Danıştay Kararı 4. Daire 1998/698 E. 1998/2783 K. 25.06.1998 T.

4. Daire         1998/698 E.  ,  1998/2783 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/698
Karar No: 1998/2783

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Namık Kemal Vergi Dairesi Müdürlüğü TEKİRDAĞ
İstemin Özeti : Davacının 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuyla belirlenen ve tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılan gelir vergisi ve fon payına gecikme faizi uygulanmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…,K:… sayılı kararıyla; davacının 3.11.1994 tarihli dilekçesiyle defter ve belgelerinin 25.10.1994 tarihinde yandığını bildirdiği,28.3.1995 tarihli dilekçesiyle de dönem kazancının takdirini talep ettiği, takdir komisyonunca olayın inceleme elemanına aktarıldığı ve 1994 yılı defter ve belgelerinin yanması nedeniyle ibraz edememesi üzerine davacı adına re’sen belirlenen matrah için tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunduğu, inceleme sonucu belirlenen gelir vergisi, fon payı ve kaçakcılık cezasında uzlaşma sağlandığı, uzlaşmaya varılmakla uzlaşma konusu verginin re’sen tarh kurumunun sebep ve sonuçlarının tüm unsurlarına haiz olarak kesinleştiği, davacının matrah takdiri için yaptığı başvurunun idarece yapılan tarhiyatın re’sen tarhiyat olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı, defter ve belgelerin inceleme elamanına ibraz edilmemesi nedeniyle re’sen takdir sebebinin bulunduğu,213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112 nci ve ek 11 inci maddesine göre,1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu belirlenen ve tarhiyat öncesi uzlaşılan gelir vergisine normal vade tarihinden itibaren uzlaşmaya varıldığı tarihe kadar gecikme faizi uygulanmasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, 31.3.1995 tarihinde 1994 yılının son iki ayına ilişkin bilgilerle 1.1.1994 – 25.10.1994 dönemi için hayat standardı esasına göre gelir vergisi beyannamesini verdiğini ve vergileri ödediğini, inceleme elemanınca belirlenen matrahın re’sen takdir edilmiş matrah niteliğinde olmadığından gecikme faizi uygulanamayacağını, takdir işleminin 20.10.1997 tarihinde sonuçlanmasının İdareden kaynaklanan bir gecikme olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Uzlaşmanın Mevzuu” başlıklı Ek 1 nci Maddesinde, re’sen veya ikmalen tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda, İdarenin maddede yazılı hükümler çerçevesinde mükellefler veya cezaya muhatap olanlarla uzlaşabileceği belirtilmiş, Ek 11 inci maddesinde de, Maliye Bakanlığının inceleme raporuna dayanılarak salınacak vergi ve kesilecek cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verilebileceği, bu suretle uzlaşılan vergi miktarı üzerinden, bu Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağı hükmüne yer verilmiştir. Anılan 112 nci maddede ise ikmalen, re’sen veya İdarece tarh edilen vergilerin ödeme zamanları belirtildikten sonra, bu vergilerin dava konusu yapılmadan veya ihtilaf yaratılarak ya da uzlaşılarak ödenmesi halinde uygulanacak gecikme faizi açıklanmıştır.
Olayda, davacı 25.10.1994 tarihinde işyerinin yanması üzerine 3.11.1994 tarihli dilekçesiyle davalı İdareye defter ve belgelerinin yanarak zayi olduğunu bildirmiş, 28.3.1995 tarihli dilekçesiyle 1.1.1994 – 25.10.1994 dönemine ilişkin kazancının takdirini talep etmiştir. Davalı İdare, dönem matrahının takdiri için takdir komisyonuna başvurmuş, takdir komisyonunca olay inceleme elemanına aktarılmış ve inceleme 6.5.1997 tarihinde sonuçlandırılarak matrah bu raporla belirlenmiştir. Diğer yandan davacı gelir vergisi beyannamesini süresinde vererek yangın tarihinden 31.12.1994 tarihine kadar olan döneme ait kazancını beyan etmiştir.
Bu durumda, inceleme elemanınca belirlenen matrah ikmalen, re’sen ya da idarece tarha konu matrah olmayıp zorunlu bir sebebe dayanılarak hem idarenin hem de davacının talebi üzerine, beyana esas alınmak üzere belirlenmiş bir matrahtır. Bu matrahın takdir komisyonunca takdiri yerine inceleme elamanınca belirlenmesi yasal açıdan sonucu değiştirecek nitelikte değildir.
Vergi Usul Kanunu’nun Ek 1 ve Ek 11 inci madde hükümleriyle 112 nci maddesi hükmünün birlikte değerlendirilmesinden uzlaşılan vergilerde gecikme faizinin ancak ikmalen ve re’sen tarh edilmesi ya da ikmalen ve re’sen tarha konu olabilecek nitelik taşıması halinde istenebileceği sonucuna varılmaktadır. Uyuşmazlıkta söz konusu edilen ve tarhiyat öncesi uzlaşılan vergi, kanunda öngörülen nitelikte tarha konu olmadığından, üzerinden gecikme faizi hesaplanması mümkün bulunmayıp, aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 25.6.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.