Danıştay Kararı 4. Daire 1998/3459 E. 1999/4288 K. 25.11.1999 T.

4. Daire         1998/3459 E.  ,  1999/4288 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/3459
Karar No: 1999/4288

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı-İSTANBUL
İstemin Özeti : 1995 yılı işlemleri incelenen davacı bankanın kiraladığı gayrımenkulün bölümlerini ortaklarının ortağı bulunduğu iki şirkete, ödediği kira bedelinden daha düşük bedelle kiraya vermek suretiyle örtülü kazanç dağıttığı ileri sürülerek re’sen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, kurumlar vergisi, geçici vergi ve fon payı için kusur cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi, … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı bankanın, kiraladığı gayrimenkulun iki katını sermaye bakımından doğrudan ilişkisi olduğu iki şirkete, ödediği kira tutarının çok altında bir bedelle kiraya vermesinin, gerek kiraya verilen şirketlerle doğrudan sermaye ilişkileri yönünden gerekse kiralamanın, ticari bir işletmenin asıl amacı olan kar elde etmek amacına aykırı olduğu, dolayısıyla örtülü kazanç dağıtımının varlığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı banka, kiralanan gayrımenkulün çeşitli katlarına bankanın bölümleri yerleştikten sonra, kalan kısımlara, bankanın güvenli ve rahat çalışmasını sağlamak amacıyla banka ortaklarının ortağı bulunduğu iki şirketin yerleştirildiğini, sözleşme hükümlerine göre kiralamanın mümkün olmadığını, kullandırmadan söz edilebileceğini ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında, şirketin, kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan ilişkilerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük bedeller üzerinden kiralama veya kiraya verme muamelelerinde bulunulması halinde kazancın örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı belirtilmiştir.
Davacı banka, … A.Ş. ile yapmış olduğu 28.11.1991 ve 15.10.1992 tarihli sözleşmelerle bankacılık ve sigortacılık işlemlerinde kullanılmak üzere yıllık 352.620 Amerikan Doları üzerinden, altı katlı bir işhanını kiralamıştır. Bu sözleşme uyarınca, sözkonusu gayrımenkulün, mal sahiplerinin yazılı muvafakatı olmaksızın kiralanması akde aykırı olup, müsait bölümlerin Bankanın yönetimine katıldığı ve en az % 30 hissesine sahip bulunduğu iştirakleri ile Bankanın sermayesinin en az % 30 hissesine sahip olan ortaklarına kullandırılması bu hükmün dışında bırakılmıştır. Gayrimenkulün kullanımına başlandığı tarihten itibaren, bankanın bölümleri katlara yerleştirilmiş, atıl duran iki katın ise, bankanın ortaklarının ortağı bulunduğu iki şirket tarafından mükellefiyet tesis ettirilebilmesi ve faaliyete geçebilemesi için ihtiyaç duyulan adres temini nedeniyle kiralama niteliğinde olmamak üzere kullandırılmasına karar verilmiştir. Nitekim dosyadaki bilgi ve belgelerden, 1997 yılında bu şirketlere kullandırılan yerlere Bankaca duyulan ihtiyaç üzerine sözü edilen katların boşaltılarak banka tarafından kullanılmaya başlandığı anlaşılmaktadır.
Örtülü kazanç dağıtımı müessesesinin amacı, kurum mameleki ile kurum ortaklarının kişisel mameleklerinin ayırımı ve kurum kazancının kurumlar vergisine tabi olmadan kurum dışına aktarılmasını önlemek olduğundan, örtülü kazanç dağıtımı yapıldığının somut bir şekilde ortaya konması gerekmektedir. Olayda ise binanın tümünü kapsayan müstakil bir kiraya verme muamelesi bulunmadığından, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17/3 üncü maddesinde tanımı yapıldığı şekilde örtülü kazanç dağıtımından sözedilemez. Bu durumda örtülü kazanç dağıtımı nedeniyle yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle,davacı bankanın temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 25.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.