Danıştay Kararı 4. Daire 1996/5765 E. 1997/4517 K. 01.12.1997 T.

4. Daire         1996/5765 E.  ,  1997/4517 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1996/5765
Karar No: 1997/4517

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Beşiktaş Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
İstemin Özeti : 1989, 1990 ve 1992 yılları geçici vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; beyan üzerine tahakkuk eden borçlarını nakten veya mahsup yoluyla ödediğini tevsik edemeyen davacı adına, ödenmemiş amme alacaklarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, söz konusu borçların tevkif yoluyla kesilen vergilerden mahsup edilmesi gerektiğini, bu mahsup için dilekçeyle başvurma zorunluluğu bulunmadığını ve kararda borcun döneminin yanlış yazıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi :Uyuşmazlık,1989-90-91 yılları geçici vergi borçlarının tahsili için davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120.maddesinde geçici verginin cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, ödeneceği 6.fıkrasında da cari vergilendirme dönemime ilişkin ödenmemiş geçici verginin ticari ve mesleki kazançlar üzerinden tevkif yoluyla ödenen gelir vergisi kadarlık kısmının terkin edileceği,terkin işleminin yapılabilmesi için tevkif yoluyla ödenen verginin belgelendirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Geçici vergi verilen beyannameler üzerinden hesaplanıp yılın vergisinden mahsup edilmek üzere ödenen peşin bir vergi niteliğinde olup, madde hükmü uyarınca ödenmemiş geçici verginin aynı dönemde tevkif yoluyla ödenen vergilerin belgelendirilmesi koşuluyla terkin edilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 1989-90-91 yılları gelir vergisi beyannamelerini vererek ücretlerden tevkif yoluyla kesilip ödenen vergilere ilişkin listeleri beyannamelere eklediği, tahakkuk eden gelir vergisini ödediği anlaşıldığından,tevkifata ilişkin aylık kesintiler dikkate alınarak tahakkuk eden geçici verginin terkini gerekirken,ödenmediğinden bahisle ödeme emri düzenlenmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120 nci maddesinde cari vergilendirme dönemine ilişkin ödenmemiş geçici verginin, aynı dönemde ticari ve mesleki kazançlar üzerinden tevkif yolu ile ödenen gelir vergisi kadarlık kısmının, bu kanunun 42 inci maddesinde belirtilen kazançlardan yapılan tevkifat hariç olmak üzere terkin edileceği ve terkin işleminin yapılabilmesi için tevkif yoluyla ödenen verginin belgelendirilmesinin şart olduğu belirtilmiştir.
Olayda, davacının 1989, 1990 ve 1992 yıllarında ödenmemiş geçici vergi borcu bulunduğu, ayrıca ilgili dönemlerde mesleki kazanç nedeniyle tevkif yoluyla ödenen gelir vergisinin de olduğu, ancak geçici vergi borcunun tevkif yoluyla alınan gelir vergisinden mahsupları için başvurmadığı hususu ihtilafsızdır. Anılan Kanun hükmüne göre mahsup yapılabilmesi için tevkif yoluyla ödenen vergilerin belgelendirilerek mahsup talebinde bulunulması gerektiği açıktır. Davacının böyle bir başvurusu olmadığından, mahsup işleminin yapılmaması yerinde olup, söz konusu borcun ödenmediğinin kabulü gerekir.
Davacının ilgili dönemlerde, geçici vergi borçlarını ödemediği, ancak ödemediği bu vergileri ilgili yıllardaki gelir vergisi beyannamelerinde mahsup etmediği de açıktır. Ancak, geçici verginin cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere ödenen bir peşin vergi olması nedeniyle, mahsup dönemi geçtikten sonra vergi aslının takip edilmesi mümkün değildir. Vergi Dairesince takip edilmesi gereken amme alacağı mahsup dönemi geçmiş geçici vergi değil, bu vergilerin vade tarihinden mahsup tarihine kadar geçen süre için hesaplanan geçikme zammıdır. Dolayısıyla, ödeme emri ile sadece gecikme zammının takibi gerekirken, geçici vergi aslının talep edilmesi yerinde değildir.
Bu durumda, mahsup dönemi geçmiş geçici verginin tahsili için düzenlenen ödeme emrinde ve bu ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 1.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.