Danıştay Kararı 4. Daire 1997/3628 E. 1998/3900 K. 27.10.1998 T.

4. Daire         1997/3628 E.  ,  1998/3900 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1997/3628
Karar No: 1998/3900

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Polatlı Vergi Dairesi Müdürlüğü Polatlı/ANKARA
İstemin Özeti : İhtirazi kayıtla verilen 1995 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden, Kanun’da sayılan yurtdışındaki faaliyetler nedeniyle döviz olarak elde edilen hasılatın en fazla binde beşinin götürü gider olarak kaydedilmesine ilişkin olarak 194 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan; hasılatın Türk Lirası olarak tesbitinde, kanuni defterlere kaydedildiği tarihte geçerli olan ve Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kurlarının esas alınacağı yolundaki düzenleme uyarınca tahakkuk ettirilen fazla verginin ret ve iadesi istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ıncı maddesine 4108 sayılı Kanunla eklenen birinci bendinde; ihracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükelleflerin, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebileceklerinin belirtildiği, bu maddenin uygulanmasına yönelik 194 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de; döviz olarak elde edilen ihracat hasılatının Türk Lirası karşılığının tesbitinde; hasılatın kanuni defterlere kaydedildiği tarihte geçerli olan ve T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan edilmiş döviz alış kurlarının esas alınması gerektiğinin açıklandığı, bir malın satışından elde edilen miktarın gayrısafi hasılat olduğu ve bu miktardan malın imal veya alış bedeli ile belgeye dayalı giderler düşüldükten sonra net hasılatın meydana geleceği, olayda da ihraç edilen mal dolayısıyla elde edilen dövizin Türk Lirası karşılığı miktar, gayrı safi hasılat olup, yukarıda belirtilen şartlarla binde beş gider düşülmesinin öngörüldüğü, davacı şirketin iddia ettiği gibi dövizin Türkiye’ye fatura tarihinden sonra getirilmesi halinde, kur farkı nedeniyle binde beş götürü gider uygulamasının; kur farkından doğan hasılatın elde edilmesi için herhangi bir gider yapılmadığı için fazla gider indirimine neden olacağı, kur farkından doğan miktarın hasılat olarak kaydedilmesinin bu durumu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı şirket, yapılan tahakkukun yasaya aykırı olduğunu ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi : Olayda, 7 Mart 1996 günlü ve 22573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 194 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca fazladan tahakkuk ettirilen ve ihtirazı kayda konu olan vergi ve fon payının kaldırılması ve tahsil edilen tutarın iadesi istemiyle açılan
davanın reddi yolundaki Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40.maddesinin 1 numaralı bendine 4108 sayılı Kanun’un 19.maddesiyle eklenen hükümle, ihracat ve yurt dışında, inşaat, onarma, montaj, taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükelleflere bu işlerle ilgili belgelendiremedikleri giderlerine karşılık olmak üzere söz konusu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın en fazla binde beşini götürü gider kaydedebilme olanağı getirilmiş, Maliye Bakanlığınca yayımlanan 194 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de, anılan uygulamaya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
Tebliğde döviz olarak elde edilen ihracat hasılatının, Türk Lirası karşılığının tesbitinde, hasılatın kanuni defterlere kaydedildiği tarihte geçerli olan ve TC. Merkez Bankasınca tesbit ve ilan edilmiş döviz alış kurlarının esas alınması gerektiği belirtilmişse de, ülkemizde uygulanan serbest kur sisteminin bir sonucu olarak faturanın kanuni deftere kaydedildiği tarih ile ihracat bedelinin döviz olarak yurda getirildiği tarih arasındaki zaman farklılığı nedeniyle döviz kurlarında meydana gelen artışlarda ihracat hasılatı olduğundan, bu hasılatın Türk lirası karşılığının, ihracat bedeli dövizin yurda getirildiği tarihteki döviz alış kurlarının esas alınması suretiyle tesbit edilmesi zorunludur.
193 sayılı Yasanın yukarıda sözü edilen 40.maddesinin 1 numaralı bendinde de kur farklarının bu uygulamada dikkate alınmamasına imkan sağlayacak bir hükme yer verilmemiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7.maddesinin 4.fıkrasında, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının, bu düzenlemeye dayalı işlemlerin iptaline engel teşkil etmeyeceği öngörüldüğünden, 194 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile yapılan ve yasada öngörülmeyen ve yasaya aykırı nitelik taşıyan düzenlemeye göre yapılan tahakkuka karşı açılan davanın Vergi Mahkemesince reddedilmesinde hukuki bir isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 27.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.