Danıştay Kararı 4. Daire 1998/2687 E. 1999/2266 K. 27.05.1999 T.

4. Daire         1998/2687 E.  ,  1999/2266 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/2687
Karar No: 1999/2266

Temyiz Eden : Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı bankanın 1991/7. ayına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu peşin alınan akreditif bedellerine faiz yürütüldüğü halde bunların kayıtlarda gösterilmediği, dolayısıyla tevkifata tabi tutulmadığından söz edilerek ikmalen gelir (stopaj) vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/7. maddesinde, mevduat faizinin menkul sermaye iradı olarak sayıldığı 94. maddesinde de mevduat faizlerinin vergi tevkifatına tabi olduğunun belirtildiği,3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 13. maddesine göre bankanın kabul ettiği bir paranın mevduat sayılabilmesi için bir ivaz karşılığında ve istendiğinde veya belli bir vadede iade edilmek üzere kabul edilen bir para olması ve bu paranın da mevduat hesabında izlenmesi gerektiği,… A.Ş. tarafından akredifli ithalat işlemlerinde, ithalat tutarının TL.karşılığı dövizlerin transfer tarihinden bir süre önce firmanın talebi doğrultusunda Bloke hesaba alındığı, bu hesaptaki paraların mevduat olma özelliği taşımadığı, ithalat blokeleri için kullandığı, amacın faizi geliri elde etmek olmayıp,paranın bankaya yatırıldığı tarihteki kurun sabitleştirilmesi olduğu, bu nedenle … A.Ş. nin vadeli akreditif bedelini önceden bankaya bloke etmesi ve bankanın da düşük kur uygulayarak adı geçen firmaya sağlamış olduğu menfaatin mevduat faizi geliri (menkul sermaye iradı) olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, ayrıca 193 sayılı Kanun’un 94. maddesine göre yapılan gelir vergisi kesintisinin nihai bir vergi olmayıp, istihkak sahiplerinin gelir ve kurumlar vergisine mahsuben yapıldığı, olayda vergiye konu edilen gelirin şirket gelirlerine intikal etmesi nedeniyle aynı gelir üzerinden vergi tevkif edilmesi mükerrer vergilemeye yol açacağından yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, … A.Ş. lehine bir menfaat yarattığı halde kesinti yapmayan davacı banka adına yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı banka tarafından … lehine tesis edilen akreditifler için TL. olarak ve peşin alınan akreditif bedellerine … A.Ş.nin bankaya göndermiş olduğu yazı uyarınca faiz yürütüldüğü, ancak hesaplanan faiz tutarının … A.Ş.nin cari hesabına geçirilmediği,buna karşın akreditif bedelinin transferi tarihindeki döviz satış kuru düşük tutulmak suretiyle ödendiğinin saptanması üzerine davacı banka tarafından hesaplanan ancak kayıtlarda gösterilmeyen faizin mevduat faizi niteliğinde olduğu ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 10 uncu fıkrası uyarınca tevkifata tabi tutulması gerektiğinden söz edilerek gelir (stopaj) vergisi salındığı ve kaçakçılık cezası kesildiği anlaşılmıştır.Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinde, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu belirtildiğinden, hangi nedenle olursa olsun bankada tutulan meblağ için sermaye sahibine sağlanan menfaatin menkul sermaye iradı olarak kabulü gerekir
Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11 inci maddesinde, yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları,Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde ise hesaplanan mevduat faizleri üzerinden vergi tevkifatı yapılacağı ve tevkif edilen vergilerin aynı Kanunun 98 inci maddesinde de ertesi ayın 20 nci gününe kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu Vergi Dairesine bildirilmesinin zorunlu olduğu belirtildiğinden davacı bankanın akreditif bedelinin transferi sırasında döviz satış kurunun düşük tutulması suretiyle … A.Ş.ne bir kur avantajı sağladığı ve … A.Ş. nin de ithal ettiği emtiayı söz konusu avantaj tutarı kadar düşük bedelle malettiği, bundan kaynaklanan fazla satış karını hasılat yazdığı ve herhangi bir tevkifat mahsubu söz konusu olmaksızın beyanda bulunduğu ve tahakkuk eden vergileri ödediği yolundaki iddialar da bu yasal zorunluğu ortadan kaldırıcı nitelikte görülmemiştir. Bu durumda mahkemece vergi ve cezaların kaldırılmasında isabet görülmemiştir.

Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 27.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.