girdiği 28.4.1999 tarihi itibarıyla aciz halinde olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varıldığından davacının aciz halinde bulunduğu süre için gecikme zammı tatbikinde isabet görülmediği gerekçesiyle dava konusu gecikme zammının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, süresinde ödenmeyen amme alacağı için hesaplanan gecikme zammının yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 21.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.