Danıştay Kararı 4. Daire 1998/2522 E. 1999/2353 K. 31.05.1999 T.

4. Daire         1998/2522 E.  ,  1999/2353 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/2522
Karar No: 1999/2353

Temyiz Eden Taraflar : 1- …
2- Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
İstemin Özeti : Emlak komisyonculuğu ve dekorasyon işiyle uğraşan ve 1991 yılına ait gelir vergisi beyannamesini vermeyen davacı adına resen takdir olunan matrah üzerinden gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının 22.9.1990 tarihinde ticari faaliyete başladığı, aynı işyerinde 6.9.1991-31.12.1991 tarihleri arasında eşinin faaliyette bulunduğu ve kıst dönem gelir vergisi beyannamesinin aile reisi sıfatıyla davacının verdiği, 1.1.1991-5.9.1991 tarihleri arasında ticari faaliyetine devam ettiği anlaşılan davacının beyanname vermemesi nedeniyle takdire sevkin yerinde olduğu, ancak hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan matrah takdir edilemeyeceği, davacının kıst dönem faaliyette bulunduğu dikkate alınarak matrahın hayat standardı için kabul edilen miktara göre belirlenmesi gerektiği, ikmalen ve re’sen yapılan tarhiyatlar üzerinden fon payı hesaplanamayacağı gerekçesiyle matrahın azaltılmasına, fon payının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı, 1.1.1991-5.9.1991 tarihleri arasında ticari faaliyette bulunduğu ve kazanç elde ettiği yönünde herhangi bir tespitin mevcut olmadığı gibi kaçakçılık cezası uygulanmasınında yerinde olmadığını, Davalı İdare, davada süre aşımının mevcut olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Davalı İdare, yasal dayanaktan yoksun bulunan davacı iddialarının reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Dava konusu ihbarnamenin tebliğ alındı belge aslının getirtilerek yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7 nci maddesinde, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin 30 gün olduğu belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde davacı, dava konusu vergiye ilişkin ihbarnamenin tebliğİnin 3.11.1996 tarihinde, vergi dairesince ise davacıya 14.11.1996 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiştir. Ancak dosyada mevcut tebliğ alındı belgesinin fotokopisinin incelenmesinden tebliğin davacıya hangi tarihte yapıldığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda, yükümlüye yapılan tebliğe ilişkin ihbarnamenin alındı aslının vergi dairesinden getirtilerek 20.2.1997 günü açılan davanın süresi içinde açılıp, açılmadığının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davayı esastan inceleyen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının, yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmek üzere bozulmasına 31.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.