Danıştay Kararı 4. Daire 1998/4040 E. 1999/517 K. 17.02.1999 T.

4. Daire         1998/4040 E.  ,  1999/517 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/4040
Karar No: 1999/517

Temyiz Eden : Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının ortağı ve Kanuni temsilcisi olduğu limited şirketin 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu 6183 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesi uyarınca istenen teminatın gösterilmemesi nedeniyle aynı kanunun 13 ncü maddesi gereğince şirket adına alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak davacının şahsi taşınmazına uygulanan ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla, vergi borçlarının tüzel kişilik mal varlığından tahsilinin mümkün olmaması nedeniyle kesinleşen amme alacağında mutlak sorumluluğun Vergi Usul Kanunu’nun 10 uncu maddesi ve 6183 sayılı kanunun 35 inci maddesi gereğince kanuni temsilci veya ortaklarda olduğu, dava konusu olayda henüz amme alacağı kesinleşmediğinden kanuni temsilci veya ortağın şahsi mal varlığına gidilemeyeceği gibi bu aşamada ihtiyati haciz kararı alınmasının da mümkün olmadığı, şirket adına alınan ihtiyati haciz kararının kanuni temsilcinin mal varlığına uygulanmasında isabet görülmediği gerekçesiyle uygulanan ihtiyati haciz işlemi iptal edilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, ihtiyati haciz işleminin yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 17.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.