Danıştay Kararı 4. Daire 2000/1211 E. 2000/2565 K. 07.06.2000 T.

4. Daire         2000/1211 E.  ,  2000/2565 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2000/1211
Karar No: 2000/2565

Temyiz Eden : Yıldırım Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü-ANKARA
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Oğluna ait vergi borcundan dolayı davacıya uygulanan haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 66, 67 ve 78 inci maddelerine göre, haczedilecek menkul malın kimin elinde bulunduğunun önem arz ettiği, haczedilen malı fiilen tasarruf eden zilyedin huzurunda haciz zaptının tutulmasının esas olduğu, bunlar tarafından mülkiyet veya istihkak iddiası ileri sürülürse bu iddianın zapta işlenmek suretiyle dinlenmesinin zorunlu bulunduğu, neticede malı elinde bulunduran üçüncü şahsın bu iddiası kabul edilmezse alacaklı amme idaresince istihkak davası açılabileceği, dava açılmaması halinde iddianın kabul edilmiş sayılacağının belirtildiği, olayda ise, haciz işleminin yapıldığı adresin davacının ikametgahı olduğu, dolayısıyla haczedilen menkul malların üçüncü şahıs olan davacının elinde bulunduğu ve davacının mülkiyet iddiasının haciz tutanağına geçirildiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının elinde bulunan menkul mala karşı mülkiyet iddiasında bulunulması, davalı idarenin de 15 gün içinde istihkak davası açmaması nedeniyle istihkak iddiasını kabul ettiği sonucuna ulaşıldığından davacının sahibi bulunduğu menkul mala uygulanan haciz işleminde isabet görülmediği gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar verilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, davacının borçlu ile aynı adreste ikamet ettiğini, borçlu tarafından vergi dairesine herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, hacze esas teşkil eden ödeme emirlerinin de aynı adreste davacıya tebliğ edildiğini, haciz işleminin yasaya ve usule uygun olduğunu ileri sürürek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 7.6.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.