Danıştay Kararı 4. Daire 1998/3344 E. 1999/102 K. 28.01.1999 T.

4. Daire         1998/3344 E.  ,  1999/102 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/3344
Karar No: 1999/102

Temyiz Eden : Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1993 yılı işlemleri incelenen davacı şirket adına satılan daireler için fatura düzenlenmediğinin tespiti üzerine özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; daire satışları için tapu senedi düzenlendiği ve tapu sicilinin faturada bulunması gereken tüm bilgileri taşıdığı bu nedenle fatura düzenlenmesine gerek olmadığı ayrıca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353 üncü maddesinde sayılan belgelerin alınmadığını ve verilmediğinin bu belgeleri almayan ve vermeyenlerin birlikte saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerektiği gerekçesiyle özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, kesilen özel usulsüzlük cezasında usul ve yasaya aykırılık olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : 1993 yılında sattığı 17 adet daire için fatura düzenlemediği nedeniyle yükümlü adına kesilen özel usulsüzlük cezasını terkin eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir. İnceleme raporu ve eki tutanaklarda ve alıcı ifadelerinde Davacının inşa ettiği binalardan 17 daireyi kimlere, kaç liraya sattığı, satış hasılatının 1993 yılı defterlerine kaydettiği, ancak fatura düzenlemediği hususları açıkça tesbit edildiğinden usulüne uygun şekilde yapılan tesbite dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezasından Vergi Usul Kanununun 353/1 inci maddesine aykırılık bulunmadığından Vergi Mahkemesince aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacı Anonim Şirketin Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tüccar olduğu tartışmasız olduğundan fatura verme ve defter tutma mükellefiyeti vardır. Dolayısıyla, 1993 yılında sattığı daireler için fatura vermediği alıcı ifadeleri ile sabit olan davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında isabetsizlik görülmediğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından satılan daireler için fatura düzenlenmediğinin alıcı ifadeleri ile tespiti üzerine kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Fatura Kullanma Mecburiyeti” başlıklı 232 nci maddesi ile, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura verme mecburiyeti getirilmiştir. Aynı Kanunun kayıtların tevsiki ile ilgili bölümünün “ispat edici kağıtlar” başlıklı 227 nci maddesinde ise “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü sahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir. “düzenlemesi mevcuttur.
Bu düzenlemelere göre, birinci sınıf tüccar olduğu tartışmasız olan davacı şirketin fatura vermek ve kayıtlarına intikal ettirdiği tüm gelir ve giderlerini belgelerle tevsik etmek zorunda olduğu yukarıda anılan kanun hükmü gereğidir.
Olayda ise, davacı şirket tarafından adi satış sözleşmesi ile satılan ve 1993 yılında teslim edilen daireler için hiç fatura düzenlenmediği alıcı ifadeleri ve defter ve belgelerle sabit olduğundan aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemeesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 28.1.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.