Danıştay Kararı 4. Daire 2000/1175 E. 2001/1574 K. 16.04.2001 T.

4. Daire         2000/1175 E.  ,  2001/1574 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2000/1175
Karar No: 2001/1574

Temyiz Eden Taraflar : 1- …
Vekili : …
2- Battalgazi Vergi Dairesi Müdürlüğü/ESKİŞEHİR
İstemin Özeti : Davacı kurum adına, 1997 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen rapora göre ikmalen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, ağır kusur cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun gider kabul edilemeyen ödemelere ilişkin usul ve esasları düzenleyen 41 inci maddesine 4008 sayılı kanunla eklenen 7 nci bent hükmünde sayılan taşıtların giderleri ile amortismanlarının gider olarak indirilebilmesi için, bu araçların işletmenin aktifinde kayıtlı olması ve işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmasının gerektiği, turizm faaliyeti yükümlü şirketin ana sözleşmesinde belirtilen bir faaliyet konusu olmakla birlikte, bu faaliyetin şirketin esas faaliyet konusu olan … Bölge Bayiliği faaliyetinin yürütülmesi ile ilgili olmadığı, yapılması düşünülen ancak henüz gerçekleşmemiş turizm yatırımı için teşvik belgesi kapsamında iktisap edilerek 1997 yılında işletmenin aktifine kaydedilen yata ait amortisman giderlerinin, yükümlü şirketin esas faaliyet konusu dolayısıyla elde ettiği safi kurum kazancının tespiti sırasında indirim konusu yapılmasının Gelir Vergisi Kanununun 41/7 nci maddesi uyarınca mümkün olmadığı gerekçesiyle vergi aslı ve fon payı yönünden davanın reddine, ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesine karar vermiştir.Davacı kurum, aktifte kayıtlı bulunan yatın yapılması düşünülen turizm yatırımı ile ilgili olarak teşvik belgesi kapsamında satın alındığını, davalı İdare tarhiyata uygulanan ağır kusur cezasının yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Yükümlü şirketin aktifinde kayıtlı bulunan yata ait amortismanların safi kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağından kaynaklanan uyuşmazlıkta; sözkonusu yatın işletmenin aktifinde yer alması ve işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olması karşısında, davacı kurum tarafından yata ait amortismanların, safi kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmasında kanuna aykırılık bulunmadığından, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : … bayiliği yapan yükümlü şirket adına, işletmenin aktifinde kayıtlı yata ait amortismanların dönem kazancından indirilemiyeceği görüşüyle saptanan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatı ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesi suretiyle değişiklikle onayan Vergi Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmektedir.
Vergi Dairesince ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlıyacak nitelikte görülmemiştir.
Yükümlü temyizine gelince;
Dosyanın incelenmesinden Yat’ın turizm yatırımları çerçevesinde bu iş için kullanılmak için alındığı,ancak turizm faaliyetine başlanılamadığından … bayiliği işletmesinin aktifine kaydedildiği anlaşılmıştır.
KVK.nun göndermede bulunduğu GVK.nun 40/7. maddesinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği öngörülmüş olmakla beraber “Gider kabul edilmeyen ödemeler” başlıklı 41. maddeye 4008 sayılı Yasa ile eklenen ve 1.1.1995 te yürürlüğe giren 7 numaralı bentte, işletmede kayıtlı olan yat, kotra,tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanlarının gider olarak indirilmesinin kabul olunamıyacağı açıklanmıştır.
Her ne kadar şirket sözleşmesinde Turizm işletmeciliği de yer almakta ise de, henüz bu iş yapılamamaktadır ve kurum kazancının tümü oto bayiliği işinden sağlanmıştır. Bu durumda, … bayiliği işi ile ilgisi olmayan Yat’a ait amortismanların bu işten sağlanan kurum kazancından indirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle vergi aslının onanmasında yasaya aykırılık görülmemiştir.
Ancak, mevzuatta ikmalen ve resen tarhiyatlarda fon payı uygulanacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından fon payının onanmasında yasaya uyarlık yoktur.
Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyizinin reddi, yükümlü temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin esası incelendi:
Uyuşmazlık,davacı kurumun aktifinde kayıtlı bulunan yata ait amortismanların dönem kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin 7 inci bendinde Vergi Usul Kanunu Hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği öngörülmüş, aynı yasanın “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41 inci maddesine 4008 sayılı Kanunun 25 inci maddesiyle eklenen ve 1.1.1995 tarihinde yürürlüğe giren 7 nci bentte kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanlarının gider olarak indirilmesinin kabul olunmayacağı kurala bağlanmıştır.
Buna göre yat ve benzeri motorlu deniz taşıtlarına ait giderler ile amortismanların safi kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için kanun temel olarak iki koşulun varlığını aramaktadır. Bunlar; söz konusu motorlu deniz taşıtlarının işletmenin aktifinde kayıtlı olması ve bu taşıtların kullanımının işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili bulunmasıdır.
Olayda; 3.12.1997 tarihli teşvik belgesi kapsamında 15.11.2000 tarihinde bitirilmesi planlanan turizm yatırımı için 28.12.1997 tarihinde şirket aktifine kaydedilen yatın satın alındığı, ancak 1997 ve 1998 yılları itibarıyla teşvik belgesi kapsamındaki turizm yatırımı gerçekleştirilemediğinden söz konusu yata ait amortismanların, mükellef şirketin esas faaliyet konusu olan … bölge bayiliği dolayısıyla elde ettiği safi kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı ileri sürülerek davacı şirket adına ikmalen kurumlar vergisi salındığı anlaşılmıştır.
Yükümlü şirkete ait şirket ana sözleşmesinin “Maksat ve Mevzuu” başlıklı 3 üncü maddesinin (a) bendinde deniz nakil vasıtaları alım ve satımı ile ithalat ve ihracatı, aynı maddenin (e) bendinde ise turizm işletmeciliği yapmak, yurt içi ve yurt dışı turlar düzenlemek esas faaliyet konuları arasında sayılmış, sözü edilen turizm faaliyetinin gerçekleştirilmesi amacıyla yapılması planlanan turizm yatırımı 3.12.1997 tarihli teşvik belgesine bağlanmış ve yükümlü şirket tarafından satın alınarak aktife kaydedilen yatın da aralarında yer aldığı ek yerli global liste anılan teşvik belgesi kapsamında onaylanmıştır.
Turizm ve taşıma işletmeciliğinin şirket esas faaliyet konuları arasında olduğu ve davacı kurum tarafından aktife kaydedilerek amortismana tabi tutulan yatın uyuşmazlık konusu dönemde henüz süresi dolmamış bulunan turizm yatırımı kapsamında teşvik belgesine bağlı olarak satın alındığı tartışmasızdır. Öte yandan turizm yatırımın 1997 ve 1998 yılları itibarıyla gerçekleştirilmemesinin, mükellef kurum dışında ortaya çıkan bir takım engellerden kaynaklandığı açık olup, bu durumda davacı şirkete kusur atfedilmesi de söz konusu olamaz. Bu nedenle işletmenin aktifinde yer alan yata ait amortismanların davacı kurum tarafından safi kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmasında kanuna aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı kurum temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, davalı İdarenin temyiz isteminin ise reddine, 16.4.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

A Z L I K O Y U
İleri sürülen iddialar, dayandığı yasal nedenler yukarıda yazılı Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden her iki taraf temyiz isteminin de reddi gerekeceği oyu ile karara katılmıyoruz.