Danıştay Kararı 4. Daire 1997/3683 E. 1998/2097 K. 21.05.1998 T.

4. Daire         1997/3683 E.  ,  1998/2097 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1997/3683
Karar No: 1998/2097

Temyiz Eden : Sarıyer Vergi Dairesi Müdürlüğü /İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1995 yılı gelir vergisi beyannamesini serbest bölgede faaliyet gösteren firmadan elde ettiği kar payının vergiden muaf olması nedeniyle ihtirazi kayıtla veren davacı adına gelir vergisi tahakkuk ettirilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının ortağı bulunduğu serbest bölgede faaliyet gösteren şirketten elde ettiği kar payının serbest bölgede elde edilen irat olduğu anlaşıldığından Serbest Bölge Kanunu’nun 6 ncı maddesi uyarınca gelir vergisinden muaf irat üzerinden yapılan tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle verginin kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan tahakkukun kanuna ve usule uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Serbest Bölgedeki faaliyetlerinden dolayı gereçek ve tüzel kişiler vergiden muaftırlar.Ancak elde edilen karın ortaklara dağıtılması durumunda bu kar payları, elde eden kişiler yönünden menkul sermaye iradı olarak nitelendirileceğinden Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uyarınca vergilendirilecektir. Bu nedenle aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
3218 sayılı Serbest Bölge Kanunu’nun 6 ncı maddesinde, serbest bölgelerin gümrük hattı dışında sayılacağı, bu bölgelerde vergi, resim, harç gümrük ve kambiyo mükelleflerine dair mevzuat hükümlerinin uygulanmıyacağı, Türkiye’deki tam ve dar mükellef gerçek ve tüzel kişilerin serbest bölgedeki faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazanç ve iratların Türkiye’nin diğer yerlerine
getirildiğinin kambiyo mevzuatına göre tevsiki halinde de gelir ve kurumlar vergisinden muaf olacakları hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ortağı olduğu şirketin serbest bölgede faaliyette bulunduğu ve elde ettiği kazaçtan dolayı kar payı dağıttığı, davacının da elde ettiği bu kar payının serbest bölgede elde edilen gelir olması nedeniyle vergiden muaf olduğunu belirterek ihtirazi kayıtla beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Anılan kanun hükmü incelendiğinde gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin serbest bölgelerdeki faaliyetlerinden elde ettikleri kazanç ve iratlar gelir ve kurumlar vergisine tabi olmamakla birlikte, kurumlar açısından serbest bölgedeki faaliyetlerden sağlanan kazanç ve iratların ortaklara kar payı olarak dağıtılması halinde, bu kar payını elde eden ortaklar açısından serbest bölgede elde edilen bir kazanç veya irat olmaktan çıkıp gelir vergisi kanununa göre beyanı gereken bir menkul sermaye iradı olduğu görülmektedir. Bu durumda tahakkuk ettirilen gelir vergisinde kanuna aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerekirken tahakkukun kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 21.5.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.