Danıştay Kararı 4. Daire 1998/558 E. 1998/3779 K. 21.10.1998 T.

4. Daire         1998/558 E.  ,  1998/3779 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/558
Karar No: 1998/3779

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Maliye Bakanlığı (ANKARA)
İstemin Özeti : Toptan sebze alım ve satımı işi ile uğraşan davacı, tüccardan aldığı bir kısım ürünleri …MKNZ.Tugay Komutanlığına satmış ve bu satış dolayısıyla davacıya ödenen istihkaklardan gelir vergisi kesilmiş, kesilen bu vergilerin 1995 yılı gelir vergisine mahsubu ve kalan miktarın iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin Maliye Bakanlığı işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11 nci maddesinde verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan 164 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğindeki düzenlemeler uyarınca zirai ürün satışından dolayı yapılan ödemelerden alıcı tarafından tevkif edilen vergilerin ödendiğinin açıkca belirlenmesi gerektiği, oysa davacı tarafından …MKNZ.Tugay Komutanlığı’na satılan zirai ürünlerin üreticiden değil doğrudan doğruya tüccardan alındığından bahisle zirai ürün alımı sırasında vergi tevkifatı yapılmadığının açıkca ifade edildiği, İdarece yapılan vergi incelemesi sonunda davacının zirai ürün aldığı kişilerin gerçekte ticari faaliyetlerinin bulunmadığı, vergi kayıtlarına rastlanılmadığının saptandığı,bu durumda davacının mal alımlarını belgelemekte kullandığı faturaların gerçeğe uygun düzenlenmediği, dolayısıyla ürünlerin çitçilerden alındığı ve vergi tevkifatı yapılmadığı, bunun telafisi ve mahsup işleminin yapılabilmesi için söz konusu faturaların düzenlendiği, davacının mahsup talebinin reddedilmesinde yasalara aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı, zirai ürün alımlarının tüccardan yapıldığını, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 11 nci bendi uyarınca çiftçilerden alınan ürünler için tevkifat yapılmasının zorunlu olduğunu, kendisinden mal alan kurumun da tevkifat yapmasını gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını, buna göre istihkaklardan kesilen verginin gelir vergisine mahsubu gerektiğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti :Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Toptan sebze ve meyve alım-satım işi ile uğraşan yükümlünün 1995 yılında …-MKNZ Tugay Komutanlığına yaptığı zirai ürün satışları nedeniyle adı geçen Komutanlıkça ihtihkaklardan kesilen gelir vergisinin 1995 yılı gelir vergisine mahsup edilerek kalan kısmın iadesi yolundaki istemini reddeden Maliye Bakanlığı işlemine karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan gerçek ve tüzel kişilerin,yine maddenin alt bentlerinde sayılan ödemeleri nakten veya hesaben yaptıkları sırada,istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış; maddenin 11 inci bendin de,çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden tevkifat yapılacağı,aynı Kanunun 121 inci maddesine göre de; yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu Kanuna göre kesilmiş vergilerin beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisine mahsup edileceği öngörülmüştür.
Diğer taraftan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinde,yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları,mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden,alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananların aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tesbit olunanların müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmış, maddenin sonuna 3418 sayılı Kanunla eklenen fıkra hükmünün verdiği yetki uyarınca zırai ürünlerin alım bedelleri üzerinden yapılacak gelir vergisi tevkifatı konusunda uyulacak esaslar 164 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklanmıştır.
Kanun ve Tebliğ hükümlerinde belirtildiği üzere, zirai ürün alımında gelir vergisi tevkifatının ilk safhada yani ürünün çiftciden alınması sırasında yapılması zorunlu bulunmakta ise de, zirai ürünün çiftci dışındaki kişilerden satın alınması halinde, ürünü satın alanlar da bu ürünlerle ilgili gelir vergisi tevkifatının yapılmadığına kanaat getirmeleri halinde müteselsil sorumluluktan kurtulmak için tevkifat yapabileceklerdir.
