Danıştay Kararı 4. Daire 2000/2295 E. 2000/2805 K. 14.06.2000 T.

4. Daire         2000/2295 E.  ,  2000/2805 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2000/2295
Karar No: 2000/2805

Temyiz Eden : Yunusemre Vergi Dairesi Müdürlüğü/ESKİŞEHİR
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : 1998 yılı işlemleri incelenen davacı şirketin port föyünde bulunan … A.Ş. ya ait hisse senetlerinin aynı şirketler grubuna dahil … Sanayi Ticaret A.Ş. ne satışı nedeniyle elde ettiği kazancı, … AŞ.nin sermaye artırımında kullanmak suretiyle Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 23/a maddesinde yer alan istisnadan yararlanması eleştirilmiş, hesaplanan matrah üzerinden re’sen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, ağır kusur cezaları kesilmiştir. … Vergi mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirketin, … ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin aynı gruba dahil şirketler olduğu, davalı İdarece, Kurumlar Vergisi Kanunu Geçici 23/a maddesindeki istisnanın aynı holdinge bağlı grup şirketlerinin kendi aralarında yapmış oldukları satışlarda uygulanamayacağı ileri sürülmüşse de, Kanun’un düzenlenmesinde, istisnadan yararlanmak için aynı holdinge bağlı şirketler arasında satış yapılamayacağı ayrımı getirilmemiş olup, idarece yapılan satış işlemi ile finansman sıkıntısının giderilmesi amacının gerçekleşmediği yada istisnadan yararlanmak için kanunda belirtilen diğer şartların yerine getirilmediği yönünde yapılmış bir tespit bulunmadığı, davacı şirket ile hisse senetlerini satın alan şirket arasındaki ortaklık ilişkisinin yönetime etkisi olmayacak kadar küçük bir orana dayandığı gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, grup şirketleri arasındaki satış işleminin istisnanın getiriliş amacına uygun olmadığını ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Uyuşmazlık,iştirak hisselerinin aralarında iştirak ve ortaklık ilişkisi bulunan bir kuruma satılması halinde Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 23.maddesinde öngörülen kurumlar vergisi istisnasından yararlanılıp yararlanılamayacağına ilişkindir.
Kurumlar Vergisi Kanununun olay tarihinde yürürlükte bulunan geçici 23.maddesinin a bendinde, 1.1.1994-31.12.1998 tarihleri arasında uygulanmak üzere,tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya geyrimenkullerinin satışından doğan kazancın,satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu, kurumların iki tam yıl süreyle aktifinde yer almıyan iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından elde ettikleri kazançlar ile menkul kıymet veya gayrimenkul ticareti ile uğraşan kurumların ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu,rüçhan hakkı kullanılmak suretile edinilen hisse senetlerinin en az iki yıl öncesinde iştirak edilen şirketlere ait olması halinde,ruchan hakkı kullanılmak suretiyle edinilen bu hisse senetlerinin iki yıl önce iktisap edilmiş sayılacağı,sermayeye eklenen bu kazançların beş yıl içinde herhangi bir suretle işletmeden çekilmesi veya bu süre içinde işletmelerin tasfiyesi halinde bu kazançların yılın kazancı sayılarak vergiye tabi tutulacğı hükme bağlanmış maddenin a fıkrasında öngörülen süre 4387 sayılı Kanun ile 31.12.1999 tarihine kadar uzatılmıştır.
Bu konudaki ilk düzenleme Vergi Usul Kanununa 2970 sayılı Kanunla eklenen geçici 10.madde ile 1984 yılında yapılmış,bu düzenlemeden sonra 1999 yılına kadar 8 ayrı düzenleme yapılmıştır.
Yapılan bu düzenlemelerde ortak özellik,tam mükellef kurumların lbağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamaktır.Böylece,kurumların iştirak hisseleriyle gayrimenkullerinin satışı suretiyle bağlı değerlerin çözümü ve oluşan çözülmüş kaynakların kurumların ticari faaliyetlerinde kullanılması ve dolayısıyla kurumların borçlanma yoluna gitmeden kendi öz kaynaklarıyla ticari faaliyetlerini devam ettirebilmesi ve mali yapılarının güçlenmesi amaçlanmıştır.
Olayda, mükellef kurum 1993-1996 yılları arasında satın alarak partfoyune dahil ettiği … AŞ ye ait hisse senetlerinin bir kısmını, bu şirketin sermaye artışına katılmak amacıyla ortağı bulunduğu … San. Tic. A.Ş.ne 1998 yılında satarak elde edilen kar K.V.K.nun geçici 23. maddesine göre sermayeye eklenmiştir.
Yapılan vergi incelemesi sonucu, mükellef kurumun aralarında iştirak ve ortaklık ilişkisi bulunan bir başka kuruma hisse senedi satarak K.V.K.nun Geçici 23/a maddesiyle güdülen amaca aykırı olarak kurumlar vergisi matrahını azalttığı kabul edilerek kurumun maddede öngörülen kurumlar vergisi istisnasından yararlanması kabul edilmemiştir.
Ancak şirketler arasındaki ortaklık ve iştirak ilişkisinin ne şekilde olduğu tesbit edilmemiş sadece, davacı kurumun … A.Ş.’nin %4 hisseli ortağı olduğu belirtildikten sonra olayına munhasır Danıştay kararlarından bahsedilmiştir.
Maddede hükmü ile getirilen istisnanın amacı bağlı değerlerin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasının sağlanmasıdır.
Davacı kurum, … San. ve Tic. A.Ş.’nin işlem tarihinde milyonda 32 hisseli ortağı olup, kalan hisselerin şirketle ilgisi bulunmamaktadır.
Bu durumda bu şirketlerin sermaye ve yönetim açısından bağlı şirket olarak kabulü mümkün görülmediği gibi madde gerekçesinde belirtilen finansal sıkıntının giderilmesi amacının gerçekleşmediği yolunda bir tesbitde yapılmamıştır. Aksine şirket varlıklarının büyük bölümü … AŞ hisse senetlerinden oluşmakta geçmiş yıllarda elde edilen gelirin en önemli kısmı bu iştirakler nedeniyle sağlanan temettü gelirlerinden oluşmaktadır. Şirketin sermaye artışına gitmesi üzerine, ortaklık payının korunması, ile şirketin mali bünyesi güçlendirilmiştir.
İştirak hisselerinin satışından elde edilen kazanç ile 25.12.1998 tarihinde … A.Ş. ne ait hisse senedi satın alınarak bu şirketteki sermaye payı % 4 e çıkarılmış ise de iştirak hisselerinin satış bedelinin nakit olarak sermayeye ilavesi ile hisse senedi satın alınmasında kullanılması ve bunların sermayeye ithali arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
Kaldı ki şirketler arasındaki bu ortaklık oranıda şirketlerin yönetimine etkisi olmıyacak kadar küçüktür.
Satış işlemlerinde muvazaa olduğu kanıtlanmadıkça, iştirak hisselerinin aynı gruba dahil şirketler arasında satışa konu edilmesi 23. maddede öngörülen kurumlar vergisi istisnasından yararlanmaya engel teşkil etmez.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile davanın kabulü yolunda verilen mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’u Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince belirlenen günde davacı vekili Av… ile davalı vekili Hazine Avukatı …’nin açıklamaları dinlenip, Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca … Liranın davalı İdareden alınıp, davacı şirkete verilmesine 14.6.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.