Danıştay Kararı 4. Daire 2001/4553 E. 2002/541 K. 13.02.2002 T.

4. Daire         2001/4553 E.  ,  2002/541 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2001/4553
Karar No: 2002/541

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Gayrettepe Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
İstemin Özeti : 1993 yılı için davacı adına re’sen salınan gelir vergisi, ekonomik denge vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen cezaya karşı dava açılmaması ve vadesinde ödenmeyerek kesinleşmesi üzerine hesaplanan gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. … Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emrinin dayanağını oluşturan ihbarnamelerin, davacının işe başlama dilekçesinde bildirdiği ikamet adresinde, kız kardeşine tebliğ edildiği, ödeme emrinin ise avukatına tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından adres değişikliği bildirilmediği gibi tebligat aynı adreste ikamet eden ve kendisine her an ulaşılabilecek şahsa yapıldığından ilanen tebliğ yoluna gidilmesine gerek kalmadan kamu alacağının kesinleştiğinin kabulü gerekeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, ihbarnamelerin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi geektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Tebligat Kanunu hükümlerine göre, olayda, ihbarnamelerin usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşıldığından, ortada kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ödeme emrine karşı açılan davanın reddine dair mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, 1993 yılı defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına inceleme raporuyla belirlenen matrah üzerinden re’sen salınan gelir vergisi, ekonomik denge vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen vergi ziyaı cezasının,düzenlenen ihbarnamelerin bilinen adrese tebliğ edildiğinden söz edilerek vergi ve cezaların dava açılmayarak kesinleşmesi ve ödenmemesi üzerine hesaplanan gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, üçüncü fıkrasında ise, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı belirtilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 16 ncı maddesinde de, kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin, kendisi ile birlikte oturan aile efradından veya hizmetçilerden birine yapılacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Anılan yasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinde, tebligatın usulüne uygun yapılabilmesi için aynı adreste ikamet eden ilgililere veya aile fertlerinden birine yapılması gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 9.11.1998 gününde “…, … Sokak No:…” adresinde davacının kızkardeşi …’a tebliğ edildiği ancak, …’ın mahalle muhtarı tarafından düzenlenen ikametgah senedinden ve yine mahalle muhtarı tarafından onaylanan konutta kalanlara ait kimlik bildirme belgesinden aynı adreste 4 numaralı dairede ikamet ettiği, davacı nezdinde işe başlama ile ilgili olarak 8.4.1992 gününde düzenlenen yoklama tutanağından ise davacının binanın 3 nolu dairesinde ikamet ettiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yükümlü ile aynı adreste oturmadığı anlaşılan kız kardeşine Vergi Usul Kanunu ile Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligat nedeniyle olayda, kesinleşmiş bir kamu alacağından söz edilemeyeceğinden, mahkemece ödeme emrine karşı açılan davanın reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K;… sayılı kararının bozulmasına 13.2.2000 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.