Danıştay Kararı 4. Daire 1998/2026 E. 1999/1742 K. 29.04.1999 T.

4. Daire         1998/2026 E.  ,  1999/1742 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/2026
Karar No: 1999/1742

Temyiz Eden Taraflar: 1-…
Vekili : …
2-Hocapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
İstemin Özeti : Davacı banka, devraldığı … Bankası T.A.Ş.nin 1990 yılında tevkif yoluyla ödenen vergilerini bu yılda mahsup edememesi nedeniyle 1991 yılında mahsup etmiştir. İnceleme sonucu, kesintiye ilişkin bir kısım belgelerin ibraz edilememesi sebebiyle söz konusu kısmın kaçakçılık cezalı olarak istenilmesi üzerine, davacı banka ihtirazi kayıtla ödeme yaparak, tahakkuk fişinin iptali ile ödediği miktarın yıllık % 125 faiz oranıyla iadesi istemiyle dava açmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…,K:… sayılı kararıyla;inceleme elemanınca belgesi olduğu kabul edilen kesintilerle, sonradan ibraz edilen belgelerin bilirkişi tarafından incelenmesi sonucu, 102.378.237. TL.lık kısmın belgesi olmadığından,bu kısmın kusur cezalı olarak istenilmesinin yerinde olduğu,iade edilen bir vergi nedeniyle Vergi Usul Kanunu’nun 112 nci maddesine göre gecikme faizi talep edilemeyeceği, davacının ödediği miktarın kanuni faiziyle birlikte iadesi gerektiği gerekçesiyle,tahakkukun azaltılmasına,gecikme faizinin kaldırılmasına, fazladan ödenen verginin yasal faiziyle davacı kuruma iadesine karar vermiştir. Davacı banka,belgesiz olmayan bir kısım kesintiyle ilgili olarak banka kayıtlarına itibar edilmesi gerektiğini, Vergi Dairesi Müdürlüğü, yapılan işlemin yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti :Taraflarca, karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin l.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle taraflar temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacı kurum lehine yasal dayanağı bulunmadan faize hükmedilmediğinden,kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/3 ncü maddesinde,ikmalen ve re’sen yapılan tarhiyatlarda fıkrada belirtilen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı belirtilmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 51 inci maddesinde,amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı gecikme zammı tatbik edilmesi hüküm altına alınmıştır. Anılan Kanun maddelerine göre, vadesinden sonra ödenen vergiler için gecikme faizi ve gecikme zammı ödenmesi öngörülmüş olup, Kanunlarda ihtirazi kayıtla ödenen vergilerin iadesi esnasında mükelleflere de faiz ödeneceğine ilişkin bir hüküm mevcut değildir. Bu nedenlerle iade edilen vergilere ilişkin faiz talebinin reddi gerekirken, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesine ilişkin düzenlemeler içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’a göre davacı kurum lehine yasal faize hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün diğer temyiz iddiaları ile yükümlü kurumun temyiz iddiaları mahkeme kararını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz isteminin kısmen kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının davacı kurum lehine hükmedilen faizle ilgili hüküm fıkrasının bozulmasına, tarafların diğer temyiz iddialarının reddine 29.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.