Danıştay Kararı 4. Daire 1997/5413 E. 1998/4652 K. 27.11.1998 T.

4. Daire         1997/5413 E.  ,  1998/4652 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1997/5413
Karar No: 1998/4652

Temyiz Eden Taraflar : 1-…
2-Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğü-İSTANBUL
İstemin Özeti : Aile reisi sıfatıyla beyanname veren davacının eşinin işlemlerinin incelenmesi sonucu 1993 yılında eşe ödenen ücretlerin gider yazılamayacağı, ilgili yılda satın alınan makine için ödenen kur farklarının malın maliyetine ilave edilmesi gerektiği ve bir adet faturanın hasılat olarak kaydedilmediği ileri sürülerek ikmalen gelir vergisi, geçici vergi, net aktif ve ekonomik denge vergileri salınıp, fon payı hesaplanmış, kaçakçılık cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; hasılat kaydedilmediği ileri sürülen bir adet faturanın sonradan iptal edildiği anlaşıldığından bu nedenle yapılan tarhiyatta isabet olmadığı, eşe ödenen ücretin gider yazılamayacağının davacı tarafından da kabul edildiği, ilgili yılda satın alınan makine için ödenen kur farklarının doğrudan gider yazılamayacağı, ancak bu tarhiyatlara kaçakçılık cezası uygulanamayacağı ikmalen tarhiyatlarda ayrıca geçici vergi salınamayacağı gerekçesiyle cezalı geçici verginin kaldırılmasına, matrahın kusur cezalı olarak azaltılmasına karar vermiştir. Davacı, kur farkı giderinin ödeneceği zaman belli olmadığı için maliyete eklenmesinin ve ikmalen tarhiyatlarda fon payı hesaplanmasının mümkün olmadığını, Vergi Dairesi Müdürlüğü, vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatın ve kesilen cezanın yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Davacının 1993 yılı gelir vergisiyle ilgili hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen rapora dayalı olarak tarhedilen cezalı gelir vergisi, geçici vergi, ekonomik denge vergisi, net aktif vergisi ve fonlara karşı açılan davada, Vergi Mahkemesi; demirbaş makine alımı nedeniyle ödenen kur farklarının maliyet bedeline eklenmesi gerekirken gider olarak yazılmasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle bu matrah farkı üzerinden kusur cezalı gelir vergisi, ekonomik denge vergisi, net aktif vergisi ve fon tarhiyatı yapılmasını onamış, diğer iddialara dayalı matrah farkından doğan cezalı tarhiyatları ise kaldırmıştır.
Vergi Mahkemesi kararı davanın taraflarınca karşılıklı olarak temyiz edilmiş olup, davalının ileri sürdüğü sebepler temyiz nedenlerine girmediğinden buna ilişkin temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. Davacının temyiz istemine gelince; gelir vergisi beyannamelerinde yazılı matrahlar üzerinden tahakkuk ettirilen vergilerin belli bir yüzdesi de 3824 sayılı Yasa gereği fon payı olarak ayrıca tahakkuk ettirilmekte, yani fonlar beyana dayalı tutarlar üzerinden alınmakta olduğundan, beyan dönemi geçtikten sonra ikmalen yada resen yapılacak tarhiyatlarda yeniden fon payı tahakkuk ettirilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Ancak, davacının satın almış olduğu trikotaj makinasıyla ilgili olarak yapmış olduğu ve vadeli satın alma işleminden doğan kur farkının, doğrudan gider olarak gösterilebileceği yolundaki iddiasına gelince; 213 sayılı V.U.K.nun 262 nci maddesindeki “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.” 273 üncü maddesindeki “alat, edavat, mefruşat ve demirbaş eşya maliyet bedeli ile değerlenir. Bunların maliyet bedeline giren giderler, satın alma bedelinden gayri komisyon ve nakliye giderleri gibi özel giderlerdir.” hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu, satın alma veya değer arttırma yoluyla iktisap edilipte aktife giren kıymetler için yapılacak giderlerin tamamının maliyet bedeline eklenmesi gerektiği sonucu çıkmaktadır. Bu arada malın satın alınması sırasında yararlanılan krediye ait faizlerin yada bedelin taksitle ödenmesi nedeniyle kur farkından doğacak fazla ödemenin de iktisap bedelinin bir unsuru olarak maliyet bedeline dahil edilmesi zorunludur. Zira satın alınan iktisadi kıymetin gerçek bedeli faizle yada kur farkıyla
birlikte ödenen bedeldir.