Uyuşmazlıkta da, yükümlünün …MKNZ:Tugay Komutanlığına satışını yaptığı zirai ürünler nedeniyle Adı geçen Komutanlık tarafından müteselsil sorumluluktan kurtulmak amacıyla, yükümlünün istihkaklarından gelir vergisine mahsuben tevkifat yapılarak gelir (stopaj) vergilerinin ödendiği ihtilafsız bulunduğundan, bu verginin Gelir Vergisi Kanunun 121 inci maddesine göre Davacının 1995 yılı gelir vergisine mahsup edilerek kalan kısmının iadesi gerekirken yükümlünün zirai ürün alımı sırasında gelir vergisi tevkifatı sırasında gelir vergisi tevkifatı yapıp vergilerini ödediğini belgeleyemediği gerekçesiyle iade istemini reddeden Maliye Bakanlığı işlemine karşı açılan davanın Mahkemece reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Toptan sebze ve meyve alım satımıyla uğraşan davacının ….MKNZ.Tugay Komutanlığına sattığı zirai ürünler için ödenen istihkaklardan kesilen vergilerin muaccel vergi borçlarına mahsubu, kalan kısmın iadesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 11 nci bendi uyarınca çitçiden alınan zirai ürünler için yapılan ödemelerden tevkifat yapılacaktır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11 inci maddesinde ise yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların verginin tam olarak kesilip ödemesinden ve bununla ilgili diğer ödemeleri yerine getirmekten sorumlu oldukları öngörülmüştür. Bu maddenin bütünü dikkate alındığında asıl amacın çitçiden yapılan alımlar nedeniyle bu alım satıma taraf olan çitçi ve tüccarın verginin ödenmesinde müteselsil sorumluluklarını sağlamak olduğu sonucuna varılmaktadır.Böyle olunca dava konusu olaydaki gibi alım satımın diğer aşamalarında müteselsil sorumluluktan bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla …MKNZ.Tugay Komutanlığı Saymanlığınca davacıya ödenen istihkaklardan kesilen
vergilerin başka vergi borçlarına mahsup edilip edilemeyeceğini 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 121 nci maddesi kapsamında incelemek gerekmektedir. Bu maddedeki düzenleme uyarınca yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanuna göre kesilen vergiler beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edilecektir. Mahsubun yapılabilmesi için, Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince kesintinin yapılmış olması zorunludur. Dosyadan ….MKNZ.Tugay Komutanlığı Saymanlığının davacıya ödenen istihkak bedellerinden kesinti yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kesilen bu vergilerin davacının muaccel vergi borçlarına mahsubu,artan kısmın iadesinin yapılması gerekmekte olup, mahsup isteminin reddine ilişkin Maliye Bakanlığı işleminin iptali istemini reddeden mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 ncü maddesinde belirtilen gerçek ve tüzel kişilerin, bentler halinde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapacakları öngörülmüştür. Diğer yandan anılan Kanun’un 121 nci maddesinde de tevkif edilen bu vergilerin mahsubuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanun uyarınca kesilmiş bulunan vergiler beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edilecek,mahsubu yapılan miktarın gelir vergisinden fazla olması halinde aradaki fark vergi dairesince mükellefe bildirilecek ve mükellef tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaat ederek ret ve iade talep edecektir.
Uyuşmazlık konusu olayda davacı 1995 yılında …MKNZ.Tugay Komutanlığına zirai ürün satmış ve satışlar nedeniyle davacıya yapılan ödemelerden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesi uyarınca tevkifat yapılmıştır. Davacı kesilen bu vergilerin aynı yıla ilişkin gelir vergisinden mahsubunu, artan miktarın iade edilmesini idareden istemiş, ancak bu talebi reddedilmiştir. Yukarıda açıklanan Gelir Vergisi Kanunu’nun 121 nci maddesi gereğince beyannameye dahil gelir unsurlarından tevkif edilen vergilerin diğer vergi borçlarına mahsubu söz konusu olup, mahsup işleminin yapılabilmesi için tevkifatın yapılmış olması gerekli ve yeterlidir. Dosyada yeralan bilgilerden davalı İdarenin, …MKNZ.Tugay Komutanlığı’nın davacıya yaptığı ödemelerden gelir vergisi tevkif etmediği yolunda herhangi bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahsubun yapılmamasına gerekçe olarak davacının …MKNZ.Tugay Komutanlığı Saymanlığına sattığı zirai ürünlerin alış bedelleri üzerinden daha önce gelir vergisi tevkifatı yapıp muhtasar beyanname ile beyanda bulunulmaması gösterilmiştir. Bu da 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11 nci maddesinde yer alan müteselsil sorumluluk esasına dayandırılmıştır. Müteselsil sorumluluk esası, Vergi Usul Kanunu’nun 11 nci maddesine 3239 sayılı Kanunla eklenen üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Bu fıkrada, “mal alım satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanların bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, aralarında zımmen dahi olsa irtibat olduğu tesbit olunanlar müteselsilen sorumludurlar.” denilmektedir. Söz konusu maddenin 4 üncü fıkrasındaki yetkiye dayanılarak müteselsil sorumluluğa ilişkin usul ve esasları açıklayan tebliğler yayımlanmış
ve bu kapsamda 164 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde de düzenlemeler yapılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 11 nci bendi uyarınca çiftçilerden satın alınan zirai ürünler için yapılan ödemelerden vergi kesilecektir.Bu durumda zirai ürün alım satımı yönünden ancak bu alım satımın tarafı olan çiftçinin, ondan mal alan tüccarın vergi tevkif edip vergi dairesine yatırma sorumluluğunu yerine getirmemesinden dolayı müteselsil sorumluluğu düşünülebilir.Kanunda çiftçi dışındaki kişi ile kuruluşlardan zirai ürün alımı nedeniyle gelir vergisi tevkifatı öngörülmediğinden tüccardan mal alanların Gelir Vergisi Kanununu’nun 94 üncü maddesinin 11 nci bendinde, çiftçilerden satın alınan zirai ürünler için yapılan ödemelerden tevkif edilip ödenmesi öngörülen vergiden müteselsilen sorumlu olabilecekleri de düşünülemez.
