Danıştay Kararı 4. Daire 1998/2261 E. 1999/13 K. 12.01.1999 T.

4. Daire         1998/2261 E.  ,  1999/13 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/2261
Karar No: 1999/13

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Çorlu Vergi Dairesi Müdürlüğü-TEKİRDAĞ
İstemin Özeti : Davacı kurumun 1996 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu re’sen 1997/4 üncü ayı için gelir (stopaj) vergisi salınıp, kaçakçılık cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı kurumun 29.12.1997 günü tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamesine karşı uzlaşma için başvurduğu ve uzlaşma komisyonunca, kaçakçılık cezalı tarhiyatların uzlaşma kapsamı dışında olduğunun bildirilmesi üzerine 18.2.1998 gününde dava açtığı, dava konusu tarhiyatın uzlaşma kapsamında olmaması nedeniyle yapılan başvurunun dava açma süresini durdurmayacağı, dolayısıyla davanın süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı yönünden reddine karar vermiştir. Davacı kurum, uzlaşmanın temin edilmemesi nedeniyle ek süre içerisinde açılan davanın süresinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi :İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
1996 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu salınan kurumlar vergisi ve geçici vergi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı uzlaşma isteminde bulunan davacı şirketin bu isteminin kaçakçılık suçu cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve cezanın uzlaşma mevzuu yapılamayacağı yönünde verilen uzlaşma komisyonu kararı üzerine açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden
vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Uzlaşma müessesesinin amacı, vergi salan idare ile bunları ödeyecek olan yükümlülerin anlaşmalarını sağlamak suretiyle yargı yerlerinin gereksiz başvurularla karşı karşıya kalmalarını önlemek olduğundan tarafların uzlaşmaları halinde uyuşmazlık ortadan kalkacak uzlaşmamaları halinde ise olay yargı organlarına intikal edecektir. Vergi Usul Kanunu’nun uzlaşma talebinin nasıl inceleneceğini açıklayan ek 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yapılacak müzakereler sonunda tarafların anlaşmaya varmış olmaları halinin “uzlaşmanın vaki” olması, dördüncü fıkrasında ise mükelleflerin, uzlaşma komisyonu davetine icabet etmemesi, komisyona geldiği halde uzlaşma tutanağını imzalamaması veya bu tutanağı ihtirazi kayıtla imzalamak istemesi halinin “uzlaşmanın temin edilememesi” olduğu ifade edilmiştir. Her iki halde ise uzlaşma tutanağının bir örneğinin ilgiliye verilmesi yada üç gün içinde tebliğ edilmesi öngörülmüştür. Aynı bölümde yer alan Ek 7 inci maddenin birinci fıkrasında mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açabileceği kuralına yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin kaçakçılık cezası kesilen tarhiyat için süresi içinde uzlaşma komisyonuna başvurduğu, uzlaşma komisyonunca yükümlünün talebinin uzlaşma kapsamında bulunup bulunmadığının öncelikle incelenerek bu konuda bir karar verilmesi gerekirken, bu zorunluluğa uymaksızın, tarhiyata karşı dava açma süresinin geçmesinden sonra 13.2.1998 gününde, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilere kaçakçılık suçu cezası kesilmesi halinde vergi ve cezanın uzlaşma mevzuu yapılamayacağından söz edilerek istemin reddedildiği anlaşılmıştır. Uzlaşmanın amacı vergi tarh eden idare ile vergiyi ödeyecek olan yükümlünün uyuşmazlık çıkarmadan anlaşabilmelerini sağlamak olduğu gözönünde bulundurulduğunda, kanun koyucunun uzlaşma davetine katılan ancak uzlaşamayan yükümlü ile uzlaşma davetine katılmakla beraber yasal engellerden dolayı uzlaşmayı temin edemeyen yükümlü arasında, dava yoluna başvurma bakımından bir farklılık yaratmak istediği söylenemez. Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 23.10.1986 günlü ve E:1986/2, K:1986/2 sayılı kararında bu konu ile ilgili olarak “uzlaşmanın vaki olmaması” kavramı Ek 5 inci maddede “uzlaşmanın temin edilememesi” halleri olarak belirtilmiş olan hususları da kapsadığından, daha önce dava açılmamış ise, uzlaşmanın temin edilememesi hallerinde de Ek 7 inci maddede belli edilen koşullarla dava açma yoluna gidilebilir.” Yolunda karar verilmiştir.
Bu durumda, Ek 7 inci maddede öngörülen 15 günlük dava açma süresinin özel durumu itibariyle bu dava içinde geçerli olduğunun kabulü hakkaniyete uygun olacaktır. Buna rağmen ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren dava açma süresinin başladığını kabul ederek davayı süreaşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle … Vergi Mahkemesi’nin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının davanın esası incelenerek bir karar verilmek üzere bozulmasına, 12.1.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.