Danıştay Kararı 4. Daire 1997/3587 E. 1998/4319 K. 17.11.1998 T.

4. Daire         1997/3587 E.  ,  1998/4319 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1997/3587
Karar No: 1998/4319

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Beyoğlu Vergi Dairesi Başkanlığı-İSTANBUL
İstemin Özeti : 1989 yılı işlemlerinin yatırım indirimi yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen rapora göre, davacı kurum adına ikmalen kurumlar vergisi salınmış, fon hesaplanıp, kusur cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yatırım projesinde öngörülen yatırım tutarı uyarınca gerçekleştirilen yatırım tutarının, kanunda öngörülen asgari yatırım tutarının altında kalması nedeniyle İzin ve Teşvik Belgesinin sehven düzenlendiğinden söz edilerek Hazine Müsteşarlığı tarafından iptal edildiğinden, bu belgeye dayanılarak yatırım indirim istisnasından yararlanılmasının mümkün bulunmadığı anlaşıldığından salınan kurumlar vergisi ve hesaplanan fon payında yasaya aykırılık görülmediği, Vergi Usul Kanununun 369 uncu maddesine göre, yetkili makamların yanlış izahat vermiş olmaları veya görüş ve kanaatini değiştirmiş olmaları halinde ceza kesilmesi mümkün bulunmadığından kesilen kusur cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle kurumlar vergisi ve fon payına yönelik davanın reddine, kusur cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Davacı teşvik belgesinde öngörülen yatırım tutarının altında gerçekleştirilen yatırımın 88/3 No’lu tebliğin 4 üncü maddesine göre % 30 un altında gerçekleşmediğinden şartların ihlal edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanağı bulunmayan istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Usulüne uygun olarak yapılan başvuru sonucu alınmış Teşvik ve Yatırım İndirimi belgesine dayanılarak uygulanan yatırım indiriminden dolayı vergilendirilmeyen gelirlerin, teşvik ve yatırım indirimi belgesinin sonradan iptal edildiğinden söz edilerek vergilendirilmesi idari istikrar ilkesine, teşvik tedbirleriyle sağlanmak istenen amaca ve idarenin verdiği teşviklerin taahhüdüne aykırı olduğundan, kurumlar vergisinin onanması yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
1989 yılı işlemleri yatırım indirimi yönünden incelenen davacı şirkete verilen İzin ve Teşvik ve Yatırım İndirimi Belgesinde öngörülen yatırımın Yasada öngörülen asgari haddin altında kalması nedeniyle yanlışlıkla verildiği belirtilerek iptal edilmesi üzerine, yararlanılan yatırım indirimi tutarı matrah olarak kabul edilmek suretiyle ikmalen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kusur cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı vergi aslını onamak, kusur cezasını kaldırmak suretiyle kısmen reddeden mahkeme kararı temyiz edilmektedir.
Olayda, davacı kurumun usulüne uygun olarak yaptığı başvurusu üzerine yapacağı yatırımın plan ve program hedeflerine uygun olduğu saptanarak yatırımlarının teşvik tedbirlerinden yararlandırılmasını sağlamak amacıyla verilen Yatırım İndirim Belgesi iptal edilmiştir. İdarenin hukuka aykırı işlemlerini geri alması mümkün ise de, 1989 yılında verdiği belgeyi yatırım bittikten ve yıllar geçtikten sonra 1995 yılında hatalı olduğundan söz ederek iptal etmesi idari karar ve işlemlerde bulunması zorunlu istikrar prensibine aykırılık teşkil etmektedir.
Yatırım indirimi bir vergi istisna rejimi olup, bu indirim ile sağlanmak istenilen amaç, Genel Kalkınma Plan ve Yıllık Programlarda yer alan alanlara yapılacak özel sektör yatırımlarının, belli bir ölçüde vergiye tabi gelirden düşülerek yatırımların artması ve bu yolla kalkınmanın hızlanmasını sağlamaktır. Bu amaçla verilen teşvik belgesi, Devletin yatırımcıya verdiği teşviklerin taahhüdü niteliğindedir.
Davacı kurumun başvurusu üzerine almış olduğu İzin ve Teşvik Belgesi ve Yatırım İndirimi Belgesinin iptali, teşvik mevzuatına riayet edilmemesi, belgede kayıtlı şart ve karekteristiklerin yerine getirilmemesi, değiştirilmesi, eksik yapılması veya yatırımın bütünlüğünün bozulması gibi noksanlıklara dayandırılmadığı gibi hile ile elde edilmiş bir belge niteliği taşıdığına da dayandırılmamıştır. Davalı İdarenin kendi hatasından bahisle bu belgeyi yatırım bittikten yıllar sonra iptali yolundaki tasarrufunun, davacının bu belge ile devletin verdiği güvenceye dayanarak gerçekleştirmiş olduğu yatırımlar nedeniyle elde ettiği hakkını ortadan kaldırması ve yatırım indirimini düşerek vergi dışı bıraktığı gelirin vergilendirilmesi sonucunu doğurması hukuken mümkün değildir. Kanuna uygun olduğu güvencesiyle alınmış bir teşvik ve yatırım indirimi belgesine dayanılarak uygulanan yatırım indiriminden dolayı vergi dışı bırakılmış gelirlerin, teşvik ve yatırım indirimi belgesinin yıllar sonra hata yapıldığından bahisle iptal edildiğinden söz edilerek vergilendirilmesi, İdari istikrar prensibine, teşvik tedbirleriyle sağlanmak istenen amaca ve İdarenin taahhüdüne aykırı bulunduğundan kurumlar vergisİne yönelik davayı reddeden mahkeme kararında kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 17.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.