Danıştay Kararı 4. Daire 1997/4258 E. 1998/1809 K. 04.05.1998 T.

4. Daire         1997/4258 E.  ,  1998/1809 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1997/4258
Karar No: 1998/1809

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü-ANKARA
İstemin Özeti : Davacının 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, gider kaydedilen 4 adet faturanın gerçeği yansıtmadığından bahisle düzenlenen rapora dayanılarak re’sen gelir vergisi ve geçici vergi salınmış, fon payı hesaplanıp vergi aslı için kaçakçılık, geçici vergi için kusur cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla, satıcı tarafından düzenlenen faturaların vergi dairesine teslim edilen fatura cildinin içinden ve düzenleme tarihininde vergi dairesindeki mükellefiyetinin terkinden sonra olması, bu faturaların satıcı yönünden defterlerine işlenmemesinin bu satışın gerçek satışa dayanmadığı, başka bir ifadeyle gerçek bir alım ve satıma dayanmadan düzenlendiğini gösterdiği gerekçesiyle, davayı reddetmiştir. Davacı, faaliyetini sona erdiren mükelleflerin faturaların iptal edilmemesinin idarenin sorumluluğunu gerektirdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, vergi aslı ile kaçakçılık cezası yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın bu kısmının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bu kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Geçici vergi ile kesilen kusur cezasına gelince;
Gelir Vergisi Kanununun “Geçici Vergi” başlıklı mükerrer 120 nci maddesine 1.1.1994 gününde yürürlüğe giren 3946 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle eklenen fıkrada, “Kurumlar da dahil olmak üzere yapılan incelemeler sonucu geçmiş dönemlere ait geçici verginin eksik beyan edildiğinin tesbiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için resen veya ikmalen geçici vergi tarh ediler.
Ancak yıllık beyanname verme süresi geçtikten sonra geçici verginin aslı aranmaz bu vergiye gecikme faizi ve ceza uygulanır” hükmü getirilmiş bulunmaktadır.
Olayda da, yükümlünün 1995 takvim yılına ilişkin işlemleri incelenerek geçici verginin eksik beyan edildiği saptanmış olup yukarıda sözü edilen yasa hükmü uyarınca geçici verginin aslının aranmasına olanak bulunmamakta ise de,vergiye ceza uygulanması gerekmektedir.
Diğer taraftan; ikmalen ve resen salınan vergiler üzerinden ayrıca fon payı hesaplanacağına dair hüküm bulunmadığından Vergi Mahkemesince kusur cezalı fon payının da onanmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının geçici vergi ve fon payı ile kesilen kusur cezasına ilişkin hüküm fıkralarının bozulması, vergi aslı ile kesilen kaçakçılık cezasına ve geçici vergiye bağlı kusur cezasına yönelik temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, vergi aslı, fon payı ve kaçakçılık cezası yönünden kararı kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Davacı adına salınan geçici vergi ve kesilen kusur cezasında ise, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120 inci maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan “geçici vergi tutarı, içinde bulunulan yılda gelir vergisinin, ticari ve mesleki kazanca isabet eden kısmının % 50’sidir.” biçimindeki hüküm doğrultusunda re’sen ve ikmalen yapılan tarhiyatlarda geçici vergi aranamayacağından, hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davacı temyiz isteminin kısmen kabulüyle kararın geçici vergi ve kusur cezasına ilişkin kısmının bozulması, diğer kısımlara yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Sinema filmleri pazarlama işi yapan davacının 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, 4 adet faturanın gider yazılamayacağından bahisle dava konusu tarhiyat yapılmıştır. Davacının gider olarak kaydettiği faturalarında aralarında bulunduğu … ve … seri nolu faturaların, Beyoğlu Vergi Dairesi Başkanlığı’nın düzenlediği 20.1.1995 günlü ve … sayılı tutanakla iptal edildiği belirtilmiştir. Faaliyeti sona eren ve elde kalan faturaları iptal edilen mükellefin, iptal edildiği belirtilen faturalarının kullanılması nedeniyle, dava konusu olayda İdarenin faturaların iptali sırasında yeterince özenli davranmadığı anlaşılmaktadır. Vergi Usul Kanunu’nun fatura nizamını düzenleyen hükmüne uygun olarak fatura düzenleyen şahsın faaliyetini sona erdirdiği ise bu faturayı alan mükellef açısından her zaman tespit edilemeyebilir.
Bu durumda faturaların iptali sırasında gerekli özenin gösterilmemesi nedeniyle faaliyeti terk eden mükellefte kaldığı anlaşılan faturaların davacı tarafından gider kaydedilemeyeceğinden bahisle davanın reddi yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, … Vergi Mahkemesi’nin … günlü ve E:…, K:.. sayılı kararının bozulmasına, 4.5.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.