Danıştay Kararı 4. Daire 1998/2015 E. 1999/1298 K. 12.04.1999 T.

4. Daire         1998/2015 E.  ,  1999/1298 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/2015
Karar No: 1999/1298

Temyiz Eden : Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Suudi Arabistan’da yerleşik bulunan bir şahısla imzalanan hizmet sözleşmesi uyarınca elde edilen gelirin ticari kazanç niteliği taşıdığı ve bu kazançtan dolayı beyanda bulunmadığı ileri sürülen davacı adına 1993 yılı için re’sen gelir vergisi salınmış, fon hesaplanmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde ücretin tanımlandığı, dosyada bulunan 5 Ağustos 1991 tarihli sözleşmede Suudi Arabistan vatandaşının işveren sıfatını taşıdığı, davacının işverenin işcisi olduğu, sözleşmede işverenle işçi arasındaki hukuki bağ ile ücrete ilişkin hükümlerin yer aldığı, bu sözleşmenin 16 ncı maddesine dayanılarak 1.1.1992 tarihinde iş anlaşması şeklinde bir başka Sözleşme yapıldığı, bu sözleşmede işverenin işcisine karın % 50 si oranında bir Ödemede bulunacağını taahhüt ettiği, 1.4.1992 tarihinde üçüncü hizmet Sözleşmesinin düzenlendiği, bu sözleşmeye göre % 50 ile sınırlandırılan kardan pay ödemesinin bütün vergi ve resimler çıktıktan sonra kalan kar üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığı,bu bilgilerin değerlendirilmesinden davacının bir işverene tabi ve işverenin sahibi bulunduğu işyerine bağlı olarak hizmet ifa ettiği, hizmeti karşılığında kararlaştırılan ücreti aldığı, ücretlerin döviz olarak yurda getirildiği, ikinci sözleşme ile kararlaştırılan kardan % 50 pay alınmasının ücretin prim şeklinde arttırıldığını gösterdiğinin anlaşıldığı, inceleme elemanınca tamamen ikinci sözleşmeden hareket edildiği, mevcut mevzuata göre davacının ortaklık kurduğu ve ticari kazanç elde ettiğinin kabul edilemeyeceği, zira 23.12.1997 tarihli bir başka belgede Türk Vatandaşının Suudi Arabistan’da bu ülke vatandaşıyla ortaklık kurmasının mümkün olmadığının belirtildiği, inceleme elemanınca matrah belirlenirken davacının hesabına yatırılan paraların tamamen yurt dışından gelen dövizler olarak kabul edilmesinin gelirin niteliği konusunda inceleme elemanının çelişkisini gösterdiği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, kardan ve zarardan % 50 pay alınmasının mali ve ekonomik risk altına girilmesiyle mümkün olabileceğini, bunun da elde edilen gelirin ticari kazanç olduğunu ortaya koyduğunu ileri sürmekte kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin esası incelendi:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 12.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.