Danıştay Kararı 4. Daire 1999/544 E. 1999/4242 K. 23.11.1999 T.

4. Daire         1999/544 E.  ,  1999/4242 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1999/544
Karar No: 1999/4242

Temyiz Eden :…
Vekili : …
Karşı Taraf : Yenibosna Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
İstemin Özeti : 1995/1- 1996/3 üncü ayları Katma Değer Vergisi beyannameleri ile 1994/11- 1996/1 inci ayları muhtasar beyannamelerini süresinden sonra veren ve bu yıllara ilişkin yıllık Katma Değer Vergisi ve muhtasar bildiriminde bulunmayan davacı kurum adına usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı kurumun Katma Değer Vergisi ve muhtasar beyannamelerini süresinde vermemesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu’nun 352 nci maddesi gereği kesilen usulsüzlük ve yıllık bildirimlerin verilmemesi nedeniyle Kanun’un mükerrer 355 inci maddesi gereği kesilen özel usulsüzlük cezalarında kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı kurum, ilgili dönemlerde faaliyetlerinin olmaması nedeniyle beyanname verme mecburiyetlerinin bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Yükümlü şirket adına 1995/1-12, 1996/1-3 ayları katma değer vergisi beyannameleri ile 1994/11-12, 1995/1-12, 1996/1. aylar muhtasar beyannamelerini yasal süresinden sonra verdiği iddiasıyla kesilen usulsüzlük cezalarıyla, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355.maddesine göre kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
Katma değer vergisi beyannamesinin yasal süresinde verilmemesi nedeniyle Vergi Usul Kanununun 352 nci maddesine göre kesilen usulsüzlük cezasının Mahkemece onanmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 ve 98 inci maddelerine göre nakten veya hesaben bir ödeme yapılması sonucunda istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben yapılan tevkifat için ertesi ayın 20. günü akşamına kadar muhtasar beyanname verme zorunluluğu söz konusu olup, böyle bir ödemesi olmayan yükümlüler için muhtasar beyanname verme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Olayda ise yükümlünün ilgili dönemlerde vergi tevkifatını gerektiren bir ödemesinin olmadığı ve aksine yapılmış bir tesbitin de bulunmadığı anlaşıldığından muhtasar beyanname verme zorunluluğu bulunmayan yükümlü adına usulsüzlük cezası kesilmesinde Kanuna uyarlık görülmediğinden, Mahkemece aksi yolda verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Kesilen özel usulsüzlük cezasına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa 2365 sayılı Kanunun 80 inci maddesiyle eklenen Mükerrer 355 inci maddesinde, bu kanunun 86, 148 ve 257 inci maddeleriyle 150 nci maddesinin 4 numaralı bendi hükümlerine çekinme sebebi olmaksızın riayet etmeyen yükümlülere özel usulsüzlük cezası kesileceği öngörülmüştür.
Maddenin atıf yaptığı 86, 148 ve 257 ve 150/4 bent hükümlerinde ilgililerin bilgi ve izahat verme zorunlulukları düzenlenmiş olup, uyuşmazlıkta ise yükümlü açısından bilgi istenilip de yerine getirilmediği yolunda bir tesbitin bulunmadığı anlaşıldığından adına kesilen özel usulsüzlük cezasının da Mahkemece onanmasında Kanuna uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının muhtasar beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezası ile özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkralarının bozulması, diğer temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Tevkifata tabi ödeme bulunduğu yolunda bir tespit yapılmadan, muhtasar beyanname verme mecburiyeti olmaya davacı kurum adına kesilen cezada isabet bulunmadığından, bu kısma yönelik kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 352 nci maddesinde, vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması hali, 1. derece usulsüzlük olarak sayılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 98 inci maddesinde, 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20 inci günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları belirtilmiş olup, aynı Kanun’un 94 üncü maddesinde ise, maddede sayılan ödemelerin nakten veya hesaben yapılması halinde vergi tevkif edilmesi öngörülmüştür.
Anılan Kanun maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, nakten veya hesaben bir ödeme halinde vergi tevkifatının yapılacağı ve beyanname verilmesi gerektiği tevkifata tabi bir ödemede bulunmayanların ise muhtasar beyanname verme mecburiyetlerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, ilgili dönemlerde vergi tevkifatına tabi bir ödeme yaptığı hususunda bir tespit bulunmayan davacı kurumun muhtasar beyanname verme mecburiyeti bulunmadığından, bu nedenle kesilen usulsüzlük cezalarında ve bu cezalara karşı açılan davanın reddine yasal isabet bulunmamaktadır.
Yıllık Katma Değer Vergisi ve muhtasar bildiriminde bulunmayan davacı kurum adına Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355 inci maddesine göre özel usulsüzlük cezaları kesilmiştir. Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355 inci maddesinde, bu Kanun’un 86,148,149,150,256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 227 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlar hakkında özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir.
Olayda, davacı kurumun maddede sayılan kanun maddelerinden hangisiyle getirilen zorunluluğa uymadığı yolunda bir saptama yapılmadan, 235 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine dayanılarak ceza kesilmesinde ve bu cezalara karşı açılan davanın reddinde kanuna uygunluk görülmemiştir.
Davacı kurumun, Katma Değer Vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezalarına yönelik temyiz istemi mahkeme kararını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı kurum temyiz isteminin kısmen kabulüyle, … Vergi Mahkemesi’nin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının, muhtasar beyannameler için kesilen cezalarla, özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, diğer temyiz iddialarının reddine 23.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.