Danıştay Kararı 4. Daire 1998/2988 E. 1999/1930 K. 11.05.1999 T.

4. Daire         1998/2988 E.  ,  1999/1930 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/2988
Karar No: 1999/1930

Temyiz Eden : Namık Kemal Vergi Dairesi Müdürlüğü-TEKİRDAĞ
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Taksi işletmeciliğinden dolayı götürü gelir vergisi mükellefi olan davacının eşinin de 1.7.1991 tarihinden itibaren minübüs işletmeciliğine başladığının tespiti üzerine davacı adına gerçek usulde mükellefiyet tesis edilmiş, bu işlemlere karşı açılan dava reddedilmiş, 1992 yılı beyannamesinin verilmemesi nedeniyle takdir komisyonunca davacı ve eşi için hayat standardı temel gösterge tutarı ayrı ayrı uygulanmak suretiyle matrah takdir edilmiş ve davacı adına gelir vergisi salınmış, fon hesaplanmış, kaçakçılık cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi, … günlü E:…, K:… sayılı kararıyla; aile reisi beyanında tek bir beyan ve tek bir mükellefiyetin söz konusu olduğu, eşin aileden ayrı bir mükellefiyetinin söz konusu olamayacağının davacı tarafından ileri sürüldüğü, hayat standardı temel gösterge tutarının aile reisi beyanında bir kez uygulanmasının İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı gereği olduğu, ancak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 3689 sayılı Kanunla eklenen geçici 35 inci maddenin 2 nci fıkrasının c/bendinde aynı veya ayrı neviden birden fazla işyerinde faaliyette bulunan mükellefin temel gösterge tutarına birden sonraki herbir işyeri için temel gösterge tutarının % 50 si oranında ilave yapılacağının öngörüldüğü, anılan maddenin f/bendi de dikkate alındığında davacıya hayat standardı temel gösterge tutarının % 75 inin uygulanması gerektiği, davacının, beyannamenin verilmemesinde vergi kaçırma kastı bulunmadığından kaçakçılık cezasının ağır kusur cezasına çevrilmesine, ikmalen ve re’sen yapılan tarhiyatlarda fon payı ve ceza alınamayacağı gerekçesiyle matrahın ağır kusur cezalı olarak azaltılmasına, fon payı ve kaçakçılık cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 11.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.