Danıştay Kararı 4. Daire 1998/3287 E. 1999/2352 K. 31.05.1999 T.

4. Daire         1998/3287 E.  ,  1999/2352 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/3287
Karar No: 1999/2352

Temyiz Eden Taraflar : 1- …
Vekili : …
2- Nuruosmaniye Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
İstemin Özeti : Mücevherat imalat ve toptan-perakende satışı işiyle uğraşan davacı şirketin 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu çalınan mal bedellerinin gider kabul edilmemesi ve kredi kartı ile yapılan satışların kayıt dışı bırakıldığının tesbiti üzerine re’sen ve ikmalen kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, kaçakçılık cezaları ile özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi’nin… günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; bir kısım kredi kartlı satışlar için fatura düzenlenmediği ve satış hasılatının yasal defterlere kaydedilmediği ileri sürülerek bulunan matrah farkı üzerinden re’sen tarhiyat yapılmış ise de tesbitin sadece kredi kartı sliplerinin tarih, tutar ve miktarlarının faturalarla karşılaştırılmak suretiyle yapıldığı, ancak kredi kartı slipleri ile faturaların karşılaştırılmasının her zaman sağlıklı sonuç vermeyeceği, bulunan matrah farkının yeterli tespite dayanmadığının görüldüğü, ikmalen tarhiyata konu olan matrah farkının ise, A.B.D.’de düzenlenen fuarda sergilenmek üzere götürülen mücevheratın çalınması sonucu, davacı şirket tarafından çalınan malın herhangi bir kayıt yapılmaksızın envanterden fiilen tenzil edildiği ve maliyet bedeli üzerinden gider gösterildiğinin anlaşıldığı, inceleme raporunda çalınan mal bedellerinin kanunen kabul edilmeyen gider olarak nitelendirilmesinin yerinde olduğu, ancak değerlemenin rayiç bedel üzerinden değil, maliyet bedeli üzerinden yapılması ve buna göre gelir (stopaj) vergisinin hesaplanmasının gerektiği gerekçesiyle re’sen tarhiyata konu olan matrah farkının kaldırılmasına, ikmalen yapılan tarhiyata ilişkin matrahın azaltılmasına, matrah farkının bulunuşu itibariyle kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesine, ikmalen ve re’sen yapılan tarhiyatlar üzerinden fon payı hesaplanamayacağından kaçakçılık cezalı fon payı ile vergi ziyaına yol açıldığından söz edilerek geçici vergi için kesilen kaçakçılık cezası, özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezalarının kaldırılmasına karar vermiştir. Davacı şirket, kaydi envanter de eksik çıkan malların çalındığını ve bunu davalı İdareye bildirdiklerini, davalı İdare ise inceleme raporu sonucu yapılan tarhiyatın yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Davalı İdare, davacı şirket temyiz isteminin yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulması gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin l.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın
bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle taraflar temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacı şirketin kredi kartı ile yapılan alışverişler için fatura düzenlemediği kanuni defterlerine usulüne uygun olarak kayıt etmediği tesbit edilerek inceleme elemanınca kredi kartı satış tutarlarının bankalardan dökümü istenerek, kredi kartı slipleri ve faturaların karşılıklı incelenmesi sonucu gayri safi karlılık oranı dikkate alınarak bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatı kaldıran mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin esası incelendi;
Uyuşmazlık, 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, davacı şirket adına, kredi kartı ile yapılan bir kısım satışlara fatura düzenlenmediğinden re’sen, diğer taraftan kaydı envanter sonucu eksik bulunan emtianın çalındığı belirtilerek maliyet bedeli üzerinden gider yazılması yerinde olmadığından bu emtianın rayiç bedeli dikkate alınmak suretiyle ikmalen yapılan tarhiyata ilişkindir.
Davacı şirket ile Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün temyiz dilekçelerinde ikmalen tarhiyata yönelik ileri sürülen iddialar mahkeme kararını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30 uncu maddesinde re’sen vergi tarhı, “vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır” denmek suretiyle tanımlanmış, aynı maddenin altıncı bendinde de vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tesbitinin mümkün olmadığının kabul edileceği hallerden biri olarak “tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması” hali gösterilmiştir.
Bu hükümler, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesini, bu kayıt ve belgelerde vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkca ortaya konulmasını öngörmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, kredi kartı ile yapılan satışlarda davacı şirket yetkilisince; bir kısım hasılatın sliplerle faturaların karşılaştırılması sonucu kayıt dışı bırakıldığının tespit edildiği, oysa fatura malın tesliminden itibaren on günlük yasal sürede düzenlenebileceğinden kredi kartı slipleri ile fatura tarihleri arasında farklılık bulunmasının doğal olduğu, ayrıca satışların bir kısmının nakit bir kısmının kredi kartı ile ödenebileceği, kredili satışlarda faturanın başkası adına kesilebileceği, öte yandan perakende satışlarda fatura düzenleme limitinin aşılmadığı hallerde ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenebileceği dikkate alındığında inceleme elemanınca yetersiz incelemeye dayanılarak matrah takdir edildiği iddia edilmekte ise de, inceleme elemanınca bankalardan dökümü alınan kredi kartı satış tutarları ile, davacı şirketin düzenlediği faturalar ve incelemeye ibraz edilen kredi kartı sliplerinin, değer üzerinden karşılıklı olarak incelenmesi sonucu bulunan farklı tutarlar için, yapılan işin mahiyeti icabı ödeme kaydedici cihaz fişinin kullanılması olanağının sınırlı olacağı da göz önüne alındığında, fatura düzenlenmediği, kanuni defterlerin usulüne uygun olarak tutulmadığı sonucuna varılarak gayri safi karlılık oranı dikkate alınıp buna göre bulunan matrah farkı üzerinden re’sen yapılan tarhiyatın yerinde olduğu anlaşıldığından, mahkeme kararının bu kısmında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün re’sen tarhiyata yönelik temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bu hususa ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, Vergi Dairesi Müdürlüğü ile davacı kurumun ikmalen tarhiyata yönelik temyiz istemlerinin reddine 31.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.