Danıştay Kararı 4. Daire 2001/3498 E. 2002/2272 K. 29.05.2002 T.

4. Daire         2001/3498 E.  ,  2002/2272 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2001/3498
Karar No: 2002/2272

Temyiz Eden : Buldan Vergi Dairesi Müdürlüğü-DENİZLİ
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1998 yılında gayrimenkul satışları nedeniyle elde ettiği arızi kazancı beyan etmediği ileri sürülerek düzenlenen inceleme raporuna göre davacı adına re’sen gelir vergisi salınıp, ağır kusur ve usulsüzlük cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…,K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 134 üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğunun ifade edildiği, aynı Kanunun 3/B maddesinde de vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğunun belirtildiği, olayda davacının 11.3.1998 tarihinde satın aldığı tarlanın parsellenerek 28.10,1998 ve 17.12.1999 tarihlerinde Tapu Sicil Müdürlüğünde düzenlenen tapu senedi ile satıldığının tespit edildiği ileri sürülerek tapu senetlerinde belirtilen tutarlar hasılat kabul edilip iktisap bedeli ve ödenen tapu harçları ile maliyet bedeli olan parselasyon giderleri düşülerek kalan miktar üzerinden davacı adına re’sen tarhiyat yapılmış ise de, satış senetleri ve anılan gayrımenkulleri satın aldığı iddia edilen kişilerin ifadelerinden vergi ödenmesini gerektirecek bir satış işleminin gerçekleşmediği anlaşıldığından tapu bilgilerinden hareketle olayın doğrudan satış işlemi olduğu kabul edilerek alıcıların ifadelerine başvurulmadan yapılan tarhiyatta ve kesilen usulsüzlük cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle salınan vergi ve kesilen cezaların kaldırılmasına karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını isitemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu ifade edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 1998 yılında satmış olduğu gayrimenkullere ilişkin işlemlerin sınırlı olarak incelenmesi sonucu Tapu Müdürlüğünün satış bedellerini gösteren yazısından satışı yapılan gayrimenkuller nedeniyle elde edilen kazancın beyan edilmediğinin tespit edilmesi üzerine,tapu bedelinden iktisap bedeli, satış gideri ve harçların düşülmesi sonucu aradaki fark üzerinden re’sen tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır. Tapu Müdürlüğünde yapılan bir satışta, satış bedeli ortada iken, bu belgelerin sahteliği, gayrimenkullerin bu belgede yazılı bedelin dışında bir fiyatla satıldığı ya da tapuda yapılan satış işleminin satışı yapan kişi yönünden gerçeği yansıtmadığı iddia ediliyorsa bunu iddia eden tarafın ispatlaması gerekir. Davacı tarhiyata konu teşkil eden tarlanın tapu kayıtlarında şahsı üzerine görünmesine rağmen gerçekte kardeşi ve yurt dışında bulunan iki kişiyle birlikte ortak alındığını, hisse devri tapuda başka türlü gösterilemediğinden, parselasyon işlemi yapıldıktan sonra satış gibi gösterilerek hisselerin devredildiğini ve belirlenen bedel üzerinden harç ödendiğini ileri sürmekte ve bu hususun sözü edilen kişilerin dosyada mevcut ifadelerinden anlaşılacağını iddia etmekte ise de, tapudaki resmi kayıtların ifade ile ortadan kaldırılması hukuken mümkün değildir.
Bu itibarla davacının, ihtilaflı dönemde satışı yapılan gayrimenkuller nedeniyle elde edilen arizi kazancı beyan etmediği açık olduğu gibi bu geliri elde etmediği de kanunda öngörülen delillerle ispat edilemediğinden yapılan tarhiyatta ve kesilen usulsüzlük cezasında isabetsizlik görülmediğinden aksi yönde verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle davalı İdarenin temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 29.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.