Danıştay Kararı 4. Daire 1999/4832 E. 2000/1330 K. 06.04.2000 T.

4. Daire         1999/4832 E.  ,  2000/1330 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1999/4832
Karar No: 2000/1330

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Giresun Vergi Dairesi Müdürlüğü/GİRESUN
İstemin Özeti : Davacı şirket bünyesinde çalışan öğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatından 1999/Şubat ayında tevkif edilen gelir vergisini ihtirazi kayıtla beyan etmiş, daha sonra beyan edilen matrah üzerinden tahakkuk ettirilen verginin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının c/bendi uyarınca dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği, olayda davacı şirketin istihdam ettiği öğretmenlere ödediği eğitim ve öğretim tazminatından tevkif ettiği gelir vergisinin kaldırılması istemiyle dava açtığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377 ve 8 inci maddelerinde vergi davası açabilecek olanlarla sorumluların kimler olduğunun açıklandığı, davacı şirketin sorumluluğunun borcun ödenmesiyle son bulduğu, burada özel öğretim kurumunda çalışan öğretmenlerin menfaatinin ihlalinin söz konusu olduğu, vergi sorumlusunun beyannameyi ihtirazi kayıtla verip sonra da dava açamayacağı, davanın kişisel hakki ihlal edilen öğretmenler tarafından açılması gerektiği gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir. Davacı şirket, eğitim öğretim tazminatından gelir vergisi kesilmemesi durumunda vergi, ceza ve gecikme faiziyle muhatap olacaklarını ileri sürmekte kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz istemi,özel okul işletmeciliği işiyle uğraşan davacı şirketin yönetici,eğitim ve öğretim hizmetinde istihdam ettiği ücretlilerine Şubat 1999 döneminde sosyal yardım kapsamında yaptığı ödemelerin gelir vergisinden istisna tutulması gerektiği ihtirazi kaydıyla verdiği muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen gelir(stopaj) vergisine karşı açılan davayı ehliyet yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir.
Davacı şirketin eğitim ve öğretim hizmetinde istihdam ettiği ücretlilerine yaptığı ücret ödemeleri üzerinden vergi sorumlusu sıfatıyla vergi tevkifatında bulunarak bu vergileri eksiksiz olarak yasal süresinde ödemekle yükümlü bulunduğuna göre yaptığı ödemelerin gelir vergisinden muaf tutulup tutulmayacağı dolayısıyla ücret kapsamında yapılan ödemenin vergiye tabi olup olmadığı ile ciddi ve makul bir menfaat ilgisinin bulunduğu çekişmesizdir.
Bu durumda;vergi mahkemesince davacı şirketin subjektif ehliyetinin varlığı kabul edilerek davayı esastan inceleyip sonuçlandırılması gerekirken ehliyet yönünden reddinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı şirket, bünyesinde çalışan öğretmenlere ödediği eğitim öğretim tazminatından tevkif ettiği gelir vergisini ihtirazi kayıtla beyan etmiş, tahakkuk eden vergileri ödemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “vergi kesenlerin sorumluluğu” başlıklı 11 inci maddesinde, yaptıkları veya yapacakları ödemelerinden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır.Mükellef, verginin asıl borçlusu, vergi sorumlusu ise alacaklı vergi dairesiyle muhatap olan kişidir; dolayısıyla vergi sorumlusunun bir vergi borcu bulunmayıp ödediği vergiyi asıl mükelleften tahsil etmektedir.
Davacı şirket, sorumlu sıfatıyla öğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatından kesintileri yaparak vergi dairesine yatırmıştır. Bu bakımdan vergi sorumlusunun kanunen yapmak zorunda bulunduğu ödevi son bulmuştur. Ödenen verginin kanuna aykırı olduğu, verginin terkini ve iadesi gerektiği iddiasıyla açılacak bir davayı, bu davayı açmakta menfaatı bulunan öğretmenler açabilirler. Aksi takdirde ödenmiş verginin iadesi konusunda bir takım zorluklar olabilir. Çünkü vergi sorumlusu ödenen vergiyi asıl mükelleften kesip vergi dairesine yatırmaktadır. Mahkeme kararının lehine olması durumunda iade edilen vergilerin vergi sorumlusu uhdesinde kalması söz konusu olacaktır. Kuşkusuz vergi sorumlularının ihtilaf yaratmalarının mümkün olduğu hallerde vardır. Örneğin böyle bir uyuşmazlıkta eğitim öğretim tazminatından gelir vergisi kesintisi yapılmaması nedeniyle davacı şirket adına bir tarhiyat yapılması durumunda bu tarhiyat dava konusu edilebilecektir. Bu itibarla davayı ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararında kanuna aykırılık bulunmamıştır.
Bu nedenle, davacı şirket temyiz isteminin reddine 6.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.