Danıştay Kararı 4. Daire 1998/3696 E. 1999/3546 K. 14.10.1999 T.

4. Daire         1998/3696 E.  ,  1999/3546 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/3696
Karar No: 1999/3546

Temyiz Eden : Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Götürü usulde mükellef olan davacı adına daha önce gerçek usulde mükellef olması nedeniyle re’sen gerçek usulde mükellefiyet tesis edilerek 1993 yılı için gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, kaçakçılık cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yükümlülerin bir işten dolayı hem gerçek hem de götürü usulde mükellef olamayacakları, gerçek usulde mükellef olanların aynı işe devam ettikleri sürece bu usulden dönemeyecekleri, daha önce gerçek usulde mükellef olan davacının yeni işi nedeniyle götürü usulde mükellef olabileceği ve götürülük şartlarını kaybettiğine dair bir tespit de bulunmadan terk ettiği önceki işinden dolayı gerçek usulde mükellef olduğundan söz edilerek re’sen gerçek usulde mükellefiyet tesis edilip gelir vergisi tarhiyat yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, 8.11.1991 tarihinde götürü usulde mükellefiyet kaydı yapılan davacı adına, daha önce gerçek usulde mükellefiyetinin bulunması nedeniyle re’sen gerçek usulde mükellefiyet tesis edilmek suretiyle yapılan tarhiyatı kaldıran mahkeme kararının bozulmasına ilişkindir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun olay tarihinde yürürlükte bulunan 50 nci maddesinin son fıkrasında “Götürülük şartlarını kaybetmek suretiyle veya kendi talepleri üzerine gerçek usulde teklif edilecek olanlar, aynı işe devam ettikleri müddetçe bu usulden dönemezler” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olarak saat-parfümeri alım-satım işi ile uğraşan davacının 1991 yılında bu işyerini terk ederek … Pazarında aynı işle uğraşmaya başladığı ve 8.11.1991 tarihinden itibaren adına götürü usulde mükellefiyet tesis edildiği, daha önceden gerçek usulde mükellefiyetinin bulunduğunun tesbit edilmesi üzerine de 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 50 inci maddesine göre uyuşmazlık konusu dönem için re’sen gerçek usulde mükellefiyet tesis edilerek, takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden adına gelir vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşılmıştır. 193 sayılı Kanunun belirtilen 50. maddesinde gerçek usulde mükellefiyet tesis ettirenlerin aynı işe devam ettikleri sürece bu usulden dönemeyeceklerinin belirtildiği ve burada aynı işten kastın aynı işyerinde işe devam etmek değil, aynı faaliyet konusunu devam ettirmek olduğu dikkate alındığında işyerini değiştiren ancak faaliyet konusunu değiştirmeyen davacı adına gerçek usulde mükellefiyet tesisinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, davacının faaliyetinin bulunup, bulunmadığı, faaliyette bulundu ise matrahın gerçeğe en yakın şekilde tesbit edilmesi gerekirken, bu hususlar incelenmeden verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesi’nin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 14.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.