Danıştay Kararı 4. Daire 1996/5596 E. 1997/3900 K. 31.10.1997 T.

4. Daire         1996/5596 E.  ,  1997/3900 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1996/5596
Karar No: 1997/3900

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Dış Ticaret Vergi Dairesi Başkanlığı/İSTANBUL
İstemin Özeti : 1995/5 inci ayına ilişkin muhtasar beyannamesini yasal süresinden sonra veren davacı adına kusur ve usulsüzlük cezaları kesilmiştir. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda beyannamenin süresinden iki gün sonra verildiği ve verginin de süresinden sonra ödendiği ihtilafsız olduğundan kesilen cezalarda yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının 20.6.1995 günü memur eylemi nedeniyle beyannamesinin vergi dairesi veya PTT tarafından alınmadığını iddia etmesine rağmen dosyada mevcut tahakkuk bordrolarının incelenmesinden, anılan günde davalı vergi dairesinin günlük işlemlerini yaptığı anlaşıldığından aksi yöndeki iddiaların kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, memur eylemi nedeniyle vergi dairesi ve postanelerin kapalı olmasının mücbir sebep oluşturduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta, 1995/5 inci ayına ilişkin muhtasar beyannamesini yasal süresinden sonra veren davacı adına kesilen kusur ve usulsüzlük cezalarına karşı açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 39 uncu maddesinde özel kanunlarında ödeme yeri gösterilmemiş amme alacaklarının, borçlunun ikametgahının bulunduğu yer tahsil dairesine ödeneceği, 41 inci maddesinde de Maliye Bakanlığı’nın tayin edeceği yerlerde nevileri yine aynı Bakanlıkça tespit edilecek amme alacaklarının, bankalar veya postaneler vasıtasıyla tahsilat yapılmasını düzenlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmış olup, Maliye Bakanlığı’nca bu konuya ilişkin düzenlemeler yapıldığı bilinmektedir.
Dava konusu olayda, 1995/5 inci ayına ilişkin muhtasar beyanname ve damga vergisi beyannamesinin 22.6.1995 günü verildiği anlaşılmakta olup, beyannamenin geç verilmesinin vergi dairesi ve postanelerin çalışmamasından kaynaklandığı ve bu durumun mücbir sebep oluşturduğu ileri sürülmektedir. Davacı, vergi borcunu memur eylemi nedeniyle Vergi Dairesi Müdürlüğüne ödeyemediğini iddia etmekte ise de, ödemeyi Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 41 nci maddesinde özel ödeme şekillerinden birini kullanarak yapma imkanına sahip iken bu yola başvurmamıştır. Davacının süresinde vergisini tahakkuk ettirmemek ve ödeme yapmamak suretiyle vergi ziyaına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak, davacı beyanname verme süresinden sonra ikinci gün içinde kendiliğinden beyannamesini vermiş ve vergisini de ödemiştir. Davacının bu tutumunda Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesindeki pişmanlık hükümlerinden yararlanması için gerekli şartlardan sadece keyfiyeti dilekçe ile bildirmesi noksandır. Tamamen şekle ilişkin olan bu noksanlığın, davacının pişmanlık hükümlerinden yararlanmasını engellediği kabul edilemez. Bu durumda davacı hakkında kesilen usulsüzlük cezası yerinde ise de, pişmanlık hükümlerine göre pişmanlık zammının hesaplanıp istenmesi ile yetinilmesi gerekirken, kusur cezası kesilmesi yerinde bulunmamaktadır. Kusur cezasına ilişkin davanın reddinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, yükümlü temyiz isteminin kısmen kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının kusur cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, usulsüzlük cezasına ilişkin temyiz iddialarının reddine 31.10.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.