Danıştay Kararı 4. Daire 1999/1566 E. 2000/32 K. 17.01.2000 T.

4. Daire         1999/1566 E.  ,  2000/32 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1999/1566
Karar No: 2000/32

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Battalgazi Vergi Dairesi Müdürlüğü-ESKİŞEHİR
İstemin Özeti : Davacı kooperatif adına 1.1.1997 – 12.6.1997 kıst dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin yasal süresinden sonra verilmesi nedeniyle tahakkuk ettirilen gecikme faizi ile muhtasar beyannamesini 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 371 inci maddesi uyarınca verilmesi üzerine tahakkuk ettirilen pişmanlık zammının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. …Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:.. sayılı kararıyla; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 21 inci maddesinde, kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı takip eden dördüncü ay içinde mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verileceği hükme bağlanmış olup, aynı Yasa’nın 30/1 inci maddesinde, her ne sebeple olursa olsun tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin kaim olacağı belirtildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Özel Ödeme Zamanları” başlığını taşıyan 112/3 üncü maddesinde de ikmalen, re’sen veya İdarece yapılan tarhiyatlarda geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı hükme bağlandığını, olayda, 12.6.1997 tarihi itibarıyla tasfiyeye giren davacı kooperatifin 1.1.1997- 12.6.1997 kıst dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesini hesap döneminin kapandığı 1997/Haziran ayını takip eden dördüncü ay (1997 Ekim) içinde vermesi gerekirken 1998/Nisan ayında vermesi üzerine vergi ziyaına neden olduğundan dolayı kooperatif adına gecikme faizi tahakkuk ettirildiğinin anlaşıldığı, bu durumda kıst dönem beyannamesinin süresinde verilmemesi nedeniyle vergi zıyaına sebebiyet verildiğinden tahakkuk ettirilen gecikme faizinde aykırılık bulunmadığı, tahakkuk ettirilen pişmanlık zammının düzeltme fişiyle terkin edilmesi nedeniyle bu kısıma ilişkin karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar vermiştir. Davacı, tasfiyenin başlangıcına kadar olan dönemin müstakil bir dönem olacağı yolunda yasal bir hüküm olmadığı, tasfiyeye girmesinden önceki ihtilaflı dönemle ilgili beyannamenin 1997 yılı hesap döneminin kapanmasını takip eden dört ay içinde verilmesinin yerinde olacağı, vergi ziyaı söz konusu olmadığından tahakkuk ettirilen gecikme faizinin kanun ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, tasfiye dönemine kadar olan faalieti için tasfiyeye giriş tarihinden itibaren 4 ay içinde beyanname vermediği tesbit olunan davacı kurum adına kurumlar vergisi beyannamesini yasal süresinden sonra verildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen gecikme faizine ilişkindir.
Olayda, 12.6.1997 tarihi itibarıyla tasfiyeye giren davacı kooperatifin 1.1.1997 – 12.6.1997 kıst dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesini hesap döneminin kapandığı 1997/Haziran ayını takip eden dördüncü ay içinde verilmesi gerekirken 1998/Nisan ayında vermesi üzerine vergi zıyaına neden olduğundan dolayı kooperatif adına gecikme faizi tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 21 inci maddesinde, kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı takip eden dördüncü ay içinde mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verileceği, 28 inci maddesinde ise hesap döneminin vergilendirme dönemi olduğu hükme bağlanmıştır. Kanunda tasfiye döneminde önceki faaliyete ait dönem için tasfiyeye girildiği tarihi müteakip 4 ay içinde beyanname verileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki tahakkuk eden vergiler Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 40 ıncı maddesi uyarınca Nisan, Temmuz ve Ekim ayları olmak üzere üç eşit taksitle ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda 1998/Nisan ayı içerisinde ihtilaflı dönem beyannamesini verdiği ve tahakkuk eden vergileri normal sürelerinde ödediği tartışmasız olan davacı kurum adına vergi ziyaına sebebiyet verildiği nedeniyle tahakkuk ettirilen gecikme faizinde yasal isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulüyle kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, 12.6.1997 tarihinde tasfiyeye giren yükümlü kooparatifin 1.1.1997 – 12.6.1997 tarihleri arasında kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 21 inci maddesine göre 1997/Ekim ayı içerisinde verilmesi gerekirken 1998/Nisan ayı içerisinde verilmesi nedeniyle tahakkuk ettirilen gecikme faizine ilişkin bulunmaktadır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30 uncu maddesinde tasfiyeye giren kurumların vergilendirilmesinde hesap döneminin yerine tasfiye döneminin kaim olacağı ve tasfiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayacağı belirtilmiş, 21 inci maddesinde, kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı takip eden dördüncü ay içinde mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verileceği, 28 inci maddesinde kurumlar vergisinde hesap döneminin vergilendirme dönemi olduğu, 40 ıncı maddesinde ise kurumlar vergisinin Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere 3 eşit taksitle ödeneceği hükme bağlanmış olup 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 174 üncü maddesinde de, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu belirtilmiş bulunmaktadır.
Madde hükümlerinin incelenmesinden, kanunda hesap döneminin takvim yılı olarak belirtildiği tasfiye döneminden evvelki faaliyete ait kıst dönem için tasfiyeye girildiği tarihi müteakip 4 ay içinde beyanname verileceğine dair bir hüküm bulunmadığı tasfiye dönemi ile ilgili 30 uncu madde hükümlerinin tasfiye haline girildikten sonraki dönemleri düzenlediği ve tahakkuk eden kurumlar vergisinin Nisan, Temmuz ve Ekim ayında ödenmesinin kanuni bir zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ticaret sicili gazetesine göre 12.6.1997 tarihinde tasfiyeye girdiği saptanan davacı kurumun 1.1.1997 – 12.6.1997 tarihleri arasındaki kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesini 1998/Nisan ayı içinde verdiği ve beyanına göre tahakkuk eden vergilerin normal sürelerinde ödendiği tartışmasız olduğundan vergi ziyaına sebebiyet verildiğinden bahisle hesaplanan gecikme faizinde yasal isabet bulunmadığından tahakkuk eden gecikme faizinin kaldırılması gerekirken aksi yönde verilen karar yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesi’nin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının gecikme faizine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına 17.1.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.