Danıştay Kararı 4. Daire 1998/4784 E. 1999/3781 K. 04.11.1999 T.

4. Daire         1998/4784 E.  ,  1999/3781 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/4784
Karar No: 1999/3781

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Maltepe Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
İstemin Özeti : Davacı şirketin, 12.6.1996 tarihinde satın aldığı ve aktifinde kayıtlı bulunan arsayı 13.7.1997 tarihinde teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulan … Anonim Şirketine aynı sermaye olarak koyması sonucu oluşan alış bedeli ile satış bedeli arasındaki farkın 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23 üncü maddesinin a/2 inci bendi uyarınca istisna kapsamında bulunması gerektiği ihtirazi kaydıyla verdiği beyanname üzerine, 1997 yılı için fazladan tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının kaldırılması istemiyle dava açmıştır. … Vergi Mahkemesi 26.10.1998 günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 23 üncü maddesinde tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu, a/2 nci bendinde ise bu hükmün üretim tesislerinin ve bu tesislere ilişkin gayrimenkullerinin tamamının veya bir kısmının teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulacak olan bir sermaye şirketine veya yeni kurulacak yabancı ortaklı bir anonim şirkete ayni sermaye olarak konulması halinde uygulanacağı, bu durumda yeni kurulacak şirketin tam mükellef ve yapacağı yatırımın asgari 5 milyon A.B.D. doları veya muadili yabancı para karşılığı olması şartının öngörüldüğü, konu ile ilgili olarak yayımlanan 53 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin III. bölümünde ise, üretim tesislerine ilişkin gayrimenkul ifadesinden, üretimin yapıldığı fabrika binası, labaratuvar, üretilen mallar ile bu malların bünyesine giren ham ve yardımcı maddelerin depolandığı tesisleri, garaj tamirhane, binalar ile maden işletme haklarının anlaşılması gerektiği, bu gayrimenkullerin üzerinde bulunduğu arsa ve arazinin mütemmim cüz’ü niteliğinde olduğundan üretim tesislerine ilişkin gayrimenkul olarak nitelendirileceğinin açıklandığı, bu bilgiler doğrultusunda davacı şirketin teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulan … Anonim Şirketine ayni sermaye olarak koyduğu arsanın yukarıda sayılan niteliklerden hiçbirisini kapsamadığının anlaşıldığı, davacı şirketin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23 üncü maddesindeki istisnadan yararlanamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı şirket, Geçici 23 üncü maddenin gerekçesine bakıldığında üretim tesisinin teşvik belgeli bir yatırım yapmak üzere kurulan tam mükellefiyete tabi bir sermaye şirketine sermaye olarak konulabilmesi için gayrimenkulun iki tam yıl süreyle şirket aktifinde bulundurulması şartının aranmadığının görüldüğünü, bu şartın gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın kurumlar vergisinden müstesna tutulmasında arandığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını
istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Davacı şirketin aktifinde bulunan bir gayrimenkulü,5 milyon ABD Doları karşılığı Türk lirası tutarında Teşvik Belgeli yatırım yapan tam mükellef bir sermaye şirketine ayni sermaye olarak koyması nedeniyle doğan kazancın,5422 sayılı Kanunun geçici 23 üncü maddesi uyarınca kurumlar vergisinden müstesna olması gerektiği ileri sürülerek,ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden alınan kurum stopaj vergisi ve fon payı dava konusu edilmiştir.
Davacı şirketin 12.6.1996 tarihinde satın alıp aktifine kayıt ettiği ve 3 ay sonra başka bir şirkete sermaye olarak koyduğu arsanın,alış fiyatı ile sermaye olarak konulan değeri arasındaki fark davacı kurumun kazancı olarak kabul edilip üzerinden stopaj vergisi tahakkuk ettirilmiştir.5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 23 üncü maddesinde, “1.1.1994-31.12.1998 tarihleri arasında uygulanmak üzere,tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazancın,satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmı,kurumlar vergisinden müstenadır.Bu hüküm kurumların üretim tesislerinin ve bu tesislere ilişkin gayrimenkullerinin tamamının veya bir kısmının teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulacak olan bir sermaye şirketine veya yeni kurulacak yabancı ortaklı bir anonim şirkete ayni sermaye olarak konulması halinde de uygulanır.” hükmü yer almıştır.
