Danıştay Kararı 4. Daire 1997/4651 E. 1998/4546 K. 25.11.1998 T.

4. Daire         1997/4651 E.  ,  1998/4546 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1997/4651
Karar No: 1998/4546

Temyiz Eden : Göztepe Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : 1989 yılına ilişkin olarak eksik beyanda bulunduğu tespit edilen davacı adına re’sen takdir olunan matrah üzerinden gelir vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi,… günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının % 50 oranında ortağı olduğu adi ortaklık hesaplarının incelenip eksik beyanda bulunulduğunun tespit edilmesi sonucu, bir cilt faturanın ibraz edilmediği de dikkate alınarak düzenlenen 26.2.1993 günlü vergi inceleme raporunda bulunan matrah üzerinden tarhiyat yapıldığı, uzlaşma sonucu vergi ve cezaların ödenmesine karşın olayın takdir komisyonuna sevk edilerek taktir olunan matrah üzerinden yeniden vergi salındığı, ancak takdir komisyonu kararının dayanağı bulunmadığı gibi davacının ara kararı ile getirtilen defter ve belgelerinin incelenmesinden, sadece vergi incelemesi sonucu bulunan matrah kadar eksik beyanda bulunulduğu ve olayda vergi kaçırma kastı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle matrahın kusur cezalı olarak azaltılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Ek 7 nci maddesinde, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebileceği, uzlaşmanın vaki olması halinde mükellefin, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine) karşı dava açamayacağı belirtilmiştir. Bu maddeyle getirilen “uzlaşma”, vergilemeden dolayı yükümlü ile vergi idaresi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların, barışçı yollarla taraflar arasında uzlaşma sağlanarak çözümlenmesini ifade etmektedir. Kanunun gerekçesinde “uzlaşma” dan amacın, vergi uyuşmazlıklarının süratle halli ve böylece mükelleflerin tereddütlerinin bir an önce giderilmesi suretiyle onların huzura kavuşmalarının sağlanması, mükellefle idare arasında vergi yönünden ortaya çıkan ihtilafların yine kendi aralarında görüşülerek çözüme bağlanması olduğu belirtilmiştir.
Kanunun amacı gözönünde tutulduğunda, vergi incelemesiyle tespit edilen matrah üzerinden tahakkuk ettirilen vergi ve buna ilişkin olarak kesilen ceza üzerinde yapılan uzlaşmanın söz konusu matrahla ilgili anlaşmazlığı tümüyle, kesin olarak ortadan kaldıracağı kabul edilmelidir. Uzlaşma ile yükümlünün salınan vergi ve kesilen ceza hakkında uyuşmazlık yaratamayacağı kabul edildiğine ve bu konuda açık kanun hükmü nedeniyle herhangi bir tereddüt bulunmadığına göre, bu uzlaşmada taraf olan idarenin dönem vergisi üzerinde uzlaşıldıktan sonra aynı dönem hakkında inceleme yaparak matrah belirlemesi uzlaşma ile sağlanmak istenen amaca aykırı düşer.
Buna göre, davacı hakkında 1989 yılı için yapılan inceleme sonucu düzenlenen 26.2.1993 tarihli inceleme raporuyla belirlenen matrah üzerinden salınan gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezası üzerinde uzlaşma sağlandığına göre artık aynı dönem için takdir komisyonu kararına göre vergi salınması mümkün değildir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine 25.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.