Danıştay Kararı 4. Daire 1999/5833 E. 2000/2466 K. 31.05.2000 T.

4. Daire         1999/5833 E.  ,  2000/2466 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1999/5833
Karar No: 2000/2466

Temyiz Eden : Gayrettepe Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1994 yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesinin verilmemesi nedeniyle re’sen takdir edilen matrah üzerinden davacı adına gelir vergisi ve geçici vergi salınmış, fon payı hesaplanmış, kaçakçılık ve ağır kusur cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesinin, 18.5.1999 günlü ve E:…, K:.. sayılı kararıyla; dosyada mevcut tebliğ alındısının incelenmesinden, tebliğatın, istisnai durumlarda uygulanan bir yöntem olan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 107 nci maddesine göre yapıldığı, tebliğ alındısının üzerinde davacının bilinen adresi olan adres yazılı olduğu halde tebliğin işyeri adresi olduğu belirtilen başka bir adreste yapıldığı, ancak bu adresin davacının bizzat kendi adresi olup, olmadığı İdarece açıkça ortaya konulmadığı gibi,tebliğ alındısındaki imzanın davacının diğer imzalarına benzemediğinin görüldüğü, memur eliyle yapılmaya çalışılan tebligatın bizzat davacıya yapılmadığı sonucuna varıldığından, açılan davanın süresinde olduğunun kabul edildiği, tarhiyatın dayanağı olan 9.12.1993 tarihli yoklama tutanağındaki imzanın,davacı tarafından bu tutanaktan haberi olmadığı iddiası üzerine incelenmesinden bu imzanın da davacının diğer imzalarına benzemediği görüldüğünden yoklama tutanağının da davacı huzurunda düzenlenmediği sonucuna varıldığı, diğer yandan davacının bakkallık faaliyeti nedeniyle 1993 yılından sonraki 1994 ve 1995 dönemlerine ilişkin gelir vergisi ve katma değer vergisi ihtilafları da mevcut olmasına karşın faaliyette bulunulduğuna ilişkin tespit bulunmadığından yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, davanın süresinde açıldığını, yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. Maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 102 nci maddesinde tebligatın posta yoluyla yapılması esası kabul edilmiş olup, olayda davalı İdare’ce, davacı adına yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin posta yoluyla tebliğ edilmesine çalışıldığına dair tebliğ alındıları dosyada mevcut olmadığından davacının ıttıla tarihi olarak belirttiği 2.12.1998 tarihi esas alınarak 29.12.1998 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir. Yine Vergi Usul Kanununun 31/8 nci maddesinde takdir kararlarında takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahatın gösterileceği belirtilmiş olup, tarhiyatın dayanağı olarak belirtilen 9.12.1993 tarihli tutanağın davacı nezdinde düzenlenmediğinin kabul edilmesine yönelik Mahkeme kararındaki gerekçe yerinde görülmemekle birlikte, söz konusu tutanakta ihtilaflı dönemde faaliyette bulunulduğuna ilişkin bir tesbitin yer almaması yanında, takdir komisyonu kararında da genel ve soyut ifadeler dışında, faaliyette bulunulduğu, gelir elde edildiği ve elde edilen gelirin miktarına ilişkin olarak somut bir ifadeye yer verilmeksizin matrah takdirine gidildiğinden yapılan tarhiyatta yasaya uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, 31.5.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.