Bu maddeden anlaşılması gereken,şirketin aktifindeki gayrimenkulü ayni sermaye olarak koyması ve sermaye konulan diğer şirketinde teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulan tam mükellef sermaye şirketi olup,yatırımın asgari 5 milyon ABD doları karşılığı Türk Lirası tutarında bulunması halinde,sermaye olarak konulan bu mal nedeniyle doğan kazancın kurumlar vergisinden müstena olacağıdır.
İstisnadan yararlanmak için,sermaye olarak konulan gayrimenkulün şirket aktifinde iki tam yıl tutuluyor olması şartı ise; yalnızca,gayrimenkulün satılarak elde edilen kazancın,satışın yapıldığı yıl şirket sermayesine ilave edilmesi hali için söz konusu olup,dava konusu olayla bir ilgisi bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden yapılan stopaj tahakkuku yasaya uygun bulunmadığından,davacının temyiz isteminin kabulü,Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na 4108 sayılı Kanun’un 32 nci maddesiyle eklenen geçici 23 üncü maddedeki düzenleme ilk defa 3239 sayılı Kanunla ve Geçici 10 uncu maddeyle getirilmiş ve 3332 sayılı Kanun’la bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu konuya ilişkin gerekçelere bakıldığında finansman yetersizliği bulunan şirketlerin yeniden ekonomiye kazandırılması, sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve yatırımlara kaynak yatırılmasının amaçlandığı görülmektedir.Dava konusu olayda davacı şirket sahibi bulunduğu arsayı teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulan … Anonim Şirketi’ne aynı sermaye olarak koymuştur. Ayni sermaye olarak konulan taşınmazın “üretim tesisi” niteliği taşımadığı belirtilerek davacı şirket Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23 üncü maddesindeki istinaden yararlandırılmamıştır. Bu istisna hükmünün amacının yatırıma kaynak yaratılması, yatırımın kolaylaştırılması olduğuna göre ayni sermaye olarak konulan gayrimenkulün üzerinde üretim tesisi kurulmak üzere verilmesi ve kanunda aranılan diğer şartların bulunması nedeniyle dava konusu tahakkuk işleminin reddine ilişkin mahkeme kararında isabet olmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4108 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle eklenen Geçici 23 üncü maddesinde; 1.1.1994-31.12.1998 tarihleri arasında uygulanmak üzere, tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmının, kurumlar vergisinden müstesna olduğu, bu hükmün, kurumların üretim tesislerinin ve bu tesislere ilişkin gayrimenkullerinin tamamının veya bir kısmının teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulacak olan bir sermaye şirketine veya yeni kurulacak yabancı ortaklı bir anonim şirkete ayni sermaye olarak konulması halinde de uygulanacağı, bu durumda yeni kurulacak şirketin tam mükellef ve yapacağı yatırımın asgari 5 milyon A.B.D doları veya muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası olmasının şart bulunduğu öngörülmüştür.
Davacı şirket, 12.6.1996 tarihinde 6.300.000.000 liraya satın aldığı arsayı 17.7.1997 tarihinde arsanın Asliye Hukuk Mahkemesince tespit edilen değeri olan 48.678.000.000 bedelle, teşvik belgeli yatırım yapmak üzere kurulan … Anonim Şirketine ayni sermaye olarak koymuştur. Davacı şirket, bu sermaye koyma işlemi dolayısıyla kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23 üncü maddesi kapsamında istisnadan yararlanması gerektiği ihtirazi kaydıyla muhtasar beyannamesini vermiş, ancak bu ihtirazi kaydın kabul edilmemesi nedeniyle davacı şirket adına gelir (stopaj) vergisi ve fon payı tahakkuk ettirilmiştir.
