Danıştay Kararı 4. Daire 1998/406 E. 1998/4150 K. 13.11.1998 T.

4. Daire         1998/406 E.  ,  1998/4150 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/406
Karar No: 1998/4150

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Babaeski Vergi Dairesi Müdürlüğü-Babaeski/KIRKLARELİ
İstemin Özeti : Davacı kurumun 27.12.1992 günlü faturalarla satın alıp, aktife kaydederek amortisman ayırdığı sabit kıymetlere ilişkin … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen tasarrufun iptaline ilişkin karar üzerine, amortisman giderleri kabul edilmeyerek 1994 yılı için re’sen kurumlar vergisi ve geçici vergi salınıp, kaçakçılık cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı kurumun 27.12.1992 günü sabit kıymetlerini satın aldığı firmanın amme alacağının tahsilini zora sokmak için bu yola başvurduğu iddiasıyla açılan davada, … Asliye Hukuk Mahkemesince 1.2.1995 gününde “27.12.1992 günlü satış faturasının geçersizliğine, tasarrufun iptali ile satıştan ve devirden önceki hale getirilmesine” karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, bu durumda davacı şirket mevcutlarında görülmesi mümkün olmayan sabit kıymetler için amortisman ayrılmasının mümkün olmadığı, geçici vergi aslının aranmayacağının davalı idarece belirtildiği gerekçesiyle kurumlar vergisi ile bu vergi ve geçici vergi için kesilen kaçakçılık cezalarına yönelik davanın reddine, geçici vergi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Davacı kurum, söz konusu sabit kıymetlerin satın alıp aktifleştirilmesi ve kullanılması nedeniyle ayrılan amortismanın yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Amortisman ayrılan sabit kıymetlere ilişkin satış işleminin sonradan mahkemece iptal edilmiş olması, bu kıymetlerin aktifleştirilmesi ve ilgili yılda kullanılması hususlarını etkileyecek bir durum olmadığından, davanın reddine yönelik mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı kurumun 1992 yılında satın alarak aktifleştirdiği sabit kıymetlere ilişkin satışın 1995 yılında mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine, ilgili yılda ayrılan amortismanın gider kaydedilip, kaydedilemeyeceğine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu’nun 313 üncü maddesinde “işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle, 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.” denilmiş olup, müteakip maddelerde amortisman ayırma usulleri açıklanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/7 nci maddesinde ise Vergi Usul Kanuni hükümlerine göre ayrılan amortismanların, safi kazancın tespit edilmesi için gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir. Anılan maddelere göre, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan kıymetlerin bedelleri doğrudan gider yazılamayacak, amortisman ayrılmak suretiyle kanunda yazılı süreler içerisinde gider yazılabilecektir. Amortisman ayrılabilmesi için de, ilgili kıymetin aktife alınması ve kanunda yazılı diğer şartların mevcut olması gerekmektedir.
Olayda, davacı kurumun amortisman ayırarak gider kaydettiği sabit kıymetlerin 27.12.1992 günlü faturalarla satın alınarak aktifleştirildiği ve bilahare bu satışın iptali için dava açılmış olmasına rağmen işletmede bir yıldan fazla kullanıldığı hususları ihtilafsız olduğuna ve aksine yapılmış bir tespit bulunmadığına göre bu sabit kıymetler için amortisman ayrılmasında kanuna aykırılık yoktur. Daha sonra satışın iptal edilmiş olması, aktife alınan bu kıymetlerin işletmede kullanıldığı gerçeğini bertaraf edemez. Satışın iptali üzerine, davacı kurum söz konusu kıymetleri iade edip, parasını geri aldığı takdirde ise bu hususun amortisman ayrılmış bir sabit kıymetin satışı gibi muhasebeleştirilip varsa kazancının beyan edileceği de tartışmasızdır.
Bu durumda, fiilen satın alınıp aktifleştirilen ve işletmede bir yıldan fazla süre kullanılan sözkonusu sabit kıymetler için amortisman ayrılmasında ve bu amortismanın gider kaydında kanuna aykırılık bulunmadığından, satışın iptalinin bu sabit kıymetleri hiç alınmamış ve kullanılmamış hale getirdiği varsamımıyla yapılan tarhiyatta ve bu tarhiyata karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 13.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.