Danıştay Kararı 4. Daire 1998/2106 E. 1999/1433 K. 15.04.1999 T.

4. Daire         1998/2106 E.  ,  1999/1433 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/2106
Karar No: 1999/1433

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Beykoz Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
İstemin Özeti : Davacı kurumun 1995 yılında sattığı kamyonun satış değerinin kasko değerinden düşük olması nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak re’sen kurumlar vergisi salınıp, kusur cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; aracın satış değerinin kasko değerinden düşük olması nedeniyle İstanbul Kamyoncular Esnaf Odasınca bildirilen bedel üzerinden yapılan tarhiyatın yerinde olduğu, kaldı ki, davacı kurumun aracın eski veya hasarlı olduğu yolunda da bir iddiasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı kurum, harca konu olan kasko değerinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Davacının sahip olduğu kamyonu, kasko değerinin altında satmış gibi beyanda bulunarak vergi kaybına neden olduğu gerekçesiyle takdirli matrah üzerinden resen kusur cezalı vergi tarhiyatı yapılmış Vergi Mahkemesi aracın kasko değeri altında satılması nedeninin davacı tarafından açıklanamadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, kasko değeri 1.253.000.000 TL olarak gösterilen aracın KDV hariç 850.000.000 TL satıldığının beyan edildiği, takdir komisyonunca 1.000.000.000 TL. emsal bedeli olduğu kabul edilen araç için 150.000.000 TL matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yine dosyaya eklenen satış sözleşmesinden ihtilaflı aracın davacı tarafından 9.8.1995 tarihinde KDV dahil 900.000.000 TL ye aldığı ve 4 ay sonra KDV dahil 977.500.000 TL’ye satıldığı görüldüğünden, beyan edilen satış değeri gerçeklere uygun görülmüştür.
Bu durumda aracın fatura bedeli üstünde satıldığı saptanmadan resen, takdir komisyonu kararıyla cezalı tarhiyat yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının temyiz isteminin kabulü, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, sattığı kamyonun bedelinin düşük gösterildiği ileri sürülüp, takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden davacı kurum adına salınan kurumlar vergisi ve kesilen kusur cezasına ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu’nun 30 uncu maddesinde re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak tesbitine imkan bulunmayan hallerde, takdir komisyonunca takdir edilecek matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, 6 ncı bendinde de tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması re’sen takdir sebebinin karinesi olarak
sayılmıştır.
Olayda, yükümlünün sahibi bulunduğu aracı noter satış senedi ile kasko değerinin altında satması nedeniyle takdir komisyonuna başvurulduğu, bu komisyon tarafından ise kasko bedelinden ve esnaf odasına bildirilen değerden hareketle matrah takdir edildiği anlaşılmıştır. Noter satış sözleşmesi ortada iken bu belgenin sahteliği, ya da aracın sözleşmede yazılı bedelin üstünde satıldığı yolunda gerçeği yansıtan olgular bulunmadan, kasko bedelinin altında satış yapılmış olması başlıbaşına re’sen takdir nedeni olarak kabul edilemez.
Diğer yandan Gelir Vergisi Kanunu’nun 2 nci maddesinde “kanunda yazılı kazanç ve iratların gelirin tesbitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınacağı” belirtilmiştir. Bu hükme göre gerçek kazancın vergilendirilmesi amaçlanmaktadır. Gerçek kazancın yalnızca rayiç bedel, emsal bedel veya kasko bedelinden hareketle saptanması mümkün değildir. Aracı satın alan nezdinde araştırma yapılması,bu kişi ile yükümlü arasında satış bedeli dışında bir nakit hareketi varsa bunun tespit edilmesi gerekirken, bu araştırmalar yapılmadan, satışa konu aracın sadece harca konu değerinin kasko sigortası değerinin altında gösterilemeyeceğinin öne sürülmesi, gerçek gelirin vergilendirilmesi ilkesine de ters düşmektedir. Noter harcı için Harçlar Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen kanuni ölçünün; kanunda sarahat olmadıkça gelir vergisi için de kanuni ölçü olarak kullanılması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 15.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.