Davalı İdare, davacı şirketin söz konusu istisna hükmünden yararlandırılmamasının nedeni olarak, ayni sermaye olarak konulan gayrimenkulün konuya ilişkin 51 ve 53 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde açıklanan nitelikleri taşımamasını göstermiştir. Buna göre 51 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin III/B bölümü uyarınca sınai üretimi yapılan ve bu nedenle Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca “Sanayi İşletmesi” olarak tescil edilmiş olan işletmelerde bulunan tesislerle bu tesislere ilişkin gayrimenkullerin ayni sermaye olarak konulması durumunda istisnadan yararlanılabileceği, 53 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin III bölümünde ise Üretim tesislerine ilişkin gayrimenekul ifadesinden üretimin yapıldığı fabrika binası, labaratuvar,üretilen mallar ile bu malların bünyesine giren ham ve yardımcı maddelerin depolandığı tesisler, garaj, tamirhane, satışa konu olan üretim tesisine ilişkin idare binası, personele yemek verilen binalar ile maden işletme haklarının anlaşılması gerektiği, bu gayrimenkullerin üzerinde bulunduğu arsa veya arazinin mütemmim cüz’ü niteliğinde olduğundan, üretim tesislerine ilişkin gayrimenkul olarak nitelendirileceği, davacı şirketin ayni sermaye olarak koyduğu arsanın bu niteliklere uygun bulunmadığı belirtilmiştir. Tahakkukun kaldırılması istemiyle açılan davada mahkeme de aynı gerekçelerle davayı reddetmiştir.
Teşvik Belgesi sahibi bulunan … Anonim Şirketine meyve sebze işleme soğuk hava deposu ve atmosfer kontrollü soğuk hava deposu yapımı amacıyla davacı şirketin sahibi bulunduğu arsanın ayni sermaye olarak konulduğu anlaşılmaktadır. 51 seri nolu Kurumlar Vergisi Tebliğinde “sanayi işletmesi olarak tescil edilmiş olan işletmelerde bulunan tesisler ile bu tesislere ilişkin gayrimenkuller” ifadesine yer verilmiş olup, sanayi işletmelerindeki tesis niteliği taşımamakla birlikte, bu tesislere ilişkin gayrimenkullerin de istisnadan yararlanacağı belirtildiğinden davacı şirketin sahibi bulunduğu arsanın da bu nitelikte olduğu görülmektedir. Diğer yandan 53 seri nolu Kurumlar Vergisi Tebliğinde üretim tesisine ilişkin gayrimenkul ifadesinden ne anlaşılması gerektiği belirlenmeye çalışırken Tebliğde sayılan gayrimenkullerin üzerinde bulunduğu arsa ve arazinin mütemmim cüz’ü niteliğinde olduğu ve bu nedenle arsaların da üretim tesisine ilişkin gayrimenkul olarak nitelendirileceği öngörülmüştür. Dolayısıyla üzerinde üretim tesisi kurulmak üzere, ayni sermaye olarak konulan arsanın da Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23 üncü maddesi kapsamındaki istisnadan yararlanması gerekmektedir. Nitekim sözkonusu maddede geçen “Üretim tesisleri ve bu tesislere ilişkin gayrimenkul” ifadesi de öncelikle halıhazırdaki üretim tesislerini, daha sonra üzerinde üretim tesisi kurulacak gayrimenkulleri de kapsamaktadır. Bu maddenin gerekçesine baktığımızda da böyle bir istisna hükmünün getiriliş amacı olarak; yüksek teknolojiye sahip yabancı kuruluşlarla Türkiye’de ortak kurulacak olan üretim tesislerinin uluslararası piyasada rekabet gücü nedeniyle ihracat potansiyelinin yüksek olacağının şüphesiz bulunduğu, bu şekilde yapılacak yatırımlar öncesinde yabancı sermaye girişi ve daha sonra ihracat imkanları ile ülkemize önemli ölçüde döviz girişi saglanmış olacağı gösterilmiştir. Diğer yandan bu madde ile yatırımlara kaynak sağlanmasındaki zorluklar bertaraf edilmek, yatırımcıların ellerinde atıl durumda bulunan gayrimenkullere işlev kazandırmak amaçlanmıştır. Bu amaç dikkate alındığında ve davacı şirketin ve … Anonim Şirketinin maddede sayılan diğer şartlara haiz olmadıkları yönünde bir iddiada da bulunulmadığından tahakkukun kaldırılması istemini reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 4.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.