Danıştay Kararı 4. Daire 1998/327 E. 1999/1391 K. 15.04.1999 T.

4. Daire         1998/327 E.  ,  1999/1391 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/327
Karar No: 1999/1391

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Galata Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
İstemin Özeti : 1994 yılı kazançlarına ilişkin olarak kurumlar vergisi ve muhtasar beyannamelerini veren davacı şirket 4108 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 25 ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/4 üncü maddelerinde yapılan değişiklikler uyarınca kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergilerine ilişkin düzeltme beyannameleri vermiştir. Davacının, kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi kabul edilmemiş ancak gelir (stopaj) vergisine ilişkin düzeltme beyannamesi kabul edilerek tahakkuk fişi düzenlenmiştir. Davacı, gelir (stopaj) vergisine ilişkin düzeltme beyannamesinin sehven verildiğini ileri sürerek düzeltme yoluyla idareye başvurmuş, başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine tahakkuk fişinin iptali için dava açmıştır. … Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, İdarece davacı şirket tarafından sehven verilen kurumlar vergisi düzeltme beyannamesinin kabul edilmediği, ancak ödenecek gelir (stopaj) vergisini artıran düzeltme beyannamesi kabul edilerek tahakkuk fişi düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacı şirketin İdare ile kurumlar vergisi yönünden ihtilaflı olmasının, kendi iradesi ile verdiği muhtasar beyannameye göre düzenlenen tahakkuk fişinin iptalini ve tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi ile fon payının terkinini gerektirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, şirket, sehven verilen kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi kabul edilmediği halde buna bağlı muhtasar beyannamenin kabul edilerek tahakkuk fişi düzenlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Olayda, yatırım indirimi tutarının menkul sermaye iradı matrahına dahil edilmeyeceği açık olduğundan, mevzuda hata yapıldığı gözönüne alınıp bu esas çerçevesinde incelenerek, yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Dava Konusu” başlıklı 378 inci maddesinin ikinci paragrafında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları, bu kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin mahfuz olduğu düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un “Vergi Hatalarını Düzeltme” başlıklı üçüncü bölümünde yer alan 116 ncı maddesinde; vergi hatası,vergiye ilişkin hesaplarda ve vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi ve alınması şeklinde tanımlanmış, 118 inci maddesinde ise vergilendirme hataları, mükellefin şahsında hata,mükellefiyette hata, mevzuda hata,vergilendirme veya muafiyet döneminde hata olarak sayılmıştır. 3 üncü bentte sayılan “mevzuda hata”; Açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi ve alınmasıdır, şeklinde tanımlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Vergi Oranı” başlıklı 25 inci maddesinin 3946 sayılı Kanunla değiştirilen 1 inci fıkrasında, kurumlar vergisinin bu kanuna göre tespit olunan kurum kazancından % 25 oranında alınacağı, 2 nci fıkrasında ise yukarıdaki orana göre hesaplanan verginin indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının % 20 sinden az olamayacağı, bu hesaplamada iştirak kazançları ile yatırım fonları ve ortaklıkların portföy işletmeciliğinden doğan kazançlarının dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 3946 sayılı Kanun’la değişen 4 üncü bendinde, “Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren kurumların indirim ve istisnalar (Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8 inci maddesinin 1 ve 6 numaralı bentlerine göre kurumlar vergisinden müstesna tutulan kazançlar ile yatırım indirimi tutarı hariç) düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmı “menkul sermaye iradı” olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 94 üncü maddesinin 6-b bendinde, “dağıtılsın veya dağıtılmasın 75 inci maddenin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından” vergi tevkifatı yapılacağı öngörülmüştür.
Yukarıda anılan kanun hükümlerinin birlikte incelenmesinden, Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre tespit edilen kurum kazancından % 25 oranında Kurumlar vergisi alınmaktadır. Ancak bu orana göre hesaplanan vergi, indirim ve istisnalardan önceki kurum kazancının % 20 sinden az olamamaktadır. Bu hesaplamada yatırım indirimi kurumlar vergisi matrahına dahildir. Öte yandan Gelir (stopaj) vergisi matrahını oluşturan menkul sermaye iradı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/4 üncü maddesinde, Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren kurumların indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından,(yatırım indirimi tutarı hariç) hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdır şeklinde tanımlanmış, böylece yatırım indirimi tutarının menkul sermaye iradı matrahına dahil edilmeyeceği açıkça ifade edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin, 1994 yılı kazançları ile ilgili olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 25 inci maddesi uyarınca kurum kazancının % 20 si oranında kurumlar vergisi hesaplayarak kurumlar vergisi beyannamesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/4 ve 94/6-b maddeleri uyarınca, indirim ve istisnalardan önceki kurum kazancından (yatırım indirimi hariç) hesaplanan kurumlar vergisini düşerek muhtasar beyannamesini süresinde verdiği, tahakkuk eden kurumlar vergisi birinci taksidi ile gelir (stopaj) vergilerini ödediği;ancak Kurumlar Vergisi Kanunu’nun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki 4108 sayılı Kanun ve bu Kanun’la ilgili olarak Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 51 nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ’inin II. Yatırım İstisnası başlıklı hükümleri çerçevesinde, yatırım indirimi tutarını kurumlar vergisi matrahına dahil etmeyerek yeniden düzenlediği kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/4 üncü maddesinde 4108 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca menkul sermaye iradı kapsamına dahil edilen yatırım indirimi nedeniyle değişen gelir (stopaj) vergisi için ek muhtasar beyannamelerinin 24.7.1995 tarihli dilekçeler ekinde verildiği, Kurumlar vergisi beyannamesinin İdarece kabul edilmemesine rağmen muhtasar beyannamenin kabul edilerek tahakkuk fişi düzenlenmesi üzerine 31.7.1995 tarihli düzeltme dilekçesi ile kurumlar vergisi beyannamesinin söz konusu tebliğin yanlış algılanması sonucu verildiği, İdarece bu beyannamenin kabul edilmemesine rağmen kurumlar vergisi beyannamesinin sonucuna dayalı olarak yanlışlıkla verilen muhtasar beyanname kabul edilerek düzenlenen tahakkuk fişinin iptalinin istendiği ve bu başvurunun yasal süresinde cevap verilmemek suretiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, açıkca tevkifat matrahına konu olmayacağı belirtilen yatırım indirimi üzerinden gelir (stopaj) vergisi alınması, Vergi Usul Kanunu’nun 118/3 üncü maddesinde belirtilen vergi mevzuuna girmeyen gelir üzerinden vergi istenmesi anlamına geleceğinden mahkemece mevzuda hata yapıldığı gözönüne alınıp bu esaslar çerçevesinde incelenerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…,K:… sayılı kararının bozulmasına 15.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.