Bu nedenle vadeli alışlar nedeniyle ödenen kur farkı yada faiz giderinin finansman konusu malın maliyeti ile ilgilendirmeksizin doğrudan gider kaydı yasal olmadığından, davacının bu matrah kalemine ilişkin temyiz isteminin reddi, cezalı fonlara ilişkin temyiz isteminin ise yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının yalnız cezalı fonlara ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Taraflar temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından taraflar temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 262 nci maddesinde tesisat ve makinaların gayrimenkuller gibi değerleneceği, iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin de maliyet bedeli ile değerleneceği belirtilmiş olup, anılan Kanunun 270 inci maddesinde gayrimenkullerin maliyet bedeline giren giderler ayrıca sayılmıştır. Kanunun 273 üncü maddesindeki alet, edavat, mefruşat ve demirbaş eşyanın maliyet bedeli ile değerleneceği, bunların maliyet bedeline giren giderlerin, satın alma bedelinden gayri komisyon ve nakliye giderleri gibi özel giderler olduğu belirtilmiş, 262 nci maddede de “maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder” denilmektedir.
Olayda, davacının 1993 yılında vadeli olarak satın aldığı makine için ödediği kur farklarının doğrudan gider yazılamayacağı, maliyete intikal ettirilmesi gerektiği iddiasıyla tarhiyat yapılmıştır. Anılan Kanun maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, döviz cinsinden vadeli olarak satın alınan makinalar için ödenen kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi gerektiği
yolunda bir hüküm bulunmamaktadır. Esasen, malın aktife kaydedildiği tarihte belli olmayan kur farkı giderlerinin maliyete intikal ettirilmesi fiilen mümkün değildir. Dolayısıyla sonradan ödenen bur tür giderlerin doğrudan genel gider olarak kaydında kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
3824 sayılı Kanunun “Gelir ve Kurumlar Vergileri Üzerinden Alınan Fonların Birleştirilmesine İlişkin Hükümler” ihtiva eden 18 inci maddesinde kazanç ve iratlarını yıllık beyanname ile beyan eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, gelir veya kurumlar vergilerinin % 10 u oranında ayrıca fon payı ödeyecekleri belirtilmiş olup, 19 uncu maddesinde ise yıllık, münferit ve özel beyanname veren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin beyannamelerinde hesaplayacakları fon payını, ilgili gelir veya kurumlar vergilerinin ödeme süreleri içinde ödeyecekleri öngörülmüştür.
Anılan Kanun maddelerinde, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin “beyannameleri” üzerinden fon payı hesaplayarak ödemeleri gerektiği ve fon payının beyannamede gösterilen matrah dışında herhangi bir tutar üzerinden hesaplanıp istenmesi olanağının bulunmadığı görülmektedir. Yıllık beyanname ile bildirilmesi gereken dönem gelirlerinin hiç beyan edilmemesi ya da noksan beyanı nedeniyle ikmalen veya re’sen tarh edilen vergi, “beyanname üzerinden hesaplanan vergi” olarak nitelendirilemeyeceğinden, ikmalen veya re’sen tarholunan vergiler üzerinden ayrıca fon payı hesaplanarak istenmesine, anılan madde hükümleri karşısında olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, ilgili yılda satın alınan makina için ödenen kur farklarının doğrudan gider yazılamayacağı görüşüyle yapılan tarhiyatta ve fon payı hesaplanmasında isabet bulunmadığından, kararın bu kısma yönelik hüküm fıkrası yerinde görülmemiştir.
Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının kur farkı ve cezalı fon payına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz isteminin reddine, 27.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.