Davacı söz konusu ürünleri tüccardan aldığını, tüccardan alınan ürünler için vergi tevkifatı yapılmasına ilişkin kanuni zorunluluk bulunmadığını, davalı İdare ise davacının gerçeğe uygun düzenlenmeyen belge kullandığı ve zirai ürün alımlarındaki vergi tevkifatından bu şekilde kaçındığını ileri sürmektedirler. Davalı İdare bu konuya ilişkin inceleme sonucu davacı adına tarhiyat yapmış olup, ürünlerin gerçekte çitçilerden alınıp alınmadığı tevkifat yapılıp yapılmadığı bu tarhiyatla ilgili davada incelenecek ve çözümlenecektir. Bu dosyada uyuşmazlık konusu, davacının yaptığı satışlar nedeniyle kendisine yapılan ödemelerden kesilen verginin muaccel vergi borçlarına mahsup edilip edilmemesidir. Yukarıda belirtildiği gibi … MKNZ.Tugay Komutanlığının yaptığı kesintinin müteselsil sorumluluk kavramıyla ilişkilendirilmesi mümkün olmayıp, konunun Gelir Vergisi Kanunu’nun 121 nci maddesi kapsamında incelenmesi ve sonuçlandırılması gereklidir. Bu itibarla mahsup talebinin reddine yönelik işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, davacı temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 21.10.1998 gününde esasta oybirliği gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

AYRIŞIK OY
Toptan sebze ve meyve alım satımı işi ile uğraşan davacı; 1995 yılında … MKNZ. Tuğay Komutanlığına yaptığı zirai ürün satışı nedeniyle; adı geçen komutanlıkca istihkaklarından kesilen gelir (stopaj) vergisinin 1995 yılı gelir vergisine mahsup edilerek kalan kısmın iadesini istemektedir. …MKNZ.Tugay Komutanlığının satın aldığı zirai ürün karşılığı davacıya yaptığı ödemelerden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi uyarınca tevkifat yaptığı ihtilafsızdır. Bunun yanında adı geçen Komutanlığın satın aldığı zirai ürünün çiftçiden satın alınmış olması halinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 11.maddesi uyarınca ortaya çıkacak müteselsil sorumluluktan kurtulmak amacıyla tevkifat yapabileceği de açıktır.
Ancak davalı İdarece yaptırılan vergi incelemesi sonucunda davacının 1995 yılında satın aldığı zirai ürün için düzenlenen faturaların gerçekte ticari faaliyeti olmayan hayali kişilere ait olduğu, faturaların gerçek mal alım-satımına dayalı olmadığı tesbit edildiğine göre; söz konusu tespite dayalı olarak tarhiyat yapılmışsa, bu durumun davacının Gelir Vergisi Kanunun 121.maddesi uyarınca ileri sürdüğü mahsup ve iade talebinin değerlendirilmesi sırasında nazara alınması gerekir.
Bu nedenle; davacı hakkında söz konusu inceleme raporuna dayanılarak işlem yapılıp yapılmadığının, işlem yapılmışsa dava konusu olup olmadığının ve bu konuda verilmiş yargı kararı bulunup bulunmadığının özetle davacının ödenmesi gereken vergi borcu bulunup bulunmadığının araştırılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; raporda yer alan bilgi ve belgelerden söz edilerek davanın reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı, kararın belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesiyle karara gerekçe bakımından katılmıyorum.