Danıştay Kararı 4. Daire 2001/2231 E. 2002/2951 K. 19.09.2002 T.

4. Daire         2001/2231 E.  ,  2002/2951 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2001/2231
Karar No: 2002/2951

Temyiz Eden : Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğü- İSTANBUL
Karşı Taraf : …

İstemin Özeti : Oyunculuk faaliyetinden elde ettiği geliri beyan etmediği ileri sürülen davacı adına 1994 yılı için re’sen salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen özel usulsüzlük cezasının vadesinde ödenmediğinden söz edilerek gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla ödeme emirleri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. … Vergi Mahkemesi… günlü ve E:… K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emri ile tahsil edilmek istenen vergi, fon
payı ve cezaları içeren tarhiyata karşı dava açıldığı anlaşıldığından 2577sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/3 üncü maddesi uyarınca dava açılmakla tahsil işlemi kendiliğinden duracağından yasaya uygun olarak tahakkuk edip kesinleşmeyen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerinde isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin kanun ve usule uygun olduğunu ileri sürülerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyize konu Vergi Mahkemesi kararıyla iptaline hükmedilen ödeme emirleriyle takip edilen vergi ve cezalarla ilgili olarak tarh safhasında yaratılan uyuşmazlık, … nciVergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla sonuçlandırılmış ise de, söz konusu uyuşmazlığın devam ettiği sırada düzenlenen ödeme emri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27/3 üncü maddesine aykırı olduğundan, temyiz edilen Mahkeme kararında isabetsiz bir durum bulunmamakta ve temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, oyuculuk faaliyetinde elde ettiği geliri beyan etmediği ileri sürülen davacı adına re’sen salınan cezalı gelir vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen özel usulsüzlük cezasının vadesinde ödenmediği ileri sürülerek tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerini, re’sen yapılan tarhiyata karşı tarhiyat safhasında dava açıldığından 2577 sayılı Kanunun 27/3 üncü maddesi uyarınca
tahsil işlemlerinin kendiliğinden duracağı ve bu aşamada tarhiyatın kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle kaldıran vergi mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55 inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmalarının bir ödeme emriyle tebliğ olunacağı belirtilmiştir. Aynı Kanunun 58. maddesinde ise ödeme emrine yönelik itirazların ilgililerin borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına
uğradığı iddiasıyla yapılabileceği açıklanmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/3 üncü maddesinde de vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava edilen bölümünün tahsil işlemlerini durduracağı öngörülmüştür. 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun 377 nci maddesinde ise, mükellefler ve kendilerine vergi ve ceza kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri, 22 nci maddesinde de verginin tahakkukunun, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi olarak ifade edilmiştir.
Bu hükümlere göre tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler vergi mahkemesinde dava açabilecekleri, vergi mahkemelerinde vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması tariyatın dava edilen bölümünün tahsil işlemlerini durduracağı, tahakkuk edip kesinleşen amme alacağını vadesinde ödemeyenlere de cebren tahsil
yoluna gidileceği açıktır.
Olayda her ne kadar ödeme emirleriyle takip edilen vergi ve cezalara ilişkin tarhiyat vergi mahkemesinde uyuşmazlık konusu edilmiş ise de tarhiyata karşı yasal süre içerisinde dava açılmadığından …. Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın süre aşımı
nedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın Danıştayca’da onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yükümlü adına tarh ve tebliğ edilen ve yasal süre içerisinde dava açmadan kesinleşen vergi, fon payı ve cezaların vadesinde ödenmemesi nedeniyle kesinleşen amme alacağının gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediğinden aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 19.